FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 6

15. Kız Kardeşler

Taşra, tam da böyle bir bekleyiş hâlinin, “orada, bir şehir var uzakta” hissinin mekânıdır. Gidilecek yer önemli değildir, buradan uzak olsun, burası olmasın yeterlidir. Yakın dönem Türkiye sinemasında ise ülkenin her anlamda “arada kalmış” halet-i ruhiyesinin ideal bir metaforuna dönüşmüştür taşra. Ancak bu metafora gitgide daha çok saplanıp kalan filmler, “burası olmayan o yeri” anlatmaya çalıştıkça varamayışın şiiri de yitmeye başlar sanki. Emin Alper’in “burası olmasın yeter” hissinden muzdarip üç kız kardeşin hikâyesini anlatan son filmi Kız Kardeşler ise, tam da bu şiiri yitirdiğimiz bir zamanda karşımıza çıkıyor ve taşrayı bir metafor olmaktan kurtararak bir masal mekânına dönüştürüyor.


620
FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 7

14. Oyunbozan – Systemsprenger

Alman yönetmen Nora Fingscheidt’in bu ilk uzun metrajlı kurmaca filminde sistem eleştirisi yapmak ya da yaşananlara dair politik bir söylemde bulunmak gibi bir derdi yok. Nitekim, filmde gördüğümüz kadarıyla Almanya’da sosyal hizmetler verimli bir şekilde çalışıyor ve Benni’ye yardım etmek amacıyla her yol deneniyor. Bu açıdan türdeşlerinden ayrılıyor diyebiliriz Oyunbozan için. Biz, filmi izlerken “Benni’nin başına gelenler Türkiye’de yaşansaydı neler olurdu?” şeklinde düşünmekten kendimizi alamazken Fingscheidt, yalnızca küçük bir kızın yaşadığı yalnızlığa odaklanmayı tercih ediyor. Belki anlatımsal olarak dünyayı yeniden keşfetmiyor ancak iyi yazılmış senaryosuyla karakterin yaşadıklarını anlatmak amacıyla çıktığı yolculuğu layıkıyla tamamlıyor.

720
FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 8

13. Monos

Devasa bir açık alan, sarp kayalar, ürkütücü bir uçurum, gökyüzü kaplayan bulutlar. En düz tabirle bir dağın tepesi. Neredeyse hiçliğin ortası. Bu hiçliğin tam göbeğinde sekiz tane çocuk. Silahlılar, gündüzlerini hipnotize edici eğitimlerle geçiriyorlar. Zaman zaman kadraja giren ve bu çocukların üst rütbesiymiş gibi görünen ama bir otorite figure olmaktan çok uzak bir cüce. Tanrının bile varlığından haberdar olmadığı bu kesiminde bu sekiz çocuk neden böyle fiziksel anlamda zorlayıcı bir eğitime tabi tutuluyorlar, neden silahları var? Ve en büyük soru; neden buradalar? Alejandro Landes’in imzasını taşıyan, bu yılın adından övgüyle söz ettiren filmlerinden biri olan Monos, büyük soru işaretleriyle başlıyor. Devamında ortaya çıkan kaosun kökenini ararken sergilediği teknik meziyet filmi, son dönemin en yoğun sinematik deneyimlerinden birine dönüştürüyor.


820
FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 9

12. High Life

Son olarak Parisli bir sanatçının gerçek aşkı ararken yaşadıklarına odaklanan İçimdeki Güneş – Un beau soleil intérieur’ünü izlediğimiz Fransız auteur Claire Denis, tamamen İngilizce çektiği ilk filmi High Life’ta uzayın derinliklerinde meditatif bir yolculuğa çıkarıyor seyirciyi. Film boyunca içinde olacağımız uzay gemisinin içinde, bir bebekle yalnız başına genç bir adam, gündelik rutinlerini gerçekleştiriyor filmin başında. Ne tam olarak bu adamın kim olduğuna ne de içinde bulunduğu uzay gemisinin tam olarak nasıl bir görevle yola çıktığına dair bir bilgi sunuluyor seyirciye. Böylesi bir gemide bir bebeğin bulunması bile başlı başına tuhaf. Daha önce 2001 yapımı Her Gün Başka Bela – Trouble Every Day ile, vampir filmi alt türünün kodlarıyla kendi üslubunca oynayarak son derece özgün bir yapıt ortaya koyan Denis, bu kez de aynısını bilimkurgu janrı için yapıyor.


920