FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 12

9. Joker

Todd Phillips’in Joker’i, 1940 yılında yayınlanmaya başlanan Batman serisinin daha birinci sayısından itibaren hayatımızda yeri olan ikonik bir çizgiroman karakterine dair yapılmış, uzun yıllar seyredilecek, referanslar verilecek ve konuşulacak bir film. Popüler çizgiroman uyarlamalarından ve süper kahraman filmlerinden neredeyse ikrah getirdiğimiz son yıllarda, Joker’in, görece biçimde kendi kuyruğunu yemeye başlayan bir yılana dönen, giderek tükendiği açık bu tür filmlerin evrenine meteor gibi düşmesi muhtemel bir bakış açısı sunduğu da kesin. Joker, salt süper kahraman filmlerine değil, genel olarak çizgiroman uyarlamalarına bakış açısını da değiştirebilecek hüviyette bir film.


1220
FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 13

8. The Souvenir

Unrelated ve Archipelago gibi filmleriyle İngiliz bağımsız sinemasının önemli yönetmenlerinden biri hâline gelen Joanna Hogg’un The Souvenir ile devler ligine yükseldiğini pekâlâ söyleyebiliriz. Yapımcıları arasında Martin Scorsese’nin de yer aldığı, otobiyografik ögeler taşıyan film, genç bir sinema öğrencisinin pek güven vermeyen bir adama aşık olmasının ardından gelen duygusal yıkıma çeviriyor kamerasını. 80’ler Londra’sında geçen bu sarsıcı öyküyü 16 mm kamerayla filme aktararak görsel anlamda da cesur bir işe kalkışan Hogg’un The Souvenir’i, ilk anından unutulmaz finaline kadar detaylar üzerinden anlatan, aşk filmi klişelerini tekrar tekrar boşa düşüren, sarsıcı ve duygusal anlamda çok yoğun bir deneyim.


1320
FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 14

7. The Lighthouse

1890’lı yıllarda geçen filmin bu anlamda da Melville, Robert Louis Stevenson romanlarından çıkmış gibi görünen karakterlere sahip olduğunu, denizcilik efsanelerinden, gemicilerden ve okyanus kıyısındaki kasabalarda yaşayan karakterlerden esinlendiğini gizlemeyen yönetmen Eggers, Thomas ve Ephraim’i bu romanlarda görmeye alıştığımız, deliliğin sınırında dolaşan karakterlerden damıtıyor. The Lighthouse, fallik bir obje olan deniz fenerinin içine hapsolmuş iki erkeğin, erkeklikleri üzerinden etrafa irin saçarak yaşadığı iktidar mücadelesine odaklanırken bir yandan da doğaötesi olanın varlığına hem karakterlerini hem izleyiciyi ikna etmekle, halusinastif olana ikna etmek arasında gidip geliyor, bir yerden sonra da bu sınırı tümden kaldırıyor.


1420
FilmLoverss 2019’un en iyi filmlerini seçti - Sayfa 15

6. Ve Sonra Dans Ettik – And Then We Danced

Levan Akin, Ve Sonra Dans Ettik’te ana kahramanı Merab’ı son derece muhafazakâr bir çevrede çıkarıyor önce karşımıza. Folklor topluluğunun içindeki erkekler, hocaları, ulusal topluluğun başındaki usta dansçılar, eskiler… Tamamı muhafazakâr bir yapının parçaları konumundalar ve dansın da ulusal onuru, gururu temsil ettiği inancına sahip, milliyetçi görüşün hâkimiyeti altındalar. Bu noktada film, Merab ve Irakli arasındaki ilişkiyi böylesi bir ortamda sessiz sedasız filizlenen bir aşk olarak betimlerken, dramatik yapıda da matematiğin fazlasıyla doğru kurulduğu bir nevi imkânsız aşk hikâyesine doğru evrimleştiriyor. Bir noktadan sonra ciğerleri söndüren bir vaziyete doğru giden Merab-Irakli aşkıyla olsun, ister istemez politik bir zemine oturan muhafazakârlık ve milliyetçilik eleştirisiyle olsun şekerli şuruplu dans filmlerinden ayrılıyor.

1520