12 Eki 2014 17:08
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:48
Film Festivallerinin kara kutusu Vapurda Çay Simit Sohbet'te!
Vapur yolcularıyla ünlü isimleri bir araya getiren televizyon programı Vapurda Çay Simit Sohbet’te bu hafta Hülya Uçansu ile sinema sohbetleri yapıldı.
Ömer Öztürk’ün yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği ve TRT Türk
ekranlarında yayınlanan programda, Hülya Uçansu’dan festivallerin
ve sektörün bilinmeyenlerine yönelik açıklamalar geldi.
TÜRKİYEDEKİ FESTİVALLER HİÇBİR KOŞULDA CANNES İLE YARIŞAMAZ.
Dünyanın en büyük 2.organizasyonu Cannes Film Festivali. Türkiyedeki festivallerin Cannes gibi dünyaca ünlü büyük festivallerle yarışması imkansız. Ama yine de İstanbul festivali dünya skalasında iyi bir yerde. Benim başladığım dönemlerde tüm dünya çapında düzenlenen festival sayısı 1000 iken bugün 3000e yakın. İstanbulu ise rahatlıkla ilk 50 arasında sayabiliriz.
İKSV BÜTÇE PROBLEMLERİ İLE YATIP KALKIYOR.
İstanbul Film Festivali var olduğu günden beri bütçe sıkıntılarıyla yatıp kalkan bir yerdir. Ben kurumdan ayrılalı 8 yıl oldu ama hala sıkıntıların devam ettiğine eminim. Belediyeler tarafından yapılan festivallerde bütçeye dayalı sorunlar olmuyor tabii, orada da başka sorunlar var.
BU SENE BİRÇOK İNSAN ANTALYA FİLM FESTİVALİNE BAŞVURMAK İÇİN JURİ BAŞKANINI BEKLEDİ
Bu sene Antalya festivalinin jüri üyeleri çok iyi. Başkanlığı da Yılmaz Erdoğan’da.
Ulusal yarışmaya başvurmadan önce yapımcılar, jüri başkanının kim olacağını görmek istediler. Açıklandıktan sonra başvurularını yaptılar.
PARA İÇİN FESTİVALE REKLAM ARALARI VERMEK DURUMUNDA KALDIK.
İstanbul Festivalinde bütçe sıkıntıları olduğu için film araları yaratıp,reklam alıyorduk. Bu kötü bir şey olsa da yapmak zorundaydık.
DİĞER FESTİVALLER PARA ÖDÜLÜ VERİNCE ORAYA GİTTİLER.
1991 yılında belediyelerin yarışmalarında büyük para ödülleri verilince filmciler o festivallere gittiler. Bu durumda biz ulusal yarışmayı yapamama tehlikesini yaşamıştık. Bu da hoş bir şey değildi. O yıllarda bir yılda üretilen film sayısı da zaten azdı.
NURİ BİLGE’DEN BAŞKASINI SATAMAYIZ.
Sinemanın yapamadığı dış satışı dizilerimiz yaptı. Mesela Muhteşem Yüzyılı kaç ülke birden izliyor. Sinema bunları yapamadı ve bundan sonra da yapamaz. Bir tek katıldığı festivallerde her yıl ödül alan Nuri Bilge Ceylan filmleri satılır.
DİZİ OYUNCULUĞUYLA KALICI OLAMAZ.
Dizilerde rol almakla kalıcı olunamaz. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Müjde Ar gibi isimler hala saygı görüyorlarsa bunu sinemaya duydukları sevgi ve emeğe borçlular. Günümüzde hızlı tüketilen zamanları yaşıyoruz. Dizide parlayan oyuncu,dizi kalkınca unutuluyor. Bundan 50 yıl sonra Türkan Şoray gibi hatırlanacaklar mı bunu zaman gösterecek.
TÜRKİYEDEKİ FESTİVALLER HİÇBİR KOŞULDA CANNES İLE YARIŞAMAZ.
Dünyanın en büyük 2.organizasyonu Cannes Film Festivali. Türkiyedeki festivallerin Cannes gibi dünyaca ünlü büyük festivallerle yarışması imkansız. Ama yine de İstanbul festivali dünya skalasında iyi bir yerde. Benim başladığım dönemlerde tüm dünya çapında düzenlenen festival sayısı 1000 iken bugün 3000e yakın. İstanbulu ise rahatlıkla ilk 50 arasında sayabiliriz.
İKSV BÜTÇE PROBLEMLERİ İLE YATIP KALKIYOR.
İstanbul Film Festivali var olduğu günden beri bütçe sıkıntılarıyla yatıp kalkan bir yerdir. Ben kurumdan ayrılalı 8 yıl oldu ama hala sıkıntıların devam ettiğine eminim. Belediyeler tarafından yapılan festivallerde bütçeye dayalı sorunlar olmuyor tabii, orada da başka sorunlar var.
BU SENE BİRÇOK İNSAN ANTALYA FİLM FESTİVALİNE BAŞVURMAK İÇİN JURİ BAŞKANINI BEKLEDİ
Bu sene Antalya festivalinin jüri üyeleri çok iyi. Başkanlığı da Yılmaz Erdoğan’da.
Ulusal yarışmaya başvurmadan önce yapımcılar, jüri başkanının kim olacağını görmek istediler. Açıklandıktan sonra başvurularını yaptılar.
PARA İÇİN FESTİVALE REKLAM ARALARI VERMEK DURUMUNDA KALDIK.
İstanbul Festivalinde bütçe sıkıntıları olduğu için film araları yaratıp,reklam alıyorduk. Bu kötü bir şey olsa da yapmak zorundaydık.
DİĞER FESTİVALLER PARA ÖDÜLÜ VERİNCE ORAYA GİTTİLER.
1991 yılında belediyelerin yarışmalarında büyük para ödülleri verilince filmciler o festivallere gittiler. Bu durumda biz ulusal yarışmayı yapamama tehlikesini yaşamıştık. Bu da hoş bir şey değildi. O yıllarda bir yılda üretilen film sayısı da zaten azdı.
NURİ BİLGE’DEN BAŞKASINI SATAMAYIZ.
Sinemanın yapamadığı dış satışı dizilerimiz yaptı. Mesela Muhteşem Yüzyılı kaç ülke birden izliyor. Sinema bunları yapamadı ve bundan sonra da yapamaz. Bir tek katıldığı festivallerde her yıl ödül alan Nuri Bilge Ceylan filmleri satılır.
DİZİ OYUNCULUĞUYLA KALICI OLAMAZ.
Dizilerde rol almakla kalıcı olunamaz. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Müjde Ar gibi isimler hala saygı görüyorlarsa bunu sinemaya duydukları sevgi ve emeğe borçlular. Günümüzde hızlı tüketilen zamanları yaşıyoruz. Dizide parlayan oyuncu,dizi kalkınca unutuluyor. Bundan 50 yıl sonra Türkan Şoray gibi hatırlanacaklar mı bunu zaman gösterecek.