Film Festivallerinin kara kutusu Vapurda Çay Simit Sohbet'te!
Vapur yolcularıyla ünlü isimleri bir araya getiren televizyon programı Vapurda Çay Simit Sohbet’te bu hafta Hülya Uçansu ile sinema sohbetleri yapıldı.
Ömer Öztürk’ün yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği ve TRT Türk
ekranlarında yayınlanan programda, Hülya Uçansu’dan festivallerin
ve sektörün bilinmeyenlerine yönelik açıklamalar geldi.
TÜRKİYEDEKİ FESTİVALLER HİÇBİR KOŞULDA CANNES İLE
YARIŞAMAZ.
Dünyanın en büyük 2.organizasyonu Cannes Film Festivali.
Türkiyedeki festivallerin Cannes gibi dünyaca ünlü büyük
festivallerle yarışması imkansız. Ama yine de İstanbul festivali
dünya skalasında iyi bir yerde. Benim başladığım dönemlerde tüm
dünya çapında düzenlenen festival sayısı 1000 iken bugün 3000e
yakın. İstanbulu ise rahatlıkla ilk 50 arasında sayabiliriz.
İKSV BÜTÇE PROBLEMLERİ İLE YATIP KALKIYOR.
İstanbul Film Festivali var olduğu günden beri bütçe sıkıntılarıyla
yatıp kalkan bir yerdir. Ben kurumdan ayrılalı 8 yıl oldu ama hala
sıkıntıların devam ettiğine eminim. Belediyeler tarafından yapılan
festivallerde bütçeye dayalı sorunlar olmuyor tabii, orada da başka
sorunlar var.
BU SENE BİRÇOK İNSAN ANTALYA FİLM FESTİVALİNE BAŞVURMAK
İÇİN JURİ BAŞKANINI BEKLEDİ
Bu sene Antalya festivalinin jüri üyeleri çok iyi. Başkanlığı da
Yılmaz Erdoğan’da.
Ulusal yarışmaya başvurmadan önce yapımcılar, jüri başkanının kim
olacağını görmek istediler. Açıklandıktan sonra başvurularını
yaptılar.
PARA İÇİN FESTİVALE REKLAM ARALARI VERMEK DURUMUNDA
KALDIK.
İstanbul Festivalinde bütçe sıkıntıları olduğu için film araları
yaratıp,reklam alıyorduk. Bu kötü bir şey olsa da yapmak
zorundaydık.
DİĞER FESTİVALLER PARA ÖDÜLÜ VERİNCE ORAYA
GİTTİLER.
1991 yılında belediyelerin yarışmalarında büyük para ödülleri
verilince filmciler o festivallere gittiler. Bu durumda biz ulusal
yarışmayı yapamama tehlikesini yaşamıştık. Bu da hoş bir şey
değildi. O yıllarda bir yılda üretilen film sayısı da zaten
azdı.
NURİ BİLGE’DEN BAŞKASINI SATAMAYIZ.
Sinemanın yapamadığı dış satışı dizilerimiz yaptı. Mesela Muhteşem
Yüzyılı kaç ülke birden izliyor. Sinema bunları yapamadı ve bundan
sonra da yapamaz. Bir tek katıldığı festivallerde her yıl ödül alan
Nuri Bilge Ceylan filmleri satılır.
DİZİ OYUNCULUĞUYLA KALICI OLAMAZ.
Dizilerde rol almakla kalıcı olunamaz. Türkan Şoray, Hülya
Koçyiğit, Filiz Akın, Müjde Ar gibi isimler hala saygı görüyorlarsa
bunu sinemaya duydukları sevgi ve emeğe borçlular. Günümüzde hızlı
tüketilen zamanları yaşıyoruz. Dizide parlayan oyuncu,dizi kalkınca
unutuluyor. Bundan 50 yıl sonra Türkan Şoray gibi
hatırlanacaklar mı bunu zaman gösterecek.