"FİKRİN YOKSA BABALANMA"!..SERDAR TURGUT'TAN ERGUN BABAHAN'A SERT YANIT!..
Serdar Turgut, Akşam'ı kaale alınmayacak küçük gazete gören Ergun Babahan'a cevap verdi....
Dün sabah odamda gazeteleri okurken yazı işlerinden bir arkadaşım geldi ve "Ergun Babahan´ın yazısını okudunuz mu?" dedi. Ben de gayet tabii ki "Hayır" dedim. Çünkü Ergun bir süredir çabalamasına rağmen bir türlü yazı işini beceremedi. O yazarlık işiyle yayın yönetmenliği işi arasındaki bağlantıda neden-sonuç ilişkisini yanlış anlamış durumda.
Yazarken yayın yönetmeni olanların yazmaya devam etmeleri normaldir de, yayın yönetmeni olduğu için yazı yazmaya başlayanların verdiği görüntü hiç de hoş olmuyor. O tür insanların yazdıkları yazılar mesleğimizin utancı olabiliyor. Çünkü insanın beceremediği bir işi yapmaya çalışması hem utanç verici hem de üzücü.
Açıkça söyleyeyim; Ergun yazarlık mesleğinin değerini düşürürken yayın yönetmenliğini iyi beceriyor. Çünkü yazarlık bir meslektir ama yayın yönetmenliği atamayla gelen görevdir. Bu görev memleketimizde eğilmeyi, bükülmeyi iyi beceren insanlar tarafından daha büyük başarıyla yapılıyor.
Örneğin, ben Ergun´un birçok yönetim badiresinden başarıyla sıyrılma becerisini ve mevkisini her yönetim altında tutma başarısını kıskanırım hep. Onun o mevkide yaşadıklarının sadece bir bölümünü ben yaşamış olsaydım şimdi çoktan `sadece yazar´ olarak ayakta kalma mücadelesi vermekte olacağımı düşünürüm.
Ondan öğreneceğim bir şeyler olabilir mi diye izlemeye çalışıyorum ama galiba yok da... Çünkü bu da bir karakter meselesi olmalı.
Medya işine hem de büyük paralar yatırarak giren Sabah´ın patronunu bir tehlikeye karşı uyarmak istiyorum.
Hatırlarsınız belki, yeni patron gazeteyi devraldığı günlerde onların sermaye ortaklığı ve kredi işleri çok tartışılırken, ben bir yazı yazarak global ekonominin bugünkü durumunda Arap sermayesinden kredi bularak büyük paralarla medya işine girilmesinin bir cesaret işi olduğunu belirtip hem Çalık Holding´i tebrik edip hem de hoş geldiniz demiştim. Sabah´taki arkadaşları da kutlamıştım
O gün bunları yazarken bile bir tedirginliğim vardı. Yeni patron medya işine hayli yabancı. Buna rağmen Sabah´a büyük paralar bağladı.
Bizim sektörün kendisine özgü birtakım dinamikleri ve kültürü vardır.
Sabah gibi markasını oluşturmuş bir gazetenin yayın yönetmenliğine oturan insan yeni patronunu bu kültür ve dinamikler konusunda sürekli uyarmak ve bazen de patronu bazı haberleri istese de bunları yapmamak zorundadır.
Sabah´ın yeni patronlarının medya sektörü konusunda çok bilgili olmasalar da konuya çok da makul yaklaştıklarını gördük. Ancak bu gibi durumlarda asıl tehlike `Kraldan fazla kralcı olmaya çalışan medya yöneticileridir´. Çünkü kendi iç dengelerini sağlam kuramamış yöneticiler `aman patrona yaranalım, aman bu onun hoşuna gitmez´ diye kendi başlarına kararlar vererek hareket edebilirler. Onların bu yaptıkları kendi patronlarına en büyük zararı ver