Fikret Bila Hürriyet okurlarına 'Merhaba' dedi! İşte Bila'nın ilk yazısı!
Milliyet'ten Hürriyet'e köşe yazarı olarak transfer olan Bila, ilk yazısını bugün kaleme aldı.
30 yıldır çalıştığı ve 3 yıldır Genel Yayın Yönetmenliği'ni yürüttüğü Milliyet'ten geçtiğimiz Haziran ayında istifa eden Fikret Bila, Hürriyet'le el sıkışmıştı.
Hürriyet'e köşe yazarı olarak transfer olan Bila'nın ilk yazısı ise bugün yayınlandı.
Bila, Hürriyet'teki ilk yazısında, Hürriyet okurlarına "Sizlerle buluşmaktan mutluyum" dedi ve 15 Temmuz gecesi gerçekleşen darbe girişimine değindi.
İşte, Bila'nın o yazısı:
Karşılaştığımız sorun beka sorunudur
Değerli Hürriyet okurları, sizlere daha rahat bir gündemde "Merhaba" demek isterdim.
Milliyet’ten Hürriyet’e geçişim olağanüstü bir döneme denk geldi. Kanlı bir darbe girişiminin ardından yüz yüze geldiğimiz can alıcı sorunlar yumağı içinde, kendimden, medyadan, Milliyet’ten, Hürriyet’ten söz açıp sohbet ederek sizleri meşgul etmeye hakkım olmadığını düşünüyorum.
Şu kadarını söylemekle yetineyim; Türkiye’nin en köklü, en önemli, en etkin gazetelerinden biri olan Milliyet’te muhabirlikten başlayarak genel yayın yönetmenliğine kadar her aşamasında, büyük bir sevgi, şevk ve onurla, aralıksız 30 yıl görev yaptıktan sonra, basınımıza her zaman öncülük etmiş, en büyük ve en etkili gazetelerin başında gelen Hürriyet’te sizlerle buluşmaktan mutluyum.
25 yıl birlikte çalıştığım Doğan ailesine ve grubuna yabancı olmadığım gibi Hürriyet okurlarına da yabancı sayılmam.
Hürriyet’te de Milliyet’teki gibi büyük bir sevgi ve şevkle, her zaman onur duyarak çalışacağımdan kuşkum yok.
Bu duygu ve düşüncelerimi paylaştıktan sonra, Hürriyet’teki bu ilk yazımda gündemdeki sorunlara ilişkin görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
DÜŞMAN ASKERİNDEN BETER
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yuvalanmış ve terör örgütü olduğu en yetkili kişi ve kurumlarca da belirtilen Fetullah Gülen’e bağlı bir grup askerin giriştiği vahşi ve kanlı darbe girişimi, Türkiye’nin nasıl bir risk altında olduğunu çarpıcı biçimde gösterdi.
Bu terörist grubun 15 Temmuz gecesi yaptıkları, düşman askerinin bile yapmayacağı derecede aşağılık; insanlıkla, dinle, imanla hiç ilgisi olmayan canice saldırılardı. Cumhurbaşkanı’nın canına kastetmek, komutanların başına silah dayayıp derdest etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Milli İstihbarat Teşkilatı’nı, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü bombalamak, Genelkurmay Başkanlığı’na tankla gelip baskın yapmak ancak bir savaşta düşman ordusunun aklına gelebilecek eylemlerdir.
Hele sivil halkın üzerine tankla, helikopterle, makineli tüfeklerle ateş açıp katliama girişmek işgal ordusunun bile yapmayacağı bir adilikti.
Bu teröristlere bırakın Türk subayı, Türk savaş pilotu, Türk askeri demek, insan demek bile zordur.
15 Temmuz; darbeye göğsünü tanklar ve kurşunlara siper ederek demokrasiyi koruyan Türk halkı, demokrasi uğruna şehit olanlar ve aileleri, darbenin karşısına korkusuzca dikilen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve muhalefet liderleri ile siyasi partiler, keza aynı cesaret ve kararlılıkla darbeye karşı duran ve darbecilerin oyununu bozan Türk basını için tarihe gurur günü olarak geçecektir. 15 Temmuz’un utancı ise darbeci teröristlerin olacaktır.
YAZININ TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ