Figen Yüksekdağ ile görüşen DEM Parti heyetinden ilk açıklama! 'Bütün şehitler ve gaziler…'
DEM Parti İmralı heyeti Kocaeli Kandıra Cezaevi'nde Figen Yüksekdağ ile görüştü. Ziyaretin ardından heyet adına açıklama yapan DEM Partili Sırrı Süreyya Önder, "Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır" dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısından sonra İmralı'da teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti heyeti TBMM'deki turlarının ardından dün Edirne Cezaevi'ne giderek Selahattin Demirtaş ile görüşmüştü.
Heyetin bugünkü durağı Kocaeli Kandıra Cezaevi oldu.
Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve yerine kayyum atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün de bulunduğu DEM Parti heyeti burada Figen Yüksekdağ ve Semra Güzel'i ziyaret etti.
Görüşmenin ardından heyet ardından Sırrı Süreyya Önder gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Sırrı Süreyya Önder'in açıklamaları şöyle:
"Figen Yüksekdağ sürece dair yarın kendi hesabından bir açıklama yapacak. Ama, size iletmemizi istedi ki, sürecin tam olarak yanıbaşında onlara ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır şekilde bekliyoruz dedi.
5 sene önce bu cezaevinden tahliye olmuştum. Yine burada konuşmuştuk. Bunu şunun için söylüyorum. 10 yıl bu ülke ağır bir zaman kaybetti. Yerine konulması imkansız olan 2 şey yitip giden canlar ve zamandır. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır.
Onlara vereceğimiz en büyük armağan bu çatışmalı süreci sonlandırmak ve barışla taçlandırmak olacaktır. Hayatta olan herkese destek hayatını kaybedenin geride bıraktığı yakınlarına bir yoldaş olmak hepimizin, toplum olarak boynumuzun borcudur. Biz bu ciddiyette ve samimiyetteyiz. En çok da biziz.
Çünkü bu konuda yüreği yanan, birinci dereceden sıkıntı çeken bedel ödeyenler de bizleriz. Hepsinin acısını yüreğimizde hissediyoruz ve rahmetle anıyoruz.
Barışa gelince şehitlerimize ve gazilerimize borcumuzun altını böylece çizdikten sonra barış çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir. Çünkü çocuklar hiçbir dahillerinin olmadığı çatışmalı bir mirası bu ülkenin çocukları haketmiyorlar. Onlara barış içinde bir ülkeyi hazırlamak ve bırakmak zorundayız. Çok spekülatif tartışmalar oluyor. İnanın silah kadar zarar veren bir dil bu.
Ülke bölünecek, çift bayrak, çift dil falan... Gündemimizde ne böyle bir şey var ne de bunu tartıştık. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu konuda fikrini değiştiren herkesle görüşmeye, süreci anlatmaya, önerlerini, eleştirilerini dinlemeye de hazırız. Hem parti olarak hem de biz heyet olarak. Tek ricamız bu toksik dilin bir kenara bırakılması."