20 Ağu 2014 09:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:35

Fidan'dan İmralı'ya 'kritik' ziyaret

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Cuma günü MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştüğü ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Cuma günü MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştüğü ortaya çıktı. Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, 'istisnai' olarak nitelediği bu ziyarette Fidan'ın Abdullah Öcalan'a, “Erdoğan hem kampanyasında hem de seçildikten sonra yaptığı açıklamalarda olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı makamında otururken de çözüm sürecinin temel takipçisi olacak" güvencesini verdiğini yazdı.

İşte Çakırözer'in yazısının o bölümü:

"FİDAN'DAN "GÜVENCE" ZİYARETİ


Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın dün medyaya yansıyan son açıklamaları çözüm sürecinin geleceği açısından önemli ipuçları içeriyordu. Atalay’ın açıklamalarında bize göre de en dikkat çekici konu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın beraberinde bir heyetle cuma günü Öcalan’a yaptığı ziyaret.

Çözüm süreci öncesindeki Oslo müzakereleri sırasında, dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak kritik öneme sahip olan Fidan daha sonra MİT Müsteşarlığı görevine atandıkan sonra da Öcalan’la İmralı’da görüşmeleri sürdüren isim. Fidan bir buçuk yıldır devam eden bu süreçte birkaç kez İmralı’da Öcalan ile görüştü. Ondan daha fazla sayıda ziyareti ise MİT’ten daha alt seviyede isimler gerçekleştirdi.

Fidan’ın bu gidişini ‘istisnai’ yapan neden nedir diye soruşturduğumuzda karşımıza ‘Cumhurbaşkanlığı seçimi’ yanıtı çıktı. Geçen hafta cuma günü yapılan ziyaret Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yapılan ilk ziyaret olması açısından kritikti.

SÜRECİN BAŞINDA KİM VAR

Hem Fidan’ın ziyareti hem de Atalay’ın dün yaptığı açıklamalar, Öcalan’ın ve sürecin Kürt tarafındaki diğer aktörlerin (Kandil, HDP, Avrupa kanadı) aklında oluşan,‘Erdoğan Köşk’e çıkınca çözüm süreci devam edecek mi?’, ‘Sürecin karar vericisi Erdoğan mı kalacak yoksa yeni başbakan mı olacak?’, ‘Bundan sonra atılmasını istediğimiz adımlarda son sözü kim söyleyecek’ gibi sorulara yanıt niteliği taşıdığı anlaşılıyor. Anlaşılan o ki Öcalan’a, “Erdoğan hem kampanyasında hem de seçildikten sonra yaptığı açıklamalarda olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı makamında otururken de çözüm sürecinin temel takipçisi olacak” güvencesi verildi. Hatta belki de Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nın süreci ‘daha da hızlandıracağı’ vaadi de buna eklenmiş olabilir.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun son dakikada bir değişiklik olmazsa başbakan olması beklenirken, Fidan’ın da yerine gelebileceği kulislerde konuşuluyor. Fidan’ın İmralı ziyareti bu açıdan da önemli. Fidan’ın ziyaretiyle kişilerden bağımsız olarak çözüm sürecine sahip çıktıklarının kararlılığını Öcalan’a ilettiği değerlendirmesi yapılıyor.

KANDİL VE AVRUPA'DAN HEYETLER

Atalay’ın, “Fidan beraberinde bir heyetle İmralı’ya gitti” sözleri ve bundan sonra devreye Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın ve sivil aktörlerin de girebileceği şeklindeki açıklamaları önümüzdeki günlerde oldukça tartışılacak gibi gözüküyor.

Bugüne kadar adaya sadece Fidan ve onun ekibinden MİT yetkilileri gidebiliyordu. Bundan sonra Kamu Güvenliği Müsteşarlığı da devreye girecek. Ayrıca akil insanlar heyetlerinden bazı isimlerle gazetecilerin İmralı’ya ziyaretleri de gündeme gelebilecek.

Atalay’ın açıklamalarından MİT ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın oluşturacağı heyetlerin bundan sonra Kandil’deki silahlı kanat ve Avrupa’daki PKK unsurlarıyla da görüşmesi aşamasına gelindiği anlaşılıyor.

BU KEZ ŞEFFAF OLUNSUN

Yeni yol haritası, “Çekilme, silah bırakma, eve dönüş ve normal hayata katılım” şekinde açıklanıyor. Çözüm sürecinin başında da halka buna benzer bir takvim sunularak 7-8 ay içinde sorunun kalıcı çözümüne ulaşılacağı vaadi aktarılmıştı. Seçim sonrası AKP’liler eylül ayında sürecin sonuçlanma aşamasına geleceğini söylemeye başladılar. Sürecin en başında, “Görüşmeler şeffaf olsun. Seçimler içinkullanılmasın” şeklinde yapılan olumlu eleştiriler bugün kadar dikkate alınmadı. Şimdi sonuç aşamasına gelindiyse başta hiçbir adıma engel olmayan Meclis’teki ana muhalefet başta olmak üzere tüm Türkiye insanı bilgilendirilmeli."