Serenay Sarıkaya: Karakterleri doğrudan etkileyen temel hatları dışında tabii ki senaristimiz Nükhet Bıçakçı’nın yorumu bu artık. Kitapları okumuş olanlar için bile sürekli merak edilen bir iş olmasında Nükhet’in çok büyük bir etkisi var
Duru ile Deniz’in yolları ayrılıyor. Duru’nun hırsı nelere neden olacak? Serenay Sarıkaya: Duru’nun neler yapacağını bilmem ama ne yaparsa yapsın Can Manay’ı hep yanında, yamacında bulacak. Nereye bakarsa orada olacak. Dizi çekimleri yoğun bir şekilde devam ediyor. Nasıl bir yaşam düzeniniz oluştu? Serenay Sarıkaya: Kendime vakit ayırabildiğim, dinlendiğim güzel bir tatil geçirdim. Şimdi ise çalışma zamanı. Set, dans provası ve ev arasında geçiyor bu ara zamanım. Gayet de memnunum.
Gelelim 5 Ocak’ta vizyona girecek olan “Arif v 2016”ya... Sizi tam teşekküllü bir robot olarak izleyeceğiz. Artık bir parçanız olarak görüyor musunuz 216’yı? Oynarken çok zevk aldığım bir karakter 216. Ben 216’nın bir parçası olabilirim ancak 15 sene sonra kostümleri giyip tekrar Arif’le karşılaşmak, ilkokul arkadaşınla karşılaşıp rakı içmek gibiydi. Çok güzel film oldu. En azından bizim içimize sindi. Yaşasın Arif 216! “Ay yine aynı kadro mu” diyenler için boy boy laflar hazırladınız mı? Hiç aklıma gelmemişti bu soru. Gençken, Arzu Film’in işlerini seyrederken ilginç değil miydi? Rocky mi aynı adam?
Nasıl bir adam Ozan Güven? Bir yandan sıradan bir vatandaş gibisiniz, bir yandan kimseyi takmayan ünlü bir isim. Sizi anlatan anahtar kelime nedir? "İşin şöhret kısmına pek yüz vermeyen, işini aşkla yapan normal bir insanım. Tabii ki yaptığım işleri seyreden ve destekleyen herkese minnettarım. Lakin hepimiz özel hayatımıza saygı görmeyi hak ediyoruz. Yıllarca herkese karşı tatlı, kibar, nazik olmak zorunda hissediyordum. Artık biraz daha farklı düşünüyorum. Herkesin en iyi arkadaşı olmak zorunda değilim. Sürekli endişe etmek ve herkesi mutlu etmeye çalışmak çok yorucu. Ben sokakta tek başıma dolanmayı, kalabalıklara karışmayı, şehirde kaybolmayı seviyorum. İnsanların gözlerini dikip fotoğraf çekmesini görmezden gelmeye başlıyorsunuz bir süre sonra. Kaygılar azalınca kendinizi daha rahat hissediyorsunuz. Bu işi yapan herkes kendine göre bir yol buluyor şöhretle başa çıkmak için. Bunun bir okulu yok. Vicdan anlamaya çalışmak dinlemek çözüm olabilir mesela, bir de empati!"