04 Ara 2008 10:39 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:25

'FETVA VERME!..SİZDEN GAZETECİLİK DERSİ ALMAYACAĞIZ!..." SEDAT ERGİN'DEN EKREM DUMANLI'YA ÇOK SERT YANIT!..

Sedat Ergin ile Zaman yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı polemiği büyüyor! İşte Ergin'in zehir zemberek cevabı...

Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, önceki gün kendisine verdiğimiz yanıt üzerine kaleme aldığı ve dün yayımlanan "Tuncay Güney ve Milliyet Gazetesi" başlıklı ikinci yazısında bana şu soruyu yöneltiyor:


"Tuncay Güney Milliyet için referans mı değil mi?" Dumanlı, bu soruyu yönelttikten sonra Milliyet'in temel bir çelişki içinde olduğunu ileri sürüyor.


Ona göre, Milliyet bilinçli bir şekilde Güney'in güvenilmez biri olduğunu kanıtlamaya çalışıyor, ancak bir taraftan da Güney'le bağlantılı olarak ortaya çıkan Fethullah Gülen hakkındaki haberleri - Gülen cemaatini zora sokmak için - yayımlamakta tereddüt etmiyor.


Dumanlı, bu durumu bir çelişki olarak görüyor. Onun mantığına göre, Güney'i güvenilir bulmuyorsanız, ama bir taraftan da açıklamalarını yayımlıyorsanız kendinizle çelişkiye düşmüş olursunuz.


* * *


Sorunun özünde galiba, Dumanlı ile gazeteciliğe bakışımız ve olayları analiz ederken kullandığımız yöntemdeki farklılık yatıyor.
Öncelikle, Tuncay Güney gibi son derece karmaşık bir şahsiyeti analiz ederken, onun her söylediğinin "tümüyle doğru" ya da "tümüyle saçma" kabul edilemeyeceğini belirtmekte fayda var.


Tuncay Güney, JİTEM'in önde gelen ismi Veli Küçük ile uzun yıllar boyunca yakın çalışmış, bu bağlantıyı korurken Milliyet, Akşam ve Samanyolu TV gibi pek çok basın kuruluşunda görev yapmış, aynı zamanda MİT'e de muhbirlik yapmış olan biri.


Bu şahıs MİT'in 1997'den sonra kendisiyle resmen irtibatını kesmesinin ardından Küçük'le temasını sürdürmüş, bu arada dolandırıcılık faaliyetlerine karışmış, çalıntı bir otomobili üçüncü bir şahsa satmaya çalışırken gözaltına alınmıştır. Güney, emniyete verdiği ifadesinde Ergenekon organizasyonuyla ilgili önemli ifşaatlarda da bulunmuş, serbest bırakıldıktan sonra ABD'ye gitmiş, bir daha Türkiye'ye dönmemiştir.


Güney, halen sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan dava çerçevesinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gıyabında yargılanıyor. Hakkında yakalama emri bulunduğundan Türkiye'ye geldiğinde sınır kapısında hemen tutuklanacak.


* * *


Bu kadar karmaşık bir kişiye kategorik bir şekilde yaklaşamayız. Söylediklerini hem ciddiye almak, hem de şüpheyle yaklaşmak durumundayız.
Şüphecilik gazeteciliğin olmazsa olmazıdır. Milliyet olarak Tuncay Güney'e bu çerçevede yaklaştık. Hahamlık iddiasında sahtekârlık yaptığından şüphe ettik ve sonuçta yalan söylediğini kamuoyuna teşhir ettik.
Bu çerçevede Dumanlı'nın yazısında bana yönelttiği suçlamalara şu yanıtları verebilirim:

1- Tuncay Güney'in 72 milyonun gözünün içine baka baka söylediği haham olduğu yalanını ortaya çıkartmak bir gazetecilik görevidir.


2- Tuncay Güney'i çürüterek Ergenekon'u boşluğa itmek gibi bir çaba içinde olduğumuz iddiasını reddediyorum. Ergenekon'u boşluğa itebilir kaygısıyla Güney'in dezenformasyonunu görmezden mi gelmemiz gerekiyordu?


3- Ergenekon'da işin sonuna kadar götürülmesini savunuyoruz. Bu konuda en titiz gazetecilik çalışmalarından biri Milliyet'te 20-25 Temmuz tarihleri arasında&