27 Eki 2016 15:42 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:35

FETÖ'ye para aktarma davası

- ABD'deki FETÖ/PDY bağlantılı bir kuruluşa toplam 2 milyon lira aktarıldığı gerekçesiyle 13 kişinin yargılandığı davada, 3 sanığın tutuklanmasına karar verildi

İSTANBUL (AA) - ABD'deki Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) bağlantılı bir kuruluşa toplam 2 milyon lira para aktardığı iddia edilen 13 kişinin yargılanmasına başlandı.

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunma yapan sanık Mehmet Aziz Başer, çalıştığı şirketin yönetim kurulu üyesi ve ortağı olduğunu belirtti.

Kendisiyle birlikte 3 kişinin daha şirket adına imza yetkisi olduğunu ifade eden Başer, yapılan ödemenin kendi adına göründüğünü söyledi.

Başer, bu ödemeden savcılık kendisini haberdar edinceye kadar bilgisi olmadığını ileri sürerek, "Sonradan muhasebecimiz Aydın Altuntaş'a sorduğumda, ortağımız olan Ercan Çiftcioğlu'nun Mustafa isimli oğlunun Amerika'daki okulu sebebiyle böyle bir para gönderdiğimizi ve evrakı bana imzalattığını söyledi. Aydın'ın bu parayı hangi hesaptan alarak gönderdiğini bilmiyorum. Ercan'ın oğlu olan Mustafa'nın Amerika'da hangi okulda okuduğunu da bilmiyorum. Aynı tarihte Aydın Altuntaş, Ercan Çiftcioğlu ve öğrenci olan Mustafa'nın dedesi Mustafa Çiftcioğlu adına ne sebeple her birisi için 5 bin dolar olmak üzere toplam 15 bin dolar gönderildiğini bilmiyorum. Muhasebeciye neden toplam 20 bin doları dörde bölüp gönderdiğini sormadım." diye konuştu.

Sanık Fatih Nur da savunmasında, şunları kaydetti:

"Ben para yatırdığım tarihten önce, kendi adıma bir firma kurmuştum. Sosyal medyadan, iddianamede bahsi geçen para gönderdiğim firmanın kültürümüzü tanıtan İslami bir kuruluş olduğunu öğrendim. Bu sebeple bir hayır yaparak, bu kuruluşa yardımcı olmak ve böylece işlerimin daha iyi gitmesini ummak adına, 4 bin doları buraya bağışladım, o firmadan da bana teşekkür mektubu geldi. Şu anda firmamı kapattım, geçmiş dönemlerde yaptığım birikimlerimle geçiniyorum. Benim Fetullah Gülen veya iddia edilen örgütüyle herhangi bir bağım yoktur. Daha önce Sema Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdunda kantin işletmecisi olarak çalışıyordum. Benim buradaki görevim, bir memur gibi çalışmak şeklindeydi, kantinin karını alan işletmeci durumunda değildim. Bu yurtta çalışırken, Milli Eğitime gidip geliyordum, Milli Eğitimden pek çok kişiden bu kurumun bir hayır kuruluşu olduğunu öğrenmem sebebiyle de para gönderdim, sadece sosyal medyadaki bilgiler sebebiyle para göndermedim. Bahsettiğim Sema Ortaöğretim Yurdunun FETÖ ile irtibatlı olduğuna dair bir şey bilmiyorum."

Sanık Orhan Yalnızer de makine atölyesi işlettiğini ve 10-15 bin liralık aylık kazancı olduğunu dile getirdi.

Yalnızer, İslami kaygıları olduğunu ve dünyanın her yerinde bu yönde hareket edilmesini faydalı bulduğundan, akademik anlamda İslami çalışma yaptığını öğrendiği, iddianamede ismi geçen firmaya 5 bin 185 dolar gönderdiğini, bunu da Bank Asya vasıtasıyla yaptığını anlattı.

Başka suçtan tutuklu sanık Halim Guruplar da başka bir FETÖ soruşturması nedeniyle tutuklu bulunduğunu belirterek, "Bildiğim kadarıyla soruşturma dosyası, Çağlayan Adliyesi'ndedir, bu hususun da araştırılmasını istiyorum. Ben daha önce de söylediğim gibi 4 bin dolar para göndermedim. Bu iddia nasıl çıkmış bilmiyorum. Mobilya satıcısı olarak çalışırım. Ayda yaklaşık 8 bin lira para kazanabiliyorum. Bu firmaya para göndermediğim gibi Amerika'da hiçbir yere para göndermedim. Bu davadaki sanıklardan hiçbirini tanımıyorum. Süleyman Eriş ve Abdullah Ünal isimli kişileri tanımıyorum. Ben 2 ay önce tutuklandım, tutuklanmadan önce Bank Asya'ya gidip sorduğumda, benim 4 bin dolar havale ettiğime dair bir evrak olmadığını söylediler. Benim Fetullah Gülen ve grubuyla herhangi bir irtibatım yoktur. Para göndermediğim için suçlamayı kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.

Sanık Aydın İşçi de savunmasında, 1997-2004 yılları arasında ailesiyle ABD'de yaşadığını, maç izlemek için ve başka sosyal faaliyetler için Türk kültür merkezlerine gittiğini, o tarihlerde bu kuruluşların FETÖ ile irtibatlı olduğuna dair herhangi bir bilgisi olmadığını savundu.

İşçi, yaşanan süreçlerden sonradan haberdar olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"ABD'de yaşayan Mehmet isimli olup soyadını bilmediğim kişi, 'sen bizi biliyorsun' diyerek, bir kuruma yardım etmemi söyledi. Ben genel olarak ABD de Türk kültürünü tanıtan kuruluşlar bulunduğunu bildiğimden, hangi firmaya gönderileceğine dikkat etmeksizin, para havalesi evrakını imzalayıp muhasebecime verdim. Para gönderdiğim yerin eğitim ve öğretimle ilgili işler yaptığı dışında çok fazla tanıdığım bir firma değildir. Tekstil üretimi yaparım. Yıllık kazancım, 1 milyon lira civarındadır. Yıltem Konfeksiyon Ticaret Sanayi AŞ. isimli firmada hem ortak hem de yönetim kurulu başkan yardımcısıyım. Ben yalnızca bu kuruma değil, başka sosyal faaliyeti bulunan kurumlara da yardım ediyorum."

FETÖ'nün darbe girişimi sonrası Başbakanlığın 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası'na da 6 şirketleri adına 120 bin lira gönderdiğini savunan İşçi, aynı zamanda ABD vatandaşı olduğunu aktardı.

İşçi, "Amerika'da yaşadığım yıllar boyunca, 15-16 kez Amerika'ya gidip geldim. Başka bir niyetim olsaydı, banka havalesi yoluyla değil de kendim gittiğimde parayı vermek şeklinde hareket ederdim. Bu husus herhangi bir suç kastı ile hareket etmediğimi göstermektedir. Ben Fetullah Gülen ve grubu ile herhangi bir temas içerisinde değilim." dedi.

Sanık İhsan Yılmaz ise savunmasında, para göndermesini isteyen yeğeninin iddianamedeki kurumun FETÖ ile irtibatını bildiğini düşünmediğini belirterek, Cumhurbaşkanına karşı böyle bir faaliyet içerisinde bulunan bir gruba bilerek yardım etmeyeceğini dile getirdi.

Mahkeme heyeti, sanıklar Fatih Nur, Orhan Yalnızer ve Aydın İşçi'nin tutuklanmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

- İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğünün 8 Mart 2016 tarihli Tihe Respect Institute Inc. unvanlı kuruluş hakkında araştırma raporunda, bu kuruluşun yetkililerinin ABD'de bulunan ve "Gülenist" olarak adlandırılan kuruluşlarla bağlantılarının bulunduğu, söz konusu kuruluşun başkan ve üst düzey yöneticisi olan Süleyman Eriş'in rapor içeriğinde yer alan basın haberleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kuruluşun FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'le bağlantılı olduğu kanaatine varıldığı bildirildi.

7 Şubat 2013 ile 6 Haziran 2014 tarihleri arasında 147 farklı kişi tarafından gerçekleştirilen 171 işlemle toplam 2 milyon 112 bin 332 dolar transfer edildiği, analize tabi tutulmuş olan 171 para transfer işleminin 150'sinin Bank Asya şubeleri aracılığıyla, 21'inin ise 5 farklı bankadan gerçekleştiği anlatılan iddianamede, örgütlenmiş şekilde para transfer eden şüphelilerin temel ortak noktalarının FETÖ ile olan ilişkileri olduğu belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Rıdvan Uzun, Ahmet Çoban, Ercan Çiftçioğlu, Mehmet Aziz Başer, Halim Guruplar, Aydın Altuntaş, İhsan Yılmaz, Kadir Keser, Orhan Yalnızer, Aydın İşçi, İlyas Kan, Fatih Nur ve Mustafa Çiftçioğlu hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık", "başkası hesabına işlem yapıldığının beyan edilmemesi" suçlarından 7 yıl 6 aydan 18 yıla kadar hapis cezası istendi.