24 Tem 2017 18:12 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:34

FETÖ'nün "mahrem hizmetler yapılanması" davası

- Sanıklardan eski Taşkent Askeri Ataşesi Kurmay Yarbay Büyükikiz:"Hiçbir şekilde terör örgütünün faaliyetleri içinde yer almadım. Örgüt üyesi değilim. Jandarma personelinin abiliğini yaptığım iddialarını da kabul etmiyorum. Bu iddialar delilden yoksundur. Benim 4 kız kardeşim var, ben sadece...

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "mahrem hizmetler yapılanması"na dahil oldukları gerekçesiyle haklarında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 138 kişinin yargılanmasına başlandı.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile sanık avukatları katıldı. Bazı sanıklarla ise tutuklu bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemiyle bağlantı kuruldu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in diş hekimi olduğu iddia edilen tutuklu sanık Ahmet Özcan savunmasını yaptı.

Hakkındaki iddiaların mesnetsiz olduğunu savunan Özcan, "FETÖ'nün mahrem yapılanmasında yer aldığım ve FETÖ elebaşının diş hekimi olduğum iddialarını reddediyorum. 5 erkek evlat babası, ailesinin sadık babasıyım. Terör örgütü üyesi, hele de silahlı terör örgütü üyesi değilim. Tek silahım dişleri oymak için kullandığım aletimdir." dedi.

İddianamede örgütün şifreli haberleşme programı ByLock yüklü olduğu iddia edilen telefon numaralarından birisinin kendisine ait olmadığını, diğer numaranın da muayenehanesine ait kurumsal mobil hatta ait olduğunu öne süren sanık Özcan, ByLock listelerinde isminin yanlışlıkla geçtiği kanaatinde olduğunu, MASAK raporunda sözü edilen para trafiğinin de işleri nedeniyle yaptığı işlemler olduğunu belirtti.

Oğullarından 3'ünü, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünün ardından kapatılan özel eğitim kurumlarına gönderdiğini ancak bu okulları çocuklarının burs kazandıkları ve evine yakın olduğu için tercih ettiğini ileri süren Ahmet Özcan, çocuklarının eğitim gördüğü tarihlerde de bu okulların terör örgütüyle bağlantılı olduğu iddiasının bulunmadığını, tatil için de Kızılcahamam'daki FETÖ bağlantılı oteli tercih etmesinin nedeninin sadece Ankara'ya yakın olmasından kaynaklandığını öne sürdü.

MİT tırlarının durdurulmasında etkin rol oynayan dönemin Adana Bölge Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun kurmay başkanı olan 15 Temmuz'da da Türkiye'nin Taşkent Askeri Ataşesi görevinde bulunan tutuklu sanık eski Kurmay Yarbay Burçin Büyükikiz de FETÖ'nün "mahrem imamı" olduğu iddialarını kabul etmediğini belirterek, darbe teşebbüsünün ardından diplomatik pasaporta sahip olmasına rağmen kaçmayarak Türkiye'ye geldiğini söyledi.

ByLock kullandığı iddia edilen telefon hatlarının kendisine ait olmadığını, bu programı kullanan kişilerle irtibatlı olduğu iddiasının da gerçeği yansıtmadığını savunan Büyükikiz, şunları söyledi:

"Hiçbir şekilde terör örgütünün faaliyetleri içinde yer almadım. Örgüt üyesi değilim. Jandarma personelinin abiliğini yaptığım iddialarını da kabul etmiyorum. Bu iddialar delilden yoksundur. Benim 4 kız kardeşim var, ben sadece onların abisiyim. 20 yıllık subaylık hayatımın son 8 senesini jandarma teşkilatında çalışmış birisi olarak, bu teşkilatın personelinin abiliğini yapmam mümkün değil. Bu iddiaya yönelik tek bir delil dahi yoktur."

İddianamede kendisi hakkında "FETÖ ile irtibatı vardır" ya da "jandarma personelinin abisidir" diyen şahısları sadece hemşehri olmalarından dolayı tanıdığını, bunun dışında bu şahıslarla herhangi bir irtibatı bulunmadığını savunan sanık Büyükikiz, kendisini Kuleli Askeri Liselerinin sınavlarına hazırladığı iddia edilen kişinin eğitim hayatının başarısız olduğunu, kendisinden daha başarısız birinin bir başkasını zor bir sınava hazırlamasının da mümkün olamayacağını iddia etti.

Savunmasını yapan bazı sanıklar da iddianamenin çelişkilerle dolu olduğunu öne sürerek, tahliyelerini ve beraatlerini talep etti.

Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, sanıkların savunmalarına yarın devam etmek üzere duruşmayı erteledi.