09 Nis 2018 17:06 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:58

FETÖ'nün İstanbul'daki "ana darbe" davası

- FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin tutuklu 14 sanığın yargılandığı davada, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanları alınıyor- Sanık eski Kurmay Albay Gümüş:- "Bu WhatsApp grubuna kendi irademle katılsaydım, bu yazışmalara katılarak bu irademi ortaya koyardım. Yazışma...

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin aralarında 4 generalin de bulunduğu tutuklu 14 sanığın yargılandığı İstanbul'daki "ana darbe davası"nın 26. duruşması tamamlandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda yapılan duruşmada, olay tarihinde Kurmay Albay rütbesiyle Hava Harp Okulu Dekanı olarak görev yapan tutuklu sanık Ahmet Gümüş'ün esas hakkındaki mütalaaya karşı savunması alındı.

Sanık Gümüş, darbe girişimi gecesi, emir komuta zinciri içinde hukuka aykırı bir emir veya talimat alma durumunun olmadığını belirterek, hakkındaki suçlamaları reddetti.

"Yurtta Sulh Konseyi" isimli WhatsApp grubuna bilgisi ve iradesi dışında eklendiğini savunan Gümüş, o gece internetinin kapalı olduğunu, söz konusu grupta yazışma yapmadığını, yazılan mesajları görmediğini, bu nedenle de herhangi bir talimat almadığını iddia etti.

Yargılanan diğer sanıklardan Fethi Alpay dışında hiç kimseyle ortak bir geçmişinin olmadığının HTS kayıtlarıyla da anlaşıldığını ileri süren Gümüş, "Bu WhatsApp grubuna kendi irademle katılsaydım, bu yazışmalara katılarak bu irademi ortaya koyardım. Yazışma yapmadığım iddianamede açıkça belirtilmiştir. Yazışma yapmadığıma göre talimat almadığım da açıktır. Dosyaya giren evraklarda internetimin kapalı olduğu açıkça görünmektedir." dedi.

Örgüt üyesi olmakla suçlandığını kaydeden Gümüş, "Örgütle hiçbir surette temasta bulunmamış biri açısından atılı suçun oluşması için yeterli delil yoktur. Bunun somut delillerle ispatlanması, dolayısıyla örgütün şemasının ve hiyerarşik yapısının tespit edilmesi ve hakkımda isnat edilen örgütün hiyerarşik yapılanması içindeki konumumun hukuki verilerle ispat edilmesi gerekir. Bu yönde bir maddi gerçek bulunmamaktadır." diye konuştu.

Sanık Gümüş, örgüt üyeliği suçunun kasten işlenebilecek bir suç olduğunu belirterek, örgüte ne zaman ve nasıl girdiği, kim tarafından dahil edildiği, hangi gerekçelerle emir ve talimat aldığı, ne tür bir suç işlediğinin delillerle ortaya konması gerektiğini söyledi.

Tarafına yöneltilen örgüt üyeliği suçlamasının mesnetsiz olduğunu ileri süren Gümüş, "Örgüt üyeliği için özel kasıt unsurunu gösteren aleyhime hiçbir kanıt yoktur. Herhangi bir yapıya üye olmam veya iltisaklı olmam imkansızdır. Çünkü örgüte iştirak edecek bir iradem yoktu." ifadelerini kullandı.

Sanık Gümüş, 15 Temmuz 2016 gecesi Moda Deniz Kulübü'nden Hava Harp Okulu'na gelen generallerin mükerrer olarak verdikleri ifadelerde örgütle bağlantısının ve darbe girişimine iştirakinin olduğuna dair bir delil olmadığını söylediklerini belirtti.

- "Örgüt üyeliği suçlamasını kesinlikle reddediyorum"

Gümüş, örgütsel bağlantıya delil olarak gösterilen ByLock, gazete, dergi aboneliği, banka hesabı gibi durumların da kendisinde bulunmadığını öne sürerek, "Darbeye kalkışan bu örgütün hukuksuz eylemini ve atama listesini kabul etmiyorum. Örgüt üyeliği suçlamasını ve örgüt adına suç işlediğim yönündeki tüm iddiaları kesinlikle reddediyorum. Örgütle hiçbir şekilde bağım olmadığı gibi bu yönde hiçbir delil de bulunmamaktadır. Darbe girişimi amacına yönelik elverişli bir davranışım ve bu davranışı başarabilecek, uygulayacak imkan ve kabiliyetim yoktu. Şiddet ve cebir içeren hiçbir harekette bulunmadım." ifadelerini kullandı.

Darbe girişimi gecesi pasif konumda olduğunu ileri süren sanık Gümüş, "Dekanlık binasının dışına çıkmadığım kamera kayıtlarıyla ve tanık ifadeleriyle sabittir. Tanımadığım kişiler tarafından atama listesine adımın yazılması, bilmediğim kişilerden telefonuma gelen aramalar, yazışmalarını görmediğim ve fark edemediğim WhatsApp grubuna tanımadığım bir kişi tarafından adımın eklenmesi...Benim bu fiilleri engelleyebilmem için öncelikle bu olaylardan haberdar olmam gerekir." dedi.

Gümüş, 14 Temmuz akşamı okulda yapıldığı beyan edilen toplantıya da katılmadığını iddia ederek, bu yöndeki iddianın maddi gerçeğe değil, varsayıma dayandığını ileri sürdü.

Duruşma, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.