FETÖ'den ihraç edilen emniyet müdürü itiraf etti! Hedefteki gazeteciler kimlerdi?
İstanbul eski Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar Ergenekon döneminde şahit olduğu kumpasları en ince ayrıntısına kadar anlattı.
Ergenekon, Balyoz operasyonları döneminde İstanbul Emniyet
Müdürlüğü’nde Güvenlik Şube Müdürü olarak görev yapan, 15 Temmuz
darbe girişiminin ardından Erzurum’da gözaltına alınan ve OHAL
kapsamında hazırlanan Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç
edilen Yunus Dolar’ın şüpheli sıfatıyla verdiği ifadeler ortaya
çıktı.
Toygun Atilla’nın Hürriyet’te yer alan haberine göre; Ergenekon
döneminde şahit olduğu kumpasları en ince ayrıntısına kadar anlatan
Yunus Dolar, o ifadelerde, dönemin Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğ’un tutuklanmasını Fetullah Gülen’in istediğini söyledi.
İddiaya göre, Yunus Dolar’ı, 1980’li yıllarda FETÖ ile henüz askeri
lise öğrencisi olan dayısının oğlu Yurdakul Akkuş tanıştırdı. Bursa
İl Jandarma İl Alay Komutanı Yurdakul Akkuş, 15 Temmuz darbe
girişiminden sonra sıkıyönetim görevlendirme listeleri ile
yakalanıp tutuklandı. Yunus Dolar, FETÖ soruşturmasına yön veren
ifadelerinde, yıllar önce kurulan kumpasları anlattı:
İLHAN CİHANER’E KUMPAS
“2005’te Erzincan Polis Okulu’na şark tayini için gittim.
Erzincan’da Erzincan Ergenekonu diye bir operasyon oldu. Erzincan’a
atanan İlhan Cihaner göreve başladıktan sonra Terör, İstihbarat ve
Güvenlik Müdürlerini yanına çağırarak, irticai oluşumlar hakkında
ellerinde ne kadar bilgi olduğunu sordu. O görüşmeye giden 3
emniyetçi de cemaatçiydi. Bu görüşmeyi cemaate aktardılar. Daha
sonra, Başsavcı İlhan Cihaner, emniyetten özellikle Fetullah Gülen
grubuna yönelik operasyon konusunda olumlu yaklaşım alamayınca İl
Jandarma Komutanlığı’nı bu konuda görevlendirdi. Cemaatin bu durumu
öğrenmesi üzerine İstihbarat Dairesi ve Erzurum DGM’den yardım
alınarak Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve diğer kamu
görevlilerine operasyon yapıldı. (Yunus Dolar, ifadesinde bu
gelişmeleri Erzincan imamı Kemal adlı kişiden öğrendiğini
söylüyor)
FENERBAHÇE OPERASYONU
İstanbul Güvenlik Şube Müdürü olduğum dönemde, Organize Şube Müdürü
Nazmi Ardıç ile Fenerbahçe operasyonu ile ilgili sohbet yaptık.
Kendisine Fenerbahçeli bir Başbakanı, Fenerbahçe’ye operasyon
konusunda nasıl ikna ettiniz diye sordum. O da bana gülerek ‘Mutlu
Ekizoğlu’nun (Dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden
sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı. Şu anda firar) ikna edemeyeceği
kimse yok’ dedi. O görüşmeden ve zaman içindeki edindiğim izlenim
Fenerbahçe Kulübüne operasyonun, Genelkurmay Başkanları’nın
belirlenmesindeki rolünü kırmak için tasarlandığını
değerlendirdim.
TALİMAT FETULLAH GÜLEN KAYNAKLI
Ankara’dayken Erzurum Lisesinde beraber cemaat evlerine gittiğimiz
ve cemaatin yönlendirmesi ile GATA’yı kazanan ve halen GATA üroloji
bölümünde Tabip Albay olan Emin Aydur bana, “Hocaefendiyi neden
kızdırdınız, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u emniyet olarak
neden tutuklatmadınız?” şeklinde bir şey söyledi. Ben de, “Nasıl
yani?” dedim. O da Fetullah Gülen’in emniyet hizmetine bu yönde bir
talep ilettiğini, aradan geçen belli bir sürede gerçekleşmeyince bu
sefer sitemkar bir mesaj daha gönderdiğini söyledi. Ben de,
“Haberim yok” dedim. Aradan belli bir süre geçtikten sonra
Genekurmay Başkanımız tutuklanınca kastedilen konunun bu olduğunu
ve talimatın Fetullah Gülen kaynaklı olduğunu anladım. Gecikme
süresi olarak kastedilen zaman dilimi içerisinde hem delillerin
üretildiği hem de cemaate yakın basın yayın organları aracılığı ile
kamuoyunun hazırlandığını değerlendirdim.
DİYARBAKIR’DAKİ KUMPASI MÜDÜRÜN VİCDANI
ENGELLEDİ
Diyarbakır Terörle Mücadele Müdürü olan cemaat mensubu Sedat Selim
Ay, Diyarbakır’da KCK Türkiye meclisine operasyon yapmaya
başladığında, Diyarbakır İstihbarat Şubesi’nin bu operasyona sıcak
bakmadığını kendisinin de Diyarbakır Kaçakçılık Şubesi’nden destek
alarak KCK Türkiye meclisine ilk operasyon çalışmasını yaptı.
Operasyonu başlatacağı esnada Diyarbakır İstihbarat Şubesi’ndeki
cemaatçi müdürlerin kendisine, “Madem operasyonu yapıyorsun,
İstihbarat Daire Başkanlığı’nın Ergenekon’la PKK’yı
irtibatlandıracak bir silah bir kroki ve bombanın hedef adreslere
konularak daha sonra aramalarda bulunup tutanaklara geçirilmesini
böylece Ergenekon yapılanması ile PKK’nın birlikte hareket ettiği
ve krokinin de Başbakanımıza (O dönem Recep Tayyip Erdoğan) suikast
içerikli olacağı fikrinin kamuoyuna lanse edileceği” şeklinde bir
telkinde bulunulduğunu fakat kendisinin bunu red ettiğini söyledi.
Daha sonra İstihbarat Dairesi’ne çağrılarak aynı telkini Daire
Başkan Yardımcısı Recep Güven’in de aralarında bulunduğu
cemaatçiler tarafından ısrar edilince kabul etmiş. Krokiyi, silah
ve bombayı alarak karayolu ile Diyarbakır’a gittiğini, operasyon
günü uygun adreslere bu materyallerin konulup tutanaklara da orada
bulunmuş gibi geçirildiğini, fakat vicdani muhasebesinin aşamayarak
ilgili adres ve adreslerde arama yapıp o materyalleri tutanağa
geçiren ekiplerle toplantı yapmış. Bu 3 materyalin bu operasyonun
ana mantığı ile uyuşmadığından yeni bir tutanak tutularak bu 3
materyalin çıkartılmasını istemiş. Riskli bir durum olduğundan
kendisine güvenip güvenmediklerini sorduğunda cemaate mensup alt
rütbeliler odayı terk etmiş, sadece 2 polis memuru kalmış ve “Biz
size güveniyoruz nasıl isterseniz o şekilde tutanak tutarız” demiş.
Bunun ardından 3 materyali çıkartarak yeni bir tutanak tutup
çalışmalarına vicdani ölçüsünde devam etmiş. Bu olaydan sonra ise
cemaat tarafından hedefe koyulmuş. İstanbul Emniyeti’ne ataması
yapıldığında, Ergenekon vb operasyonların yapıldığı birimlerde
çalışmaması için gayret gösterilmiş. Hüseyin Çapkın’ın kendisini
Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı atamasından sonra
cemaatçilerin bundan çok rahatsız olduğunu, bu esnada Taraf
Gazetesi’nin kendisi hakkında tecavüzcü ve işkenceci müdür olarak
Türkiye’de az rastlanır bir tavırla 20 gün boyunca haber yaptığını
kendisi bana söyledi.”
GAZETECİ ÇAĞDAŞ ULUS’U BÖYLE TUTUKLATTILAR
Bir görüşme esnasındayken Erol Demirhan bir ara dışarı çıkıp
gelerek TEM müdürü Yurt Atayün’e hitaben, “Ağabey şimdi abiler
söyledi, Kandil, Fırat Haber Ajansı aracılığı ile Vatan
Gazetesi’nde çalışan Çağdaş Ulus isimli bir gazeteciden Vatan
Caddesi’ndeki Fetullahçı polislerin isim listesini istemişler. Bu
gazetecinin acele tutuklanması gerekiyor” dedi ve oradan
ayrıldılar. Kısa bir süre sonra da adı geçen gazetecinin terör
örgütüne yardım yataklıktan tutuklandığını duydum.
HEDEFTEKİ GAZETECİLER
2010 yılında şark görevim biterek İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne
tayinim çıktı. Bayrampaşa İlçe Emniyet Müdürü olarak göreve
başladım. Polis Kolejinden beri cemaatin içerisinde olan devrem
Erol Demirhan (O dönem İstanbul İstihbarat Şube Müdürü) benim
komiser yardımcılığı dönemimden beri tanıştığım ve polis
muhabirleri olan gazeteciler Nihat Uludağ (Habertürk), Toygun
Atilla (Hürriyet) ve Milliyet gazetesi muhabiri olan Erdal soyadını
hatırlayamadığım (O dönem Milliyet muhabiri Erdal Kılınç)
şahısların Ergenekon operasyonları ile ilgili olumsuz haberler
yaptıkları için görüşmememi bu şahısların kendilerinin hedefleri
konumunda olduğunu söyleyince operasyonlarla ilgili kuşkularım
iyice arttı.”