Savcı mütalaasında sanığın, gelen belgeleri dikkatlice inceleme imkânı bulamasa bile mesleki tecrübesi ve kıdemi gereği basit bir incelemeyle talep konusunun hukuka aykırılığını tespit etmesi mümkün iken iş yoğunluğuyla açıklanamayacak şekilde aynı hukuka aykırı işlemleri tekrar ettiğini, usulsüz tedbir kararlarının uygulanması sonucunda kişilerin aleni olmayan konuşmalarının dinlenmesi ve özel hayatlarına müdahale edilmesi suretiyle mağduriyetlerine neden olduğunu kaydederek görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasını istedi.

DELİL YETERSİZLİĞİNDEN...

Yargıtay 12. Ceza Dairesi ilginç bir karara imza attı. Sanık hâkimin 31 kişi hakkında verdiği dinleme-izleme kararları tarih ve sayı numaralarıyla karara eklendikten sonra "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, gizliliğin ihlali, ses veya görüntülerin kayda alınması, görevi kötüye kullanma suçlarından kamu davası açılmış ise de, sanığın kasıtlı olarak bu suçları işlediğine dair yeterli delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmiştir" denildi.