Fethullah Gülen'in en çok dava açtığı gazeteci: Cemaate yapılan faşizmdir!
Hikmet Çetinkaya, 14 Aralık operasyonunun öç alma operasyonu olduğunu söyledi
Fethullah Gülen cemaatinin yaklaşık çeyrek yüzyıldır hakkında en
çok dava açtığı gazetecilerin başında gelen, cemaat aleyhine çok
sayıda yazı ve kitap kaleme alan Cumhuriyet yazarı Hikmet
Çetinkaya, 14 Aralık operasyonu için "Bu öç alma operasyonunun
temelinde 17/25 Aralık 'rüşvet ve yolsuzluk'larının açığa çıkması
yatıyor. Şike, MİT'e yönelik eylem planı bile vız geldi RTE'ye...
Yolsuzluk insanların çok canını sıktı, öfke patlaması yaptı"
dedi.
Çetinkaya, "Ne demişti Erdoğan: 'Ne istedilerse verdik!' Bir
iktidar ortaklığı vardı ve bu ortaklık bir iki yıl önceye dek çıkar
paylaşımıyla sürüyordu... Merkez medya zaten yola gelmişti...
Cemaat nasıl dize getirilirdi? Fethullah Gülen'i aşağıya doğru
yuvarlayıp iktidardan düşürmek... Geride kalanlara gelince...
Fethullah Gülen cemaatine yapılan operasyon, baskıcılığın, tek
adamlığın, daha açıkçası faşizmin göstergesidir" görüşünü dile
getirdi.
Hikmet Çetinkaya'nın Cumhuriyet gazetesinin dün yayımlanan "Cemaati
Hizaya Getirmek..." başlıklı yazısı şöyle:
Fuat Avni sosyal medya fenomeni... Ciddi sayıda izleyicisi var. Ne
yazdıysa bugüne dek doğru çıktı...
Kimdir, ne iş yapar, bilgileri kimden ya da kimlerden alır,
bilinmiyor...
Yine turnayı gözünden vurdu, geçen hafta perşembe günü yazdı,
önceki gün Fethullah Gülen cemaatine operasyon yapıldı...
Polis ağırlıklı, aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem
Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, altı
gazeteci emniyet müdürlüğüne götürüldü...
Yapılan operasyon salt "basın özgürlüğü"nü içermiyor, başka
ayakları da var. Basın yok demiyorum o da var, ama aslında cemaat
medyasına gözdağı verip şöyle denilmek isteniyor:
"RTE'yi yok saymayın, sizi ezip geçer, gelin bir an önce aklınızı
başınıza alın, uslu uslu oturun, eğer bunlara uymazsanız sizi
çökertiriz."
İki yıl önceye değin Fethullah Gülen / Recep Tayyip Erdoğan
ikilisinin arasından su sızmıyordu.
2008-2009'da hukuksuz, kanıtsız, sahte veriler, gizli tanıklar
vardı...
Gazeteciler, bilim insanları, muvazzaf ve emekli generaller,
subaylar, Kürt siyasetçiler gözaltına alınmış, insanlar zindanlara
atılmıştı...
Bu operasyonları yapan polisler, özel yetkili savcılar, Silivri
mahkemeleri henüz unutulmamıştı.
Dünün polisleri kahraman, savcıları ve yargıçları efsane değil
miydi?
***
Belleğimiz tarih olmalı, bilgiler unutulmamalı, pazar günü
yaşananlara salt "basın özgürlüğü" kapsamında bakmamalıyız...
Deniz Yarbay Ali Tatar'ı, Kuddusi Okkır'ı unutabilir miyiz!
Yalçın Küçük'ü, Mustafa Balbay'ı, Hikmet Çiçek'i, Tuncay Özkan'ı,
Doğan Yurdakul'u, Soner Yalçın'ı, Ahmet Şık'ı, Nedim Şener'i, Deniz
Yıldırım'ı, iki Barış'ı anımsamaz mıyız!
KCK davalarını unuttuk mu?
Kelepçelenen belediye başkanlarını!
Prof. Dr. Büşra Ersanlı'yı!
Pazar günü yapılan operasyon, cemaatin 17/25 Aralık 2013'ten sonra
muhalif duruşuna karşı bir gözdağı operasyonu...
Bu operasyon Cumhuriyet'in dünkü manşetinde görüldüğü gibi:
"Susturma baskını!"
Gözaltına 41 kişi alınacaktı...
31 kişi ya kendiliğinden teslim oldu ya da evlerinden alındı...
Gözaltılar, daha öncekilere benzemiyordu...
Sabaha karşı baskın yapılmamış, evleri didik didik aranmamış,
bilgisayarlarına falan el konulmamıştı...
Avukatları, fiziki koşulların iyi olduğunu, sanıklara yemek
verildiğini, üstelik yatacak yerleri bile olduğunu açıklarken
ekledi:
"Hidayet Bey, bütün gece Kuran okumuş, dua etmiş!"
***
Bu öç alma operasyonunun temelinde 17/25 Aralık "rüşvet ve
yolsuzluk"larının açığa çıkması yatıyor.
Şike, MİT'e yönelik eylem planı bile vız geldi RTE'ye...
Yolsuzluk insanların çok canını sıktı, öfke patlaması yaptı...
Ne demişti Erdoğan:
"Ne istedilerse verdik!"
Bir iktidar ortaklığı vardı ve bu ortaklık bir iki yıl önceye dek
çıkar paylaşımıyla sürüyordu...
Merkez medya zaten yola gelmişti...
Cemaat nasıl dize getirilirdi?
Fethullah Gülen'i aşağıya doğru yuvarlayıp iktidardan
düşürmek...
Geride kalanlara gelince...
Fethullah Gülen cemaatine yapılan operasyon, baskıcılığın, tek
adamlığın, daha açıkçası faşizmin göstergesidir...
***
Demokrasi ve özgürlükler herkes içindir... Adalet ve hukuk toplum
için vardır...
Türkiye'de bunların olmadığını hep birlikte gördük ve yaşadık!
Sahi 17 Aralık'a kaç gün kalmıştı!
Yarın 17 Aralık...
Ne yazacağız?
Rüşveti ve yolsuzluğu mu?..