14 Eyl 2015 10:28 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:52

Fethullah Gülen'den sert çıkış! Yemin ederim bir bir devrilecekler!

Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen, son yayınlanan sohbetinde AK Parti'ye yüklendi. Herkul adlı sitede yayınlanan konuşmada Gülen, hükümeti sert sözlerle uyardı.

Hükümete yönelik sert göndermelerde bulunan Fethullah Gülen, "Yemin bile edebilirim. Şiddetli bir fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, üst üste devrilecekler" dedi.

Gülen sözlerinin devamında ise isim vermeden bazı kişilerin öleceğini ima etti ve şunları söyledi: "Hazana maruz yapraklar gibi savrulup gidecekler. Kendilerini bir şey görenler, yapraklar gibi toprağa gübre olarak dökülecekler!..

Keşke onlar giderlerken, sizin içinizde kendilerine bir Fatiha okuma ve bir “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn” deme duygusu oluştursalardı!.. Keşke bu kadar kalbî irtibat köprülerini kursalardı ve siz onları hayırla yâd etseydiniz!.."

Fethullah Gülen, Herkul.org sitesinde yayınlanan haftalık sohbetinde isim vermeden hükümete yüklendi.

Yaşanan terör olaylarına ve sokaklarda yaşanan karışıklıklara da değinen Gülen, "Yemin bile edebilirim. Şiddetli bir fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, üst üste devrilecekler. Hazana maruz yapraklar gibi savrulup gidecekler. Kendilerini bir şey görenler, yapraklar gibi toprağa gübre olarak dökülecekler!.." ifadelerini kullandı.

İşte Gülen'in açıklamalarından öne çıkanlar:

ÇOK YAKIN BİR GELECEKTE KADERİN ŞİDDETLİ TOKATLARIYLA DERBEDER OLUP GİDECEKLER

*Bugün bu zulüm tablolarını hazırlayanlar, insanları birbirlerine karşı zulme sevk edenler, birbirine musallat edenler; kanda, irinde, gözyaşında kendi istikballerini imar etmeye çalışanlar… Bu mimar bozuntularının çok yakın bir gelecekte derbeder olup gittiklerini, kaderin şiddetli tokatlarıyla onlara “yeter artık!” dendiğini göreceksiniz. Entelektüel buna “yeter” demedi; birkaç tane elit bunlara “yeter” demedi; kendi içlerinden inanan gibi görünen bazı kimseler de “Bu kadarı fazla!” demedi. Onlar demedikleri için, dediği hora geçen ve mutlaka olan “Kün fekân” Sultanı dediği zaman zîr ü zeber olacaklarında tereddüdünüz olmasın.

*Fakat o zaman da şu anda içinizde yaşattığınız o şefkat duygusuyla belki onlara acıyacaksınız, ızdırap duyacaksınız; “Keşke” diyeceksiniz “vaktinde iyiyi, güzeli, doğruyu keşfetselerdi; doğru yolda kaybedenlerden olmasalardı; sırât-ı müstakimde trafik kazası yapmasalardı; sırât-ı müstakimde şeytanın oyuncağı haline gelmeselerdi.”

FIRTINAYA MARUZ KALMIŞ AĞAÇLAR GİBİ YIKILIP GİTTİKLERİNDE ONLAR İÇİN ÜZÜLEN YİNE SİZ OLACAKSINIZ!..

*Size “rahat olun” diyemem, çünkü size dünyada rahat mukadder değil. “Her âkıle bir dert bu âlemde mukarrer / Rahat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan.” (Ziya Paşa) Şimdi birileri sizi rahatsız ediyorlar. Bunu aşabilirsiniz, hem bunu aşmak da sizin için kolaydır.

“Ey Yüce Rabbimiz, biz yalnız Sana güvenip Sana dayandık. Bütün ruh u cânımızla Sana yöneldik ve sonunda Senin huzuruna varacağız.” (Mümtehine, 60/4) dersiniz. İçinize inşirah akar. Gönlünüzde bir itminan hâsıl olur.

*Fakat sizi bekleyen bir ızdırap var ki, bugün kötülük yapanlar, yarın birer mezar-ı müteharrik gibi peşi peşine devrildikleri zaman, saltanatları başlarına yıkıldığı zaman; -yazık- kitle psikolojisi ile kandırılıp sokaklara dökülen o gençler heder olup gittikleri zaman, “Yazık oldu!” diyeceksiniz; tedavisi, tamiri kâbil olmayan bir ızdırabı vicdanlarınızda duyacaksınız. Üzüleceksiniz!..

*Evet, şimdi çektiklerinizi aşacaksınız Allah’a tevekkül, teslimiyet, tefviz ve sikâ ile. Her şeyi O’na bağlamakla itminana ereceksiniz ve bu bâdireleri, bu gâileleri yok gibi göreceksiniz. Kendinize bir çarpı çekeceksiniz, “ene”yi atacaksınız; meseleyi “Hüve”ye bağlayacaksınız. “Madem Seni bulduk, her şeyden kurtulduk!” diyeceksiniz. Fakat size kötülük yapanlar birer birer, bir fırtınaya maruz kalmış ağaçlar gibi yıkılıp gittiğinde bu defa onlar için üzüleceksiniz.

ÖLMÜŞ GİTMİŞLERİNİZİN İYİ VE GÜZEL YANLARINI YÂD EDİN

*İsterseniz yemin bile edebilirim. Neden? Çünkü Allah’ın adaletine inanıyorum! Ne kadar inanıyorum? O’nun varlığına inandığım gibi.. Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm’ın nübüvvetine inandığım gibi.. Kur’an’ın Allah’tan geldiğine inandığım gibi.. Râşid Halifeler’in hak olduğuna inandığım gibi inanıyorum!.. Yemin bile edebilirim. Şiddetli bir fırtına ile devrilen ağaçlar gibi bir bir, üst üste devrilecekler. Hazana maruz yapraklar gibi savrulup gidecekler. Kendilerini bir şey görenler, yapraklar gibi toprağa gübre olarak dökülecekler!..

*Keşke onlar giderlerken, sizin içinizde kendilerine bir Fatiha okuma ve bir “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn” deme duygusu oluştursalardı!.. Keşke bu kadar kalbî irtibat köprülerini kursalardı ve siz onları hayırla yâd etseydiniz!.. Yâd etseydiniz de İnsanlığın İftihar Tablosu’nun şu beyanına uygun içinizden gele gele hareket edebilseydiniz. Edemeyeceksiniz, zorlanacaksınız. “Ölmüş gitmişlerinizin iyi ve güzel yanlarını yâd edin, kötülüklerini sayıp dökmekten sakının!” Fakat çok zorlanacaksınız!.. Sövmüşler, saymışlar, üzerinize zift püskürtmüşler. Bunları birer birer gördüğünüz zaman bir kere daha, muktezâ-yı beşeriyet, tabiatınızdaki tepki, harekete geçecek. Sürekli içinizde reaksiyon hissi duyacaksınız. İşte o zaman iradenin hakkını kullanarak, bütün o olumsuz, negatif duyguları baskı altına almakta zorlanacaksınız."