Fethullah Gülen'den İçişleri Bakanı'na dava!
Fethullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak, İçişleri Bakanı Efkan Ala aleyhine 50 bin TL manevi tazminat davası açtı.
Fethullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak, İçişleri Efkan
Ala'nın Erzurum'da yaptığı bir konuşmada müvekkiline yönelttiği
gerçek dışı ithamlar ve yakışıksız benzetmeler ile müvekkilinin
kişilik haklarına saldırdığını belirtti. Avukat Albayrak, haksız
saldırı nedeniyle İçişleri Bakanı Efkan Ala aleyhine 50 bin TL
manevi tazminat davası açtı.
Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde, davalı
İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın 27 Ocak'ta Erzurum'da yaptığı
konuşmasında müvekkilime karşı gerçek dışı isnad ve ithamlarda
bulunduğu vurgulandı. Dilekçede, "Bu beyanlar müvekkilimin kişilik
haklarına açık ve ağır saldırı niteliğindedir. Söz konusu ifadeler
eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyecek
nitelikte olup, müvekkilimin kişilik haklarına saldırma kastının
tezahürüdür." denildi. Avukat Albayrak dilekçesinde, "Davalı
konuşmasında müvekkilimin ismini vermese de, tüm yazılı ve görsel
medyada sözlerin müvekkilime söylendiği açık olarak ifade
edilmiştir." dedi.
'HUSUMET VE KUŞKU YARATMAYA ÇALIŞILIYOR'
Avukat Albayrak, İçişleri Bakanı Efkan Ala tarafından söylenilen
hakaret içerikli sözlerle kamuoyunda müvekkiline karşı husumet ve
kuşku yaratmaya çalışılarak, müvekkilimin kişilik haklarına
saldırıldığını ifade etti. Avukat Albayrak dilekçesinde "Dava
konusu sözleri sarfetmek suretiyle insanları birbirine düşürme ve
insanlar arasına kin ve düşmanlık sokma gayretiyle hareket etmek
hukuken ve vicdanen kabul edilemez bir davranıştır." dedi.
'İFADELER KİŞİLİK HAKLARINA AÇIK BİR
SALDIRIDIR'
"Davalı İçişleri Bakanıdır. Bu sıfatı ile, insanların seçim
meydanlarında suçlu ilan edilemeyeceğini ve karakter suikastı
yapılamayacağını bilir, bilmesi gerekir." Denilen dilekçede, şunlar
dile getirildi: "Konuşmada söylenilen 'darbe teşebbüsünde bulunmak,
başkaldırmak, defekte etmek, yuvalanmak, iyi niyeti suiistimal
etmek, uluslararası sömürge düzenine one munite diyen bir lidere
dur demek" şeklinde ifade edilen sözler mesnetsiz, haksız ve
hukuksuz birer iddiadan başka birşey değildir. İftira niteliğindeki
bu tür iddiaların sorumsuzca dile getirilmesi, halkı kin ve
düşmanlığa tahrik etmekten başka bir amaca hizmet etmemektedir.
İçişleri Bakanı tarafından hukuk hiçe sayılarak bu tür sözlerin
sarfedilmesi, sosyal medyada insanların ahlaki ve hukuki kriterleri
yok sayarak hakaret ve iftira atmalarını teşvik etmektedir. Bunun
ahlaki ve vicdani sorumluluğu doğrudan davalıya ait olacaktır."
'DAVALI RAHATLIKLA MESNETSİZ İDDİALARDA
BULUNABİLİYOR'
Avukat Albayrak dilekçesinde, davalının siyasi bir kişilik
kazanmasının hemen ardından gerçek dışı iddialarda bulunduğunu
ifade ederek, "İddialarının iftira olduğunun ortaya çıktığında ise
'ben isim vermedim ki' deyip sorumluluktan sıyrılmaya çalışmıştır.
Bu durum davalının rahatlıkla mesnetsiz iddialarda bulunabildiğini
göstermektedir." dedi.
'GÜVENİ ZEDELEYİCİ ÜSLUP KULLANILDI'
Davalının konuşmasında 'güveni zedeleyici bir üslup kullandığı'
vurgulanan dilekçede, "Davaya konu ifadelerde yararlı ve ilgili
olmayan nitelemeler ve yorumlar yapıldığı, tahrik edici, kamuoyunda
husumet ve kuşku yaratıcı, güveni zedeleyici bir üslubun
kullanıldığı; böylece, eleştiri sınırları aşılarak öz ile biçim
arasındaki dengenin bozulduğu belirgin olup, hukuka aykırılık
unsuru gerçekleşmiştir. Davalı tarafından kullanılan sözler amacı
ne olursa olsun başlı başına kişilik haklarına ağır ve haksız bir
saldırı oluşturmaktadır." denildi.
'HOCAEFENDİ BİR SÜREDİR HAKSIZ İDDİA VE İFTİRALARA MARUZ
BIRAKILIYOR'
Müvekkili Fethullah Gülen'nin kendini İslam'ın tertemiz çehresini
tüm dünyaya tebliğ ve temsil ile göstermeye adadığının altına çizen
Avukat Albayrak dilekçesinde şunları vurguladı: "Evrensel barışa ve
medeniyetler arası diyaloğa yapmış olduğu katkılarıyla dünya
kamuoyu tarafından tanınan, toplumun büyük bir kesimi tarafından
eserleri ve yaptıkları ile bilinen, takip edilen, takdir edilen ve
sevilen bir kanaat önderi olmakla birlikte, ne yazık ki hukuku hiçe
sayan bir kesim tarafından bir süredir haksız iddia ve iftiralara
insafsızca maruz bırakılmaktadır. Herkesi kendi fikrinde ve
konumunda kabul eden, insanların düşüncelerine saygı duymak ve bu
temellerde toplumun bütün kesimleri arasında diyaloğu ve hoşgörüyü
teşvik etmek için adeta canhıraş feryat eden müvekkilimin kişilik
haklarına zarar vermek suretiyle konuşmalar yapmak haksız ve
insafsızlıktır."
'İFADELER ELEŞTİRİ MAHİYETİNDE DEĞİLDİR'
"Davalı tarafından dile getirilen hususlar müvekkilin eleştirilmesi
değil, açık ve tereddütsüz olarak suçlanması, halk nazarında küçük
düşürülmeye çalışılmasıdır." Denilen dilekçede, şunlar dile
getirildi: Eleştiri belirli bir davranış, olay, kişi ve eser
konusunda yorumları içerir. Siyasal eleştiri ve değerlendirmelerde
aynı çerçevede düşünülür. Özellikle toplumun her an göz önünde olan
siyasal kişileri gerektiğinde eleştirmek basının görevidir. Yayın
konusu yapılan haber objektif oldukça, doğru olaylara dayandıkça ve
doğru amaca yönelik bulundukça eleştiri yapılabilir. Davalı
tarafından dile getirilen hususlar müvekkilin eleştirilmesi değil,
açık ve tereddütsüz olarak suçlanması, halk nazarında küçük
düşürülmeye çalışılmasıdır. Davalı eleştiri amacıyla hareket
etmemiştir. İddia edilen hususlar gerçek olmadığından kamu
yararının varlığından da bahsedilemez."
'İSTENİLEN TAZMİNAT FAHİŞ DEĞİLDİR'
Davalıdan istenen tazminatın fahiş olmadığına dikkat çekilen
dilekçede, "Davalı tarafından basın açıklamasında dile getirilen
iddialar ve suçlamalar çok ağırdır. Tazminat takdir edilirken,
isnadın ağırlığı ve muhatabın bu isnat nedeniyle çektiği büyük acı
ve elem göz önünde bulundurulmalıdır. Müvekkilimin konumu (sosyal
durumu) tazminat miktarı belirlenirken nazarı dikkate alınmalıdır.
Konuşma yazılı ve görsel medyada ve internette yayınlanmıştır. Hem
çok sayıda takipçiye ulaşmış ve hem de internette yayınlanmak
suretiyle kalıcı olduğundan, insanların bu ifadeleri tekrar tekrar
okuyacak olması nedeniyle tazminatın yüksek miktardan
belirlenmesinin iktiza ettiği izahtan varestedir. Mesnetsiz ve
haksız iddiaların başkaları tarafından kullanılmasına sebebiyet
verilmiş olması hususunun da tazminatın takdirinde dikkate alınması
gerekmektedir." ifade edildi.
Avukat Albayrak, davaya delil olarak, "27.01.2014 tarihinde
Erzurum'da yapılan konuşma içeriği, konuşmayla ilgili medyaya
yansıyan haberler, konuşma içeriğiyle ilgili olarak yapılan
yorumlar, gerek duyulması halinde sunulacak olan Uzman Mütalaası,
arşı tarafça sunulan delillere karşı sunulacak olan mukabil
deliller, yasal her türlü delaili' sundu. (CİHAN)