Festival Başkanı Tan: Kültür Bakanlığı'ndan telefon geldi...
'Bakur' adlı belgeselin 34. İstanbul Film Festivali'ndaki gösteriminin iptaliyle ilgili yankılar sürüyor.
Kültür Bakanlığı'nın "Eski yazıyı yeniymiş gibi göstermekle"
suçladığı festivalin direktörü Azize Tan, CNN Türk'e yaptığı
açıklamada "Cuma günü Kültür Bakanlığı'ndan telefon geldi.
Cumartesi günü de kanun maddesini hatırlatan eski yazıyı yeniden
mail attılar. Sonra emniyetten görevliler geldi..." diye
konuştu.
Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu’nun yönettiği ‘Bakur’
belgeselinin 34. İstanbul Film Festivali’ndeki gösteriminin
iptalinin yankıları sürüyor. Kültür Bakanlığı, dün yaptığı yazılı
açıklamada “Söz konusu yazı festival yönetimine yeni gönderilmemiş
olup, ilgili mevzuatın hükümlerinin hatırlatıldığı 9 Ocak 2014
tarihinde gönderilen genel bir bilgilendirme yazısıdır” denilerek,
İKSV’yi eski yazıyı yeniymiş gibi göstermekle suçlamıştı. Bu
gelişmenin ardından CNN Türk’te Mirgün Cabas’ın “Her Şey”
programına konuşan festival direktörü Azize Tan ise Kültür
Bakanlığı’ndan hem telefon hem de mail geldiğini anlattı.
Azize Tan’ın açıklamaları şöyle:
“Festivalin ilk haftasında, 8 Nisan’da bir yerli belgesel, 11 Nisan
günü de 5 tane kısa filmin gösterimi yapıldı. Bu filmlerin de kayıt
tescil ya da eser işletme belgesi yoktu. Oralarda bir sorun olmadı.
Biz cuma akşamı bir telefon aldık. Cumartesi günü de bakanlıktan
bir mail geldi. Telefonda filmlerle ilgili kayıt tescil belgesi
olup olmadığı soruldu. Biz de SEK’ten (Sanatsal Etkinlikler
Komisyonu) aldığımız izin yazımızı bakanlığa gönderdik. Festivalin
içeriğinden festival komitesinin sorumlu olduğu ama festivalin
düzenlenmesinde bir sakınca olmadığına dair bir yazı... Cumartesi
günü de bir e-maille 2014 yılının ocak ayında sadece bize değil tüm
festivallere gönderdikleri ilgili kanun maddesini hatırlatan yazıyı
bir kere daha gönderdiler. Bu sırada hem 11 Nisan Cumartesi günü
hem 12 Nisan Pazar günü emniyetten görevliler gelip eser işletme ya
da kayıt tescil belgesi olmayan bir filmin gösteriminin orada
yapılacağının bilgisini aldıklarını ve yapılıp yapılmayacağını
denetlemeye geldiklerini söylediler...”