Ferdi Baba'yı unutulmak öldürür

Geçen hafta, büyük sanatçı Ferdi Tayfur'un vefatı üzerine bu köşede "Ferdi Baba'nın ardından: İçim yanar yanar yanar…" başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Öncelikle belirtmek isterim ki; samimi duygularımı yansıttığım bu yazının siz kıymetli okurca beğenilmesi beni ziyadesiyle mutlu etti.
Bazı sanatçılar vardır; onlarla büyürüz, onlarla yaşlar alırız. Duygularımıza tercüman olurlar; onlarla güler, onlarla ağlarız. O kadar içimize işlerler ki onlardan biri hayatını kaybettiğinde ailemizden birisini kaybetmiş gibi oluruz.
Ferdi Tayfur işte o isimlerden biriydi benim için.

.*

Gelinen noktada; Türk müziğinde büyük izler bırakan önemli bir sanatçıyı kaybetmenin üzüntüsünü yaşamakla birlikte toplumun ona olan vefa borcunu da ödemesi gerektiğini düşünüyorum.
Vefat eden her insan gibi Ferdi Baba da asıl unutulunca ölür.
Acımız daha çok taze evet ama cenaze merasiminde aile bireyleri arasındaki tatsızlıklar göz önünde bulundurulduğunda onun bıraktığı kültürel mirasına sahip çıkmak için bir an evvel harekete geçilmeli.
Kültür ve Turizm Bakanlığının öncülüğünde dört başı mamur bir Ferdi Tayfur Müzesi kurulması için ailesi başta olmak üzere herkes katkı sunmalı.
Ferdi Baba'nın doğduğu Adana'da ya da yaşamının büyük bölümünü geçirdiği İstanbul'da kurulacak bu müzede, kişisel eşyaları başta olmak üzere onun hem müzisyen hem de sinemacı yönünü yansıtan tüm öğelere yer verilmeli.

.*

Şu hususa da değinmeden geçemeyeceğim;
Ferdi Baba'nın cenaze merasiminde, aile bireyleri arasında yaşanan tatsız olaylar hayranlarının acısını bir kat daha artırmıştır.
Milyonların sevgisini kazanan, gönül insanı Ferdi Tayfur'a daha anlamlı ve duygusal bir veda yakışırdı.
Dilerim bundan sonraki süreçte Ferdi Baba'nın kıymetli eşleri Necla Hanımefendinin de inisiyatif almasıyla Ferdi Tayfur'un bıraktığı kültürel mirasa sahip çıkılır ve bu miras hak ettiği yere taşınır.