"FARKLI TEKLİFLER VARDI"
"Sakin şekilde bekliyordum, analiz ediyordum. Farklı teklifler vardı. Farklı başkanlarla görüştüm. Motive edecek kararı vermek için acele etmiyordum. O dönem 3 başkan adayının hepsi benimle görüştü. Bu da kulübün beni ne kadar istediğini hissetmemi sağladı. Ali Koç ve Mario Branco, bana bu kulübün hırslarını acılarını, yara izlerini ve hayallerini anlattı. Yeni bir ülke olması sebebiyle motiveydim. İngiltere, İtalya, Portekiz değil, burası yenilikti. Aynı zamanda kulübün zor bir dönemde olması hırsı vardı. Kulübün hayallerini iyi anlıyorum ve bu kulübün parçası olmak istiyorum."
"TÜRKİYE'DE DIŞARI ÇIKSAM 10 METRE YÜRÜYEMEM"
"İngiltere'de insanlar futbolu sadece haftada 90 dakika yaşıyor. Haftanın geri kalanında kendi işleri hayatları var. Chelsea'de çalışırken evim 10 dakika yürüme mesafesindeydi. Maç bitince eve yürürdüm. Türkiye'de 10 metre yürüyemem. Baskıyı seviyorum. Duyguyu seviyorum. Çok fazla şiddet, agresyon gibi şeyleri kapı dışında bırakıp bunu kontrol altına alırsak her şey daha güzel olur. Ligde çok fazla aynı şehirden takım var, İngiltere'de böyleydi. Ama İstanbul'da yaşadığımızla karşılaştırılamaz."
"OSIMHEN HARİKA BİR OYUNCU"
"Ben Osimhen'i sorarsınız diyordum. Medina ile ilgili bir şey konuşamam. Çünkü Boca Juniors'un oyuncusu. Osimhen harika bir oyuncu. 70-75 milyon euro kulüp olsam alırdım, Harika bir oyuncu. Farklı koşullarda geldi. Ama günün sonunda koşulların önemi yok. Galatasaray harika oyuncu aldı. Benim Osimhen ile bir problemim yok. Hatta çok iyi bir ilişkimiz var. Sadece kendini yere çok atıyor. Kendisine bunu söyledim. Roma-Napoli maçında onunla konuştum. 'En iyi iki Afrikalı oyuncudan birisin. Sen ve Salah. Böyle davranamazsın.' Onunla problemim buydu, sonra 10 dakika sonra unuttuk."
"EŞYALARIMI TOPLAYIP KAÇARDIM"
"Yabancı hocaların neden başarılı olamadıklarını onlara sorun. İki yıl kalırsam ve şampiyon olamazsam, sizinle bir araya gelip neden olmadığını o zaman söylerim. Çok fazla şey duydum, bunlara insan eşyalarımı toplayıp kaçardım. Dinlendiğim her şeye inanmam. Kendim anlamaya çalışırım. Türk teknik adamlar kültüre daha hakim. Türkiye Ligi'ni öğrenmeye çalışıyorum. Bütün odak noktam bu. Şampiyonluk adayı takımlardan birinin teknik direktörünün çok yakın hakem arkadaşı olduğuna inanmam. Adapte olmak Türk teknik adamlar için daha kolay. Onların zaten doğal habitatı burası. 20 yıl önce Portekiz'den ayrıldım, çabuk adapte oldum ve kupalar kazandım. 9. şampiyonluğu kazanacağıma inanmasam, burada olmazdım."