13 Kas 2018 15:17 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:58

Fehmi Koru'dan Turkuvaz ve Demirören Medya'nın kararına olay yorum!

Demirören ve Turkuvaz Medya'nın yazılı basını kurtarmak adına devreye soktuğu yöntem Fehmi Koru'nun da gündemindeydi.

Fehmi Koru, bugün hayata geçirilen yöntemin daha önce pek çok kez burada ve başka ülkelerde denenmiş, ancak başarısız olduğu için vazgeçilmiş bir yöntem olduğunu ifade etti.

Gazetelerin yazarlarının eskisi gibi okunmadığını ve bunun sebebinin onların yazarlarının erkenden sitelerde yer almasından kaynaklandığını sandığını söyleyen Koru, "Oysa gerçek benim yazdığım gibidir: Gazetelerin yazarları eskisi kadar okunmuyor." dedi.

Fehmi Koru, beş ay sonra gerçekleştirilecek yerel seçimde bağımsız internet sitelerinin etkisinin daha fazla hissedileceğini iddia etti.

İşte Fehmi Koru'nun bugünkü yazısından ilgili bölüm:

Gazeteler yazarlarını okurlardan saklamaya başladı; yaşasın bağımsız siteler...

Müteveffa Albert Einstein‘ın zihinlere nakşolmuş pek çok özlü sözü var da birini her zaman tek geçerim.

O da şu: “Hep aynı şeyi tekrar edip her seferinde farklı sonuç almayı beklemek salaklıktan başka bir şey değildir.”

Şu birkaç gündür bu sözü yeniden hatırlatan bir gelişme yaşanıyor.

Bu yazım sabahın erken saatlerinde (06.00’dan önce) dünyanın dört bir tarafındaki okurlar tarafından erişilebilir hale gelecek. Yazı için sabahın köründe (04.00 gibi) ayaklandım. İlk yaptığım iş, her gün olduğu gibi, gazetelerin internet sitelerine girip son haberlere ve yazarların ne yazdıklarına bakmak oldu.

Yazarlar okunmuyor
Yazımı bitirip erişilebilir kıldıktan sonra, ‘OcakMedya‘ sitemizin ‘Seçilmiş Yazılar’ bölümü için bence okurların dikkatinden kaçmaması gereken yazıları derlemeye çalışacağım.

Çalışacağım, ama Sabah‘ın başını çektiği Turkuaz Medya grubu ile Hürriyet‘in lideri olduğu Demirören Medya grubu içerisine giren gazetelerin birkaç gün öncesine kadar erkenden sitelerine konulan köşe yazılarını ara da bulasın…

Prensip kararı almışlar, yazarların yazılarını çok daha geç bir saatte sitelerine yerleştiriyorlar.

Einstein‘in sözü işte burada devreye giriyor: Daha önce pek çok kez burada ve başka ülkelerde denenmiş, ancak başarısız olduğu için vazgeçilmiş bir yöntem bu.

Bakmayın siz tiraj raporlarına, günümüzde gazeteler artık bayiden alınarak okunmuyor. İnsanlar hem kolay hem de bedava olduğu için gazetelere artık internet üzerinden ulaşıyor ve okumak istediklerini oradan okuyorlar.

Dünyada eğilim şöyle: Bilgi bedava erişilmek arzusunda, bu sebeple gazeteler ve dergiler reklam geliriyle yetinip kendilerini okurlara açık tutuyorlar. Biraz cesur olanlar, sundukları malın kalitesinden emin olanlar ise okurlardan para talep ediyorlar.

New York Times (NYT) sözgelimi; gazetenin bütününden yararlanmak isteyenlerden belli bir ücret ödemesini istiyor. Geçen gün (1 Kasım) gazete para ödeyerek internet üzerinden abone olan okur sayısının 4 milyonu aştığını haberleştirdi. Gazeteye son üç ayda 203 bin yeni dijital abone katılmış. Bu da gazetenin net gelirinin aynı dönem yüzde 30 artışla 41.4 milyona ulaşmasını sağlamış.

Tabii o NYT. Bizde kendisini para duvarı arkasına saklayan gazeteler kısa sürede o yoldan dönmek zorunda kaldılar.

Peki, bu son karar neden alınmış, gazeteler yazarlarının yazılarını neden geç bir saatte erişilir kılmış olabilir?

Fazla düşünmeniz gerekmiyor: Gazeteler bayiden satın alınarak okunmadığı gibi, gazeteleri internet üzerinden izleyen dijital okur da gazetelerde yazanların tiryakisi olmaktan uzaklaştı. Yazarlar okunmuyor ve gazeteler bunun sebebini onların yazılarının erkenden sitelerde yer almasından kaynaklandığını sanıyor.

Erkenden konulunca bağımsız internet siteleri o yazıları iktibas ediyor, okur da gazetenin internet sitesi yerine onu başka yerlerde okuyor… Böyle düşünüyorlar.

Oysa gerçek benim yazdığım gibidir: Gazetelerin yazarları eskisi kadar okunmuyor.

‘Seçilmiş yazılar’ bölümünde her gün değerlendirdiğim yazıların sonuna ‘yazının devamı için’ notuyla yazının yayınlandığı gazete sayfasına link verdiğim için, her günün seçilmiş 10 yazısının, seçtiğim yazarların o günkü okunma sayısını belirgin biçimde artırdığını sanıyorum.

Gazete yöneticileri ‘OcakMedya’ gibi sitelerin kendileri için de yararlı olduklarının farkında değiller.

Farkına varacaklardır bu deneme sonunda.

Televizyon tartışmaları da izlenmiyor
Habertürk gazetesine geçtiğimde orada şimdikine benzer bir uygulama olduğunu yaşayarak öğrenmiştim. Gazete içeriği erkenden erişilebilir hale getirildiği halde, yazarların yazıları bayağı geç bir saatte aynı duruma getiriliyordu.

Yanlış ben henüz oradayken anlaşıldı ve o uygulamadan vazgeçildi.

Şimdi artık basılmıyor Habertürk ve garip bir biçimde yazarlarını okurlardan gizliyor. Eskiden sitenin tepesinde ‘yazarlar’ diye bir başlık varken, şimdi o başlık kaldırıldı ve yazarları sitede bulmak için bayağı bir çaba göstermek gerekiyor.

Medyamız içine sokulduğu dar boğazın dayattığı açmazların farkında, ancak sebebi tam algılayamadığı için çıkış yolunu da yanlış yerlerde arıyor.

Kendi sitelerinin daha az tıklandığını görmemeleri imkansız, görüyorlar; ancak bağımsız internet sitelerinin neden okurların gözdesi haline geldiğini anlayamıyorlar. Televizyon haber kanalları da ekranlarında her akşam sürdürdükleri tartışma programlarındaki reyting düşüşünü anlık izlenme rakamları önlerine geldiği için tespitte zorlanmıyorlar; ancak YouTube üzerinden yayın yapan bireysel veya bir siteyle irtibatlı TV yayınlarının takipçilerinin neden artış gösterdiğini bir türlü anlayamıyorlar.

Yasaklamalarla gidişi durdurabilecekleri hayalini kurmaları bundan…

Oysa, sorunlarının temelinde ‘yasakçı’ anlayış yatıyor. ‘Yasak’ olana ilgi giderek büyüyorsa sebebi ‘yasakçı’ zihniyettir.

Bir beklentimi buraya kaydedeyim de bu yazıyı daha fazla uzatmayayım: Beş ay sonra tarihi önemde olacağına inanılan bir seçim -yerel seçim- yaşanacak ya, o seçime giden yolda geleneksel medyanın değil bağımsız internet sitelerinin etkisi daha fazla hissedilecek…

Demedi demeyin.

Einstein‘ın en başa aldığım sözünü bir kez daha okuyun ve üzerinde düşünün.