Fehmi Koru'dan ilginç ses kaydı yorumu! Rapor çıksa da inanmam!
Yazar Fehmi Koru, Başbakan Erdoğan'a ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarına neden inanmadığını yazdı.
Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri
sürülen telefon görüşmeleri gerçek mi? Muhalefet partileri ve
cemaat medyası 'gerçek' diyor. Peki hükümete yakın yazarlar ne
düşünüyor?
"İSTERSENİZ SAF DEYİN BANA"
Tartışmalara katılan yazar Fehmi Koru, ise bugünkü köşesinde
kasetlerle ilgili görüşünü "İsterseniz ‘saf’ deyin bana, isterseniz
başka bir sıfat takın; bu tavrımın değişeceğini sanmıyorum."
sözleriyle açıkladı.
"Yarın, o seslerin ‘montaj’ olmadığına dair bir rapor da çıksa yine
inanmakta zorlanırım..." diyen Koru, neden inanmayacağının
gerekçelerini yazdı:
"Diyelim, baskı altında tutulduğu, zorlandığı için veya herhangi
bir başka sebeple böyle bir yola başvurması gerekse bile, kendi
oğlu ile kızını yanlışlığına bulaştırmayacağını bilirim..."
ABARTILI DENEMELER
Yazar, daha sonra komplocuların hesaba katmadığı tavrı bugünkü
yazısında böyle açıkladı:
"Komplocuların hesaba katmadığı da benim gibilerin işte bu tavrı.
İşittiğimiz her olumsuzluğa, günahı çağrıştıran her dedikoduya
inanıvereceğimizi sanıyorlar; bir-iki küçük denemeden sonra bu
keskin tavrımız yine de devam edince, bu defa, aklımızı mutlaka
çelmeye yarayacağını sandıkları daha büyük ve abartılı denemelere
başvuruyorlar. 3,5 milyon Euroluk bir görüntünün üzerine “Vay be”
çığlığıyla atlanılmadığı gerçeğiyle karşılaşınca 800 milyon Euroluk
bir iddia içeren kayıtları ortalığa saçmalarının sebebi bu."
Kasetlerle anılan cemaate sözü getiren yazar, Erdoğan'ın durumunu
Gülen örneğiyle açıkladı. Koru'nun ses kayıtlarıyla ilgili görüşünü
noktaladığı sözler medyada yeni bir tartışmanın fitilini
ateşleyecek gibi.
"EVET BU KONUDA BAĞNAZIM"
"Din âliminin yalan söyleyeceğine, dince yasaklanmış bir eyleme
izin vereceğine asla inanmam ben...
Tayyip Erdoğan gibi biri harama el uzatmaz; diyelim Şeytan’a uydu,
onun gibi biri, günahına çoluğunu çocuğunu ortak etmez...
Fethullah Gülen gibi bir din âlimi de, Kur’an’ın ‘başkalarının
özeline burnunuzu sokmayınız’ anlamına gelen “Tecessüs etmeyiniz”
(Hucûrat: 12) emrine muhalif hareket etmez; başkalarının özel
hayatını dikizletmez, gizlice öğrenilenleri kem gözlerin önüne
sunmaz, şantaj yapmaz ve yaptırmaz, gözdağı ve baskıyla sonuç
almaya kalkışmaz...
O bunu yapmaya kalsa, yanında tek kişi kalmaz...
İnanan insan da sonuçta insandır ve günah işleyebilir; ancak
işlenecek günahın da bir sınırı var...
Saf mıyım? Safım. Bağnaz mıyım? Evet, bu konuda bağnazım."