19 Tem 2013 09:01
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:17
FEHMİ KORU YİĞİT BULUT'A FENA ÇAKTI; ''BİR DANIŞMAN NEDEN ÖLMEK İSTER Kİ?''
Star yazarı Fehmi Koru, "Gerekirse Başbakan için ölürüm" diyen Yiğit Bulut'u eleştirdi..
Danışman neden ölsün ki...
Yiğit Bulut bizim gazetenin yazarı; şu yakınlarda Başbakan Tayyip Erdoğan’a ‘başdanışman’ olarak atanınca kendini bir tartışmanın ortasında buldu.
Çıktığı televizyon programında, Başbakan Erdoğan’a karşı tavrındaki büyük değişimi, “2008 yılında IMF’yi kovduğu gün benim için vazgeçilmez oldu” cümlesiyle açıklamış...
Esas vurucu ve bence sorunlu cümlesi ise şu: “Erdoğan için ölmek gerekirse ben ölürüm...”
Sorun zihnimdeki şu tereddütten kaynaklanıyor: Bir devlet adamına ‘onun için ölecek kadar’ bağlılık duyan biri iyi bir ‘danışman’ olabilir mi?
Devlet adamları kendilerine ölesiye bağlı insanları yanlarında bulundurmak isteyebilirler; sadakat onlar için birincil önemde bir özellik taşıyabilir. Kendini devlet adamının önüne atarak kurşuna hedef hale getirmiş sadık insanlar pek çok ülkede görüldü. Eminim, Başbakanlık korumalarının hepsi, öyle bir durumda, gözü kapalı kendilerini ona siper ederler...
Ancak ‘danışman’ sıfatı taşıyan birinden böyle bir davranış tarzı herhalde beklenmemeli. Ondan beklenen, daha farklı özelliklere sahip olmak, sadakatini başka biçimde göstermektir...
‘Ekonomi başdanışmanı’ kendi alanına giren konularda sağlıklı veriler sunmanın yanında, kendisine danışan devlet adamının doğru kararlar almasını sağlamalı ve başarısına katkıda bulunmalıdır. Onu sevenlerin sayısını artırdığı, içte ve dışta ona yönelik algıyı daha olumlu hale getirdiği ve ‘devlet adamı’ görüntüsünü pekiştirdiği oranda görevini yapmış olur bir ekonomi danışmanı...
Tayyip Erdoğan’ın, kendisi için ölecek değil, gerektiğinde kellesini vermeyi bile göze alıp kendisine doğruları söyleyecek danışmanları yanlarında bulunduran tarihimizin önemli simalarından farklı olacağını hiç sanmıyorum.
Fehmi Koru’nun yazısının tamamı için tıklayın
Yiğit Bulut bizim gazetenin yazarı; şu yakınlarda Başbakan Tayyip Erdoğan’a ‘başdanışman’ olarak atanınca kendini bir tartışmanın ortasında buldu.
Çıktığı televizyon programında, Başbakan Erdoğan’a karşı tavrındaki büyük değişimi, “2008 yılında IMF’yi kovduğu gün benim için vazgeçilmez oldu” cümlesiyle açıklamış...
Esas vurucu ve bence sorunlu cümlesi ise şu: “Erdoğan için ölmek gerekirse ben ölürüm...”
Sorun zihnimdeki şu tereddütten kaynaklanıyor: Bir devlet adamına ‘onun için ölecek kadar’ bağlılık duyan biri iyi bir ‘danışman’ olabilir mi?
Devlet adamları kendilerine ölesiye bağlı insanları yanlarında bulundurmak isteyebilirler; sadakat onlar için birincil önemde bir özellik taşıyabilir. Kendini devlet adamının önüne atarak kurşuna hedef hale getirmiş sadık insanlar pek çok ülkede görüldü. Eminim, Başbakanlık korumalarının hepsi, öyle bir durumda, gözü kapalı kendilerini ona siper ederler...
Ancak ‘danışman’ sıfatı taşıyan birinden böyle bir davranış tarzı herhalde beklenmemeli. Ondan beklenen, daha farklı özelliklere sahip olmak, sadakatini başka biçimde göstermektir...
‘Ekonomi başdanışmanı’ kendi alanına giren konularda sağlıklı veriler sunmanın yanında, kendisine danışan devlet adamının doğru kararlar almasını sağlamalı ve başarısına katkıda bulunmalıdır. Onu sevenlerin sayısını artırdığı, içte ve dışta ona yönelik algıyı daha olumlu hale getirdiği ve ‘devlet adamı’ görüntüsünü pekiştirdiği oranda görevini yapmış olur bir ekonomi danışmanı...
Tayyip Erdoğan’ın, kendisi için ölecek değil, gerektiğinde kellesini vermeyi bile göze alıp kendisine doğruları söyleyecek danışmanları yanlarında bulunduran tarihimizin önemli simalarından farklı olacağını hiç sanmıyorum.
Fehmi Koru’nun yazısının tamamı için tıklayın