Fehmi Koru tanık olarak dinlendi: MİT Müsteşarı Hakan Fidan, iki kez Pensilvanya'ya gitti!
'FETÖ' çatı davasında tanık olarak dinlenen Fehmi Koru, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘FETÖ/PDY’ye yönelik yapılan
soruşturma kapsamında açılan FETÖ Çatı Davası’nın görülmesine,
tanıkların dinlenmesiyle devam edildi. Tanık olarak dinlenen
gazeteci Fehmi Koru, bir soru üzerine, “MİT Müsteşarının da
Pensilvanya’ya iki kez gittiğini biliyorum” dedi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Fetullah Gülen’in de aralarında
bulunduğu 73 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasına
tutuklu sanıklardan Dilaver Azim ve Kazım Avcı, bulundukları
cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katılırken, diğer 5 sanık salonda
hazır bulundu.
"Kulağıma böyle şeyler geliyordu"
Tanık olarak ifade veren gazeteci Fehmi Koru, Fetullah
Gülen’i uzun yıllar önce İzmir’den tanıdığını ve Zaman gazetesinde
çalışırken görüştüğünü söyledi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray’ın,
“Zaman Gazetesi’nde atılacak olan manşetleri Gülen mi belirlerdi”
şeklindeki soruyu, Koru şu cevabı verdi:
“Benim bulunduğum dönem içerisinde öyle bir şey olmadı. Ama bunun
olabildiği noktasında bir takım bilgiler geliyordu. Zaman Gazetesi
İstanbul’a taşınmıştı, ben Ankara temsilcisiydim. Ankara’da bir şey
göndermek diye bir zorunluluk söz konusu değildi. Kulağıma böyle
şeyler geliyordu ama ben şahit olmadım.”
"Gülen'e gitmeden Erdoğan'la görüştüm"
İfadesinde, 17 Aralık operasyonunun ardından dönemin Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül tarafından Ankara’ya çağrıldığını söyleyen Koru,
şunları anlattı:
“18 Aralık akşamı görüştük. 17 Aralık sürecine çok şaşırmıştı. Bana
‘bunların bir parmağı var mı?’ şeklinde sorular sordu. Ben de
bilemediğimi söyledim. ‘Bunlar ne yapıyor, nereye gitmeye
çalışıyorlar? Devletin memuru olanlar farklı çalışmaya başladılar’
dedi. Ben, Gülen ile görüşme işine soyununca Sayın Cumhurbaşkanı’na
‘Alaeddin Kaya ile gitmek istiyorum’ dedim. Ertesi gün dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kısıklı’daki evinde görüştüm.
Ona da durumu arz ettim. Böylece ikimiz beraber yola çıktık ve
Gülen ile görüştük. Gülen, polisler, savcılar ve diğerlerinin
hiçbir şekilde onlarla alakası olmadığını söyledi. Hatta daha da
ileri gitti ‘böyle bir şey varsa, amirlerini dinlemiyorlar,
başkalarını dinliyorlarsa kulaklarından tutup atsınlar’ dedi.”
Dershane tartışması
Kendisinin Güleni din adamı olarak gördüğünü belirten Koru, şöyle
devam etti:
“Din adamı olarak konuşuyordu, bir takım şeyler söylüyordu ve ben
onu doğru olarak algılıyordum. Sonradan doğru olmadığı ortaya
çıktı. Biz uçaktayken beddua olayları olmuş. Benim haberim yoktu.
Haberim olsaydı ona da yüzüne karşı sorardım. Gülen, bazı
konulardaki rahatsızlıklarını anlattı. Dershaneler konusundan
rahatsız olduklarını, kendileri için hayati önem taşıdığını
söyledi. Bunlardan vazgeçilirse sorunların çözülebileceğini
söyledi. Bunun üzerine dedi ki ‘eğer bunları bizden birileri
yapıyorsa tutup kulaklarından atsınlar. Bu insanlar bizden
değildir. Biz böyle şeyler yapmayız’ dedi. Ben de ‘bu dediklerinizi
not alayım, gerekli yerlere ileteyim’ dedim. O da ‘gerek yok, ben
bunu mektup haline sokayım, siz mektubu götürün’ dedi ve öyle
oldu.”
"Gül mektubu okudu, sevindi"
24 Aralık’ta Ankara’ya döndüğünü anlatan Fehmi Koru, şunları
aktardı:
“Hemen Çankaya Köşküne çıktım ve mektubu Cumhurbaşkanımıza arz
ettim. O mektubu okudu, ben de ilk defa orada okudum. Sevindi.
Ertesi gün içinde Başbakan ile görüşmem vardı. O gün öğle
saatlerinde Başbakanlık resmi konutunda bir araya geLdiğimizde 25
Aralık olayı olmuştu. İzlenimlerimi anlattığımda Başbakanımız ‘sen
bunları söylüyorsun, bugün bunlar oldu’ dedi. Ben de ‘acaba bu işin
içinde başka kişiler mi var?’ diye kuşku duydum. Aynı kuşkuyu
Başbakan taşımıyordu.”
"MİT Müsteşarı, iki kez gitti"
Müşteki avukatlarından, Hüseyin Buzoğlu’nun bir sorusu üzerine
Koru, “MİT Müsteşarının da Pensilvanya’ya iki kez gittiğini
biliyorum. Yanında dosya götürüp götürmediğini bilmiyorum. Dönemin
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, bir çok siyasetçinin de oraya
gittiğini biliyorum. Gidenler sadece duasını almak için oraya
gitmiyordu diye düşünüyorum. Gülen’in bir güç olduğu kabul edildiği
için oraya gidiliyordu” diye konuştu.