FEHMİ KORU İLE DOĞAN GRUBU'NUN AĞIR TOPLARININ RODOS SEFERİ'NDEN "RODOS MUTABAKATI" ÇIKTI!..RODOS PROTOKOLÜNDE NELER VAR?..
Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök dahil Doğan Grubu'nun ağır topları Rodos'ta namaz kıldılar. Taha Kıvanç takma adı ile yazan Fehmi Koru da yanlarındaydı. Fehmi Koru yeni "Rodos mutabakatını" yazdı.
Fehmi Koru, Ertuğrul Özkök ve patronu Aydın Doğan ile birlikte bayram namazını Rodos'ta kıldı. Koru, Aydın Doğan ve Özkök'ün dindarlık derecelerini de "gözlemledi" ve yazdı.
Rodos'ta yeni 'mutabakat'
Vefalı dostlarım var benim. Aydın Doğan'ın "Bayram namazını evlâd-ı fâtihan ile birlikte kılalım" kararı üzerine, "Doktor tekneyi hazırla" mesajını yazımdan alan doktor dostum gibi... Dr. Hüseyin Lüleci teknesini hazırladı, kendisiyle gitmediğim halde Rodos'a yelken açtı...
Kendilerine 'Rodos Şövalyeleri' diye takılan yazımdaki "Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök ve Mehmet Y. Yılmaz'ın sabahın erken bir saatinde Rodos sokaklarında camiye doğru yürümelerine ben de tanıklık etmek isterdim" cümlemi okuyan ülkemizin en büyük medya patronu, aynı gün, "Ayrı gitme zahmetine katlanma, birlikte gidelim" mesajını bana iletmişti çünkü...
Aynı mesleğin değişik yerlerindeyiz Aydın Doğan'la, ancak yolumuz sadece bir kez yüzyüze gelecek biçimde kesişmiştir; o da birkaç dakikalığına... Yazılarımla ilgili bir mesajı olduğunda, bizzat görüşmek yerine dostlarını ve gazetelerin yayın yönetmenlerini aracı olarak kullanmayı yeğledi hep...
Bayram namazı kılacağını aklımdan bile geçirmediği insanlardan oluşan bir grubu İbrahim Paşa Camii'ne giderken gözlemek önemliydi elbette, ancak Aydın Doğan'la 24 saat geçirme fırsatı çok daha değerliydi benim için... Hemen hergün elime aldığımda sinirlerimi ayağa kaldıran yayınları yapan gazetelerin patronu Aydın Bey, pek çok yazımın da 'konusu'; görüşlerini kendi ağzından dinlemek, ülke ve dünya sorunlarına nasıl baktığını öğrenmek, aynı konular hakkında düşüncelerimi kendisine aktarmak...
Böyle fırsatları hayatta kaçırmam ben... Aydın Bey'le neredeyse her ânında birlikte olduğumuz 24 saat beklentilerimin hepsine -hem de fazlasıyla- cevap verdi. Serbestçe konuşma, görüşlerini alma, itirazlarımı yöneltme, 'gazete patronluğunu' nasıl algıladığını yakından görme fırsatını buldum Rodos seferimiz sırasında.
Havasından mı suyundan mı, bilemiyorum, Rodos'a gidildiğinde insanlar belli konularda uzlaşma yolu bulmaya çalışıyorlar. Bir-iki 'Rodos mutabakatı' da biz kotardık biraradayken; Aydın Doğan'ın sessiz tanıklığında taraf çıktığım 'Rodos Protokolü' önümüzdeki dönemde nasıl işleyecek, hep birlikte göreceğiz...
Ertuğrul Özkök kendisinin ruh dünyasını "Ben inançlıyım, ama dindar değilim" formülüyle açıkladı son yazısında. 50 yıldır camiden içeri girmemiş ama bayağı deneyimli biri gibi davranıyordu Hürriyet yönetmeni; dizi gerektiği gibi kıvrılıyor, bağdaş kurabiliyor... Mehmet Y. Yılmaz da öyle... Aydın Doğan'ın ise dinî hassasiyetleri var; Ramazan boyu içkiye el sürmeyecek kadar hem de... Her insanda küllenmiş, ya da bizzat keşfedemediğim hasletleri öğrenince her daim aklıma üşüşen o soruyu, "Böyle insanlar nasıl oluyor da?" sorusunu, hiç değilse bu defalığına yanıma yaklaştırmadım.
Rodos'ta yaşamaya devam eden Türk sayısı 3500 civarındaymış; 150 kadarı Türk pasaportu da taşıyor... Köylerdekilerle birlikte adada 27 cami varmış vaktiyle, bunlardan ibadete açık olan şimdilik yalnızca İbrahim Paşa Camii... Süleymaniye Camii de elden geçirilmiş, ama ibadete henüz açılmamış... Bu yılın Ramazan Bayramı'nda cemaatin sokaklara taştığını gören ada yönetimi Kurban Bayramı için Süleymaniye'yi açma güzelliğini gösterebilir...
Aydın Doğan, arkadaşı Taylan Bilgel, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Mehmet Y. Yılmaz ve Ah