04 Şub 2008 10:08 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:55

FEHMİ KORU HANGİ GAZETENİN GENEL YAYIN YÖNETMENİNE "KORO ŞEFİ" KÖŞE YAZARLARINA DA "MÜZİSYEN" DİYOR?....

Koro şefinin kim olduğunu biliyorsunuz. Çalgı heyetinde bir eski şair, bir eski liberal, bir eski müzisyen, bir eski 'büyük yazar' var... Bu kadar 'eski' ancak o gazetede buluşabiliyor şu sıralarda...

Çabalama kaptan

Birileri yine yanlışa oynuyor. Hiç gereği yokken halkı germe yanlışı bu. Güçlerinin yetebileceği bir yöntemi önerseler ve peşinde koşsalar bayağı yararı dokunabilecekleri bir süreci, isteseler bile etkileyemeyecekleri bir yerinden yakalayıp engellemeye çalışıyorlar.

Yanlışı düzeltmeye çalışsalar, kendilerinin bugüne kadar yaptıkları yanlışları da unutmamızı sağlayabilirlerdi. Doğru olanı zorlasalar, belki siyasilere de yol gösterebilirlerdi.

Kimler mi? Mesela Ertuğrul Özkök... Başörtüsü yasağı konusunda isteseydi çok olumlu bir katkısı olabilirdi Hürriyet yöneticisi/yazarının; 'Milli Görüş' hatırlatmaları ve darbe tehditleri yapmayı tercih etti o. Rejim sarsıntı geçirmeden yasağın sühuletle kalkması sürecinde ve bu yolla açılacak yeni dönemde en belirleyici rolü Ertuğrul Özkök ve Hürriyet oynayabilirdi halbuki...

Bunu yapmak yerine eski refleksleriyle hareket etmeyi yeğledi.

Önyargılar ve işe yaramaz refleksleri geride bırakabilseydiler, kendilerini bir kez daha olayları etkileyebilen cephenin içine yerleştireceklerdi. Ellerine gerçekten büyük bir fırsat geçmişti çünkü. Henüz fırsat kaçmış sayılmaz, ama kendilerine hiç manevra alanı bırakmadılar ki kardeşim...

Nicedir Ak Parti ile liberal kesimin arasını açmaya çalışıyor Hürriyet gazetesi... Koro şefinin kim olduğunu biliyorsunuz. Çalgı heyetinde bir eski şair, bir eski liberal, bir eski müzisyen, bir eski 'büyük yazar' var... Bu kadar 'eski' ancak Hürriyet'te buluşabiliyor şu sıralarda. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında da aynı oyunu oynamıştı aynı kadro, o zaman liberalleri kısmen tereddüde düşürebildiler.

Geçmiş olsun. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığını yürütüş tarzı, o gelişmeye karşı çıkmış liberalleri, "Galiba yanlışta olan bizmişiz" noktasına getirdi sanıyorum.

Başörtüsü/türban yasağı konusunda ise, ülkemiz liberallerini kışkırtarak sonuç almak boşuna kürek çekmekten farksız; 'liberal', adı üstünde, yasaktan yana olabilir mi hiç? Nitekim üniversitelerde çeşitli düzeyde akademik görev yürüten öğretim üyelerinin türban yasağına karşı bildirisi 1000'in çok üzerinde imzaya şimdiden kavuştu. Üniversite camiasında 'kelaynak kuşları' yasakçı öğretim üyeleridir.

Ertuğrul Özkök bu yasağın kalkmasını istediğine dair kimbilir kaç yazı yazmıştır bugüne kadar. Şimdi de, her yazısına, önce yasağa karşı olduğunu özellikle belirterek başlamıyor mu? Başlıyor. Neden rahatsız olduğu da belli: Anayasaya bu amaçla müdahale edilmemesini istiyor... Yeni bir yasa çıkartılmaması gerektiğine inanıyor...

Her iki konuda ben de kendisiyle hemfikirim.

İyi de, bu karşı çıkışlarını yaparken neden aklına hep 'rejim' geliyor, neden hemen 'iyi saatte olsunları' göreve çağıracak tarzda kaleme sarılıyor? Niçin itiraz ettiği konulara vurgu yaparken, taraftarı olduğu yasağın kalkmasına yardımcı olacak tek satır yazmıyor?

Şöyle bir senaryo düşünün: Ertuğrul Özkök, Ak Parti ile MHP'nin birlikte hareket edeceklerinin belli olduğu ilk gün, üzerinde uzlaşılan formülü öğrenir öğrenmez, "Yasak kalkmalı, ama..." diye bir yazı yazıyor. Bu yazıda, yasağın sürmesinin toplumumuzda sebep olduğu sıkıntıları gündeme getiriyor; mağdur gençkızların bu kadar süre içerisinde gururlu bir suskunlukla çile çektiklerime işaret ediyor... Ardından da, yasağın kalkması için bulunan formülün sakıncalarına değiniyor ve gerçekten işe yarayacak bir