FEHMİ KORU, CUMHURBAŞKANI'NIN ABD GEZİSİNE KATILAN GAZETECİLERE 'GEVŞEK GAZETECİ' DİYEN ORAY EĞİN'E NE CEVAP VERDİ?
Fehmi Koru, Taha Kıvanç imzasıyla Cumhurbaşkanı'nın ABD gezisine katılan gazetecilerden "Cumhurbaşkanını övmek üzere kurulan tarikatın mensupları" diye söz edecek Oray Eğin'e ne cevap verdi?
Biri onu kandırıyor
Önceki akşam Today's Zaman gazetesinin birinci yıldönümü vesilesiyle verilen davete gittim. Demek ki, bir yıl olmuş gazete çıkalı; ben yaklaşık altı aydır haftada iki yazıyla katılıyorum ülkemizin bu yeni İngilizce gazetesine. Büyükelçiler, yerel yöneticiler, gazete yazarları, reklâm-verenler verimli bir akşam geçirdiler davette.
İngilizce yayın organlarına yazmaktan ayrı bir keyif alıyorum. Uzun yıllardır ülkemizde yaşayan Today's Zaman yazarı Andrew Finkel yazılarımı övdü, gönendim. 2000 yılı öncesinde Turkish Daily News'da ve ilk çıktığında New Anatolian'da da yazdığım düşünülürse ülkemizin üç İngilizce gazetesinde de yazma özelliği bende. TDN yazılarımdan seçtiklerim, 'One Step Ahead' adıyla kitaplaştı da (Timaş Yayınları). Yayıncısı "İki yılda tükenirse iyi" demişti kitabı basmadan önce, sekiz ay içerisinde tükendi kitap, ikinci baskı yapıldı.
Today's Zaman'ı çıkaran grubun başındaki Ekrem Dumanlı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ABD gezisine katılan gazetecilerin, kendi aralarında konuşurken, "Gazete yönetimleri her köşe yazısını yayınlamaya mecbur mu?" konusunu tartıştığını yazdı. Ben sansürden yana değilim, ama bilgi hatalarıyla dolu, mantığı oturmamış, hakaret ve küfür çıkarıldığında elde bir şey kalmayan öyle yazılar okuyorum ki, "Biri buna müdahale etmeli" görüşü bende de hâkim oluyor.
Amerikan gazeteciliğinde haber ve yazılarda kullanılan malzemelerin sahihliğini denetleyen bir mekanizma vardır. Avustralya'daki bir kafeye New York'tan "İsminiz Ecco gibi iki C ile mi, yoksa Eco gibi tek C ile mi yazılıyor?" sorusunu yönelten telefon kafe müdavimlerini şaşırtmış. O telefonu açan dergi, mülâkat verdiğim muhabirinin yazısında kullandığı bir cümlemin teyidini almak için beni de New York'tan aramıştı. Bazı yayın organları bir tek harfin bile yanlış çıkmasını istemezler. Bu, okura ve mesleğe saygının gereğidir zaten.
Bizde ise...
ABD gezimiz Akşam gazetesine dert oldu, biliyorsunuz. Gazetenin yayın yönetmeni Serdar Turgut, sağolsun, üç yazısında beni işledi. Birinde adımın başlık olarak kullanılması beni ürküttü. Serdar Turgut, devlet adamlarının, gezilerine, gazetecileri ismen çağırmasına karşı çıkıyor; istediği, her yayın kuruluşunun o ismi kendisinin belirlemesi... İlk bakışta kulağa hoş gelse de sorunlara yol açabilecek bir yöntem bu; gazeteler arasında ayrımcılığa yol açmayacak biçimde davetler isme yapılabilir.
Bunu, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı Mesut Yılmaz'ın başbakanlıkları döneminde yurtdışı gezilere ısrarla çağrılmadığım halde söylüyorum. Demirel ve Yılmaz çalıştığım gazetenin Ankara temsilcisi olduğum halde ve temsilcileri çağırırken bile yerime başkalarını davet ettiler yıllar boyu...