Fedon'dan olay açıklamalar: Her gün başka bir kadın getirirseniz Viagra’ya ihtiyacım olmaz!
Fedon, annesi Ermeni, babası Rum olduğu için çok acı çektiğini, ömür boyu "öteki" olduğunu belirtiyor.
TRT'de Rumca şarkı okuyan ilk sanatçı olan sanatçı
Fedon, annesi Ermeni, babası Rum olduğu için çok acı
çektiğini, ömür boyu "öteki" olduğunu
belirtiyor.
72 yaşında ve hız tutkunu olan Fedon, “Her
gün başka bir kadın getirirseniz Viagra’ya ihtiyacım
olmaz” diyor.
Posta gazetesinden Oya Çınar'a bir röportaj veren Fedon, dikkat
çeken sözler sarf etti.
İşte o röportaj:
"- Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
72 yaşındayım. Mutlu ama tedirginim. Sağlığım yerinde ama her an
her şeyin başıma gelebileceğinin bilinciyle yaşıyorum. Hastalık
olsun, yolculuk olsun...
- Ölüm korkusu mu bahsettiğiniz?
Ölümden korkmam ben. Biliyorum ki çoğu gitti azı kaldı... Ama benim
ölümüm bile havalı olacak! Öyle aylarca serumla yatarak ölmek
istemem. Hız tutkunuyum. Ya sürat teknesiyle giderken teknem
devrilsin ya da motorsikletle giderken asfalta çakılayım, küt diye
gideyim isterim.
- Enteresan...
Mezar yerim de hazır. Çocuklarımdan da havalı bir gazete ilanı
isterim ama. Öyle iki satırla geçiştirmesinler. Sonra da... Bana
kalsa küllerimi denize savursunlar isterim. Bir Allah inancım var.
O kadar. Kula kulluk etmem. Cenazemin güzel olacağına eminim.
- Geriye bakınca ne hissediyorsunuz?
Büyük paralar kazandığım da oldu, çocuğumun okul taksitlerini
ödeyemediğim de... İsterken, hep haddimi bilerek istedim. Yalı
istemedim mesela; denize yakın ev istedim. O da oldu... Evim var,
motorlarım ve teknem var. Daha ne isteyeyim?
- Taverna müziği denince akla gelen ilk isimsiniz. Nasıl
başladı hikayeniz?
Ben terziydim aslında. Babamın yanında çalışıyordum. Sonra büyüttük
işi, ihracata girdik. Ama iyi kazanınca her Türk erkeğinin yaptığı
şeyler başladı. Çapkınlıklar, gece hayatı... İş adamıyken mekan
sahibi bir arkadaşımın baskısıyla bir gece kendimi sahnede buldum.
çıkış o çıkış. 35 yıl oldu.
BEN ÖMÜR BOYU ÖTEKİYİM
- 35 yılda ne değişti müzik ve eğlence
hayatında?
Benim için çok şey değişmedi. Akşamüstü olunca sahne aldığım yeri
arıyorum, 'Nedir durum?' diye
soruyorum. 'Yer yok' diyorlar. Bundan
büyük mutluluk olur mu sanatçı için. Çok seviliyorum. Ama buraya
çok acılardan geçip geldik tabii.
- Neler yaşadınız?
TRT’de Rumca şarkı okuyan ilk adamım. O zaman arabeske bile izin
vermiyorlardı. Orhan Gencebay sitem etmişti hatta.'Fedon
bile çıkıyor, biz niye çıkamıyoruz' diye. Ama bir
gerçek var ki içimi yakan ve hiç değişmeyen. Ben ömür boyu
ötekiyim!
- Ne acı bir şey söylediniz...
Acı ama gerçek. Oysa şehit torunuyum. 7 değil 77 göbek
İstanbulluyum. Ama kapılarımızın altından, 'Asalaklar
ülkemizi terk edin' diye atılan kağıtları gördüm.
Darp edildim. Gasp edildim. Ölüm tehditleri aldım, 'Gavur
tohumu ülkemizi terk et' diye. Belimde silahla
geziyorum, koruma amaçlı. Yakışır mı bana? Ben barış adamıyım.
Vergimi ödüyorum. Dedem bu topraklar için savaşırken öldü. Askere
gönüllü gittim. Bazı yavşaklar gibi kaçmadım. Bana gavur
diyemezsin. Dememelisin!
GAYRİMÜSLİMLER BU ÜLKEDE ÇÖPÇÜ BİLE OLAMIYOR
- Deniz astsubayı olmak istiyormuşsunuz, neden
olamadınız?
Yapmadılar çünkü. Böyle bir kanun yok ama Rum olanları,
gayrimüslimleri kamu hizmetinde çalıştırmıyorlar. Subay olamıyoruz.
Ulan çöpçü olamıyoruz, çöpçü! Hepi topu bin tane Rum kaldı
İstanbul’da. Bunlar içime derttir. 1955’te 6-7 Eylül olaylarını
yaşadım, çocuktum daha. Suçum ne? Ben Türk’üm ya! Allah kimseye
yaşatmasın. Evlere saldırdılar, genç kızlara tecavüz ettiler.
Dükkanlar yağmalandı... Bunlara rağmen ülkemi çok seviyorum.
- İsminizi ya da dininizi değiştirmeyi düşündünüz
mü?
Yaşadığım hiçbir zorlukta ne adımı ne dinimi değiştirmeyi düşündüm.
Yapana kızdım. Turgut Özatay’ın Ermeni olduğunu biliyor musunuz
mesela? Kenan Pars, Sami Hazinses... Hepsi baskılardan ismini
değiştirmek zorunda kaldı. Ben Fedon Kalyoncu’yum. Böyle geldim
böyle gideceğim. Ama bir avuç insanın yaptığı zulmü güzel ülkemin
geneline mal etmedim.
- Bir yanınız Rum, bir yanınız Ermeni değil
mi?
Evet. Ama yine söylüyorum Türklüğüyle iftihar eden bir Türk’üm ben.
Ama maalesef 1915’i, Ermenilerin ne yaşadığını, kanlarının nasıl
dere olup aktığını biliyoruz. Bu acılar çekildi. Kimse yaşanmadı
demesin.
- Yunanistan’a gittiğinizde nasıl
karşılanıyorsunuz?
Orada da ‘Türk tohumu’yum. Nereye gitsem ömür
boyu ötekiyim! Ama onları da anlıyorum. Buranın hasretiyle yanıp
tutuşuyorlar. Düşünsene ellerine 20 dolar, yanlarına 20 kiloluluk
eşya koyup, 24 saatte ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldılar onlar.
Ada’da yalıları vardı hepsinin. Her şeyleri yağmalandı...
EŞİME AŞIK DEĞİLİM AŞK YATAĞA GİRDİĞİN AN
BİTER
- Günlük rutininizde neler var?
Bodrum’daysam teknem, İstanbul’daysam motorlarım en büyük hobim.
Akşam arkadaşlarımla rakımı içerim. Hayattan zevk almayı bilen bir
adamım. Yaşıtlarım kıskanır beni. 'Bu yaşta yakışıyor
mu?' falan... Geçin bunları. Yiyorsa sen de yap.
Egoistim biraz. İstediğim gibi yaşarım. İstemediğimi de kimse
dayatamaz bana. O yüzden de tek başıma yaşıyorum zaten.
- 50 yıldır Eda Kalyoncu ile evlisiniz. Ayrı evlerde
evlilik nasıl oluyor?
İyi bir koca olamadım ama iyi bir eşim. Çocuklarıma çok iyi babalık
yaptım. Hiçbir zaman boşanmadık ama eşim artık benim teyzem,
kardeşim, annem... Saygım sonsuz. Ölene kadar başımın üstünde yeri.
Ama kardeş kardeş ayrı odalarda yatıyoruz. O konuda vicdan azabım
büyük ama neye yarar? 17 yaşında almışsın, ömrünü yemişsin... Bu
saatten sonra başımda gezdirsem ne fayda? O da ayrı mevzu.
- Aşk tamamen bitti mi aranızda?
Ne aşkı! Kimse kendini kandırmasın. Bunca yıl sonra aşk mı olur?
Aşk acıdır. Aşk finaldir. Ne zannediyorsunuz
aşkı? 'Aşığınım yanında olamasam
da...' Yanında değil, o yüzden aşıksın işte. Sok
bakalım Ferhat ile Şirin’i aynı yatağa. O dakika biter aşk.
EVLİLİK DOĞAYA AYKIRI BU KURUM ORTADAN
KALKACAK
- İnsan yanındakine aşık olmaz mı?
Olamaz efendim! Palavra. Evlilik falan, bırakın bunları. Doğaya
aykırı. Her şey formalite. Ben belki göremeyeceğim belki ama
insanoğlu bu evlilik formalitesinden sonunda kurtulacak. Bu kurum
ortadan kalkmalı. Adam 1000 lira maaş alıyor. Neymiş efendim, ben
bir kadınla sevişmek için gidip ondan izin alacağım da, nikahımızı
kıyacak da... Mecbur muyum ben 50 sene aynı kadınla yatıp kalkmaya!
Kadın da aynı adamla 50 yıl yatmaya mecbur değil! Sen mecbur musun?
Soruyorsun, 'Mutlu musun?' diye
'Mutluyum' diyor. Has..ktir oradan. B.k
mutlusun.
- Pişman gibisiniz evlendiğinize?
Gibisi fazla. En büyük pişmanlığım. Ama iki çocuğum var
varlıklarına şükrettiğim. Onlar için onun da yaşanması gerekiyormuş
demek.
'FEDON’LA YATTIM' DEMEK İÇİN GELEN KADIN
VAR
- Çapkınlıklarınız da meşhurmuş...
Yanlış. Erkek çapkın değildir. Çapkın olan kadındır. Erkek ona
eşlik eder. Ben sabaha kadar bir kadına yazayım, çizeyim... O bana
yol vermezse hangi kapıdan girebilirim? Bunlar erkeğin
yanılsaması. 'Çapkınım' deyince güç
bende sanıyor. Kadın seni seçmezse bir halt değilsin sen. Kadın
tavlar erkeği. Erkek tavladım sanır.
- O halde şöyle sorayım: Sizi tavlayan çok kadın oldu
mu?
Oldu. Halen oluyor. Onda da kartvizitin tesiri vardır.
Sadece, 'Fedon’la yattım' demek için
gelen var. Anlamak zor kadınları. Benim korumam iki metre,
yakışıklı, aslan gibi çocuk... Ona bakan yok. Ben g.tten bacaklı
Fedon, bana bakıyor... Yoksa dışarıdan bakınca ne bilsin iyi
sevişiyor muyum? Ama memnunum hayatımdan. Bodrum’a giderim tek
başıma, binerim motoruma. Bir kadını beğendiysem, o da beni
beğendiyse flörtümü ederim. Kime hesap vereceğim?
HER GÜN FARKLI BİR KADIN GETİR NE YAPAYIM
VIAGRA’YI?
- Kartvizite gelme ihtimalleri libidonuzu düşürmüyor
mu?
İnsan gerçekten arzulanmak istemez mi? Arzulanmak... Bak ne güzel
söyledin. Arzu başka bir şey. Onun niye geldiğini biliyorsam,
kendimi kandırmıyorsam niye dert edeyim? Yazmış geçen
biri, 'Fedon Bey nerede okuyorsunuz, ille gelip
dinlemek istiyorum' diye. 'Evde
okurum' dedim. Geldi, okudum gitti. Hahaha! Bana
kızımın sınıf arkadaşı bile asıldı. İlginç ama böyle bu iş.
Yaşınızdan dolayı hiç sorun yaşamıyor
musunuz?
Asla! Sen bana her gün değişik bir kadın getir, ne yapayım
Viagra’yı? Ama 50 senelik karımı getirirsen olmaz. Memenin teki bir
tarafa düşmüş, öteki öbür tarafa... Gencecik çocuklar Viagra
kullanıyor, çok kızıyorum. Ulan ben sizin yaşınızdayken hey yavrum
hey! Ne Viagrası?
UTANIYORUM AMA GEÇMİŞTE KADINLARA TOKAT ATTIM
- Hiç kadına şiddet uyguladınız mı?
Olmuştur. Şimdi utanıyorum söylemeye ama kompleksler,
terbiyesizlikler yaptım geçmişte. Tokat attım.
- Tarzınız da hep konuşuldu. Bir kulağınızda haç, diğerinde
Ay-Yıldız. Dövmeleriniz...
Kimliğimi üzerimde taşıyorum. Atatürk’ün imzasını yaptıralı 25 yıl
oldu. Oğlumun ve kızımın resmi de var. Sadece yüzüme bakarak
kimliğimi okuyabilirsiniz. İçim dışımda. Bir de omzuma geçmişte çok
aşık olduğum bir kadının yüzünü yaptırmıştım. Onu değiştirmek
zorunda kaldım ayrılınca.
- Tanıdığımız bir isim mi?
Tanıdığınız bir isim, o yüzden değiştirdim zaten. Söylemek yanlış
olur.
Harika Avcı ile büyük aşk yaşamışsınız, o muydu
yoksa?
Hayır. Harika, yüzünü tenime çizdirecek kadar iz bırakmadı bende.
Küçük bir hadiseydi."