Fazıl Say meslektaşlarından veto yedi
Devlet Çoksesli Korosu ve piyanist Fazıl Say arasında bir süredir yaşanan "sansür" polemiğine son noktayı Devlet Çoksesli Korosu açıkladığı bir bildiriyle koydu.
Devlet Çoksesli Korosu, Fazıl Say'la çalışmama kararı aldı. Türkiye'nin en köklü korosu olan kurum, "Sanat ve çalışma ahlâkının gerektirdiği asgari şartlar oluşana dek" kararından dönmeyecek.
Al Jazeera'da yer alan habere göre, Devlet Çoksesli Korosu ve piyanist Fazıl Say arasında bir süredir yaşanan "sansür" polemiğine son noktayı Devlet Çoksesli Korosu açıkladığı bir bildiriyle koydu. Fazıl Say ile çalışmama kararının duyurulduğu bildiride şöyle denildi: "Devlet Çoksesli Korosu olarak son günlerde sosyal medya ve basında yer alan ve Fazıl Say eliyle yürütülen 'Carmina Burana', 'Müstehcenlik', 'Sansür' ve 'Nazım Oratoryosu' konulu tartışmaları endişe ve üzüntü ile izlemekteyiz. Doğrudan ya da dolaylı olarak içine çekildiğimiz bu tartışmalarla hem kurumsal anlamda yıpranmakta hem de meslek ahlâk ve ilkelerimize uzanan haksız suçlamalara, yakışıksız ve üstü örtülü tehdit içeren ifadelere maruz kalmaktayız."
"Say'ın eserlerini defalarca seslendirdik"
"Koro sanatçıları icra ettiği her eseri, kişilerden ve gündelik tartışmalardan üstün tutmuş, her zaman bu bilinçle çalışmıştır. Nazım Oratoryosu, Yunus Emre Oratoryosu, Carmina Burana, Mozart Requiem, Beethoven 9. Senfoni gibi repertuarındaki birçok eseri bu anlayışla seslendirmiş, bugünden sonra da seslendirmeye devam edecektir. Koromuz kuruluşundan bu yana 'Carmina Burana' ve repertuarında bulunan diğer tüm eserleri bütün metin analizlerini yaparak ve her zaman orijinal metinlerine sadık kalarak icra etmiş ve etmektedir. Fazıl Say’ın Nazım Oratoryosu, Metin Altıok Ağıtı, Fenerbahçe Senfonisi eserleri, koromuz tarafından defalarca seslendirilmiş; turneleri, CD ve DVD kayıtları yine koromuz tarafından gerçekleştirilmiştir."
"Koro sadece bir kere sansüre maruz kaldı"
"Koromuz hangi alanda olursa olsun, niteliksiz ve güdümlü sanat üretimine, özellikle de sansür konusunda kurulduğu günden bu güne kadar tutarlı ve net bir tavır sergilemiştir. Koromuz 26 yıllık sanat hayatında sadece bir kere sansüre maruz kalmış, o da Fazıl Say’ın 'Metin Altıok Oratoryosu' konserinde yaşanmıştır; eser koronun iradesinin aksine, anılan bestecinin kendi rızası ile(!) fondaki görüntülerin kaldırılması suretiyle gerçekleşmiştir."
"Kimsenin tekelinde değil"
"Koromuz kuruluşundan bugüne meslek yaşamında nitelikli müzik yapma gayreti, kurumsal tavrı, meslek ahlakı, toplumsal ve evrensel değerlere gösterdiği hassasiyetle de takdir edilmiş, örnek gösterilmiş, örnek alınmıştır. Dolayısıyla 'şeref ve haysiyetini' herhangi bir mecrada, herhangi kişi veya kişilere ispat etme ihtiyacı yoktur. Sanatçıların duruşu, onuru, birlik ve beraberliği kimsenin tekelinde değildir. Nitelikli sanat üretme gayretinde olan tüm sanat kurumlarının bu değerleri gerektiğinde savunacak, koruyacak ve yaşatacak birikime, güce sahip olduğu noktasında hiçbir şüphemiz yoktur."
"Siyasi baskı yok"
"Koromuz; bugüne kadar bütün sanat kurumları ve sanatçılarla karşılıklı saygı ve iyi niyet anlayışıyla çalışmıştır ve bu ilkelerle çalışmaya devam edecektir. Mesleki ilke ve anlayışımızla örtüşmeyen, çirkin üslup ve haksız suçlamalar nedeniyle tüm koro üyeleri olarak Fazıl Say’ı kınıyor; sanat ve çalışma ahlakının gerektirdiği asgari şartlar oluşana kadar Fazıl Say ile çalışmama kararı aldığımızı bildiriyoruz. Koromuz, elbette Fazıl Say’ın eserlerini başka solist ve yetkin bulduğu şefler ile bundan önce olduğu gibi bundan sonra da memnuniyetle seslendirmeye hazırdır. Bu karar, tümüyle koro sanatçılarının özgür iradesi neticesinde ve herhangi bir idari yahut siyasi baskı olmadan alınmıştır."
Tartışma, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın programına aldığı Nazım Oratoryosu yerine koşullar sebebiyle 'Carmina Burana' eserini programına almasıyla ortaya çıkmıştı. Fazıl Say sansürlendiğini iddia etmiş, Devlet Çoksesli Korosu'nu kaleme aldığı köşe yazısında sansüre sessiz kalmakla suçlamıştı.