Fazıl Say için 'bozma' gerekçesi: Suçlama zorlama
Yargıtay, dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say hakkında verdiği kararın gerekçesini açıkladı.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Say’ın 2012 yılında kendisine ait Twitter
hesabından Ömer Hayyam’a ait bazı mısraları paylaştığı için “Halkın
bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak”
suçundan aldığı 10 aylık hapis cezası kararını bozmuştu. Daire
verdiği kararın gerekçesini tamamladı. Gerekçeli kararda, konuya
ilişkin ulusal ve uluslararası alandaki mevzuat hatırlatılarak,
“Suça konu edilen paylaşımların halkın bir kesiminin benimsediği
dini değerleri aşağılamak amacıyla yazıldığının kabulü zorlamayı
gerektirmektedir. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda,
özellikle güncel kullanımda hemen her konuda düşünce
ifadesine rastlanıldığı, buna özel anlam atfedilebilmesi için çok
kapsamlı, özellikle hazırlanmış ve bilinçli bir şekilde belli bir
amaca yönelik planlı bir paylaşım gerekeceği düşünülmelidir. Özenli
ve özellikli bir yaklaşımla bu amaç gerçekleştirilebilir”
denildi.
PAYLAŞIMLAR İFADE HÜRRİYETİDİR
Kararda, Say’ın yaptığı paylaşımlarla halkın bir kesiminin
benimsediği dini değerleri aşağılama kastı olmadığını belirttiğine
de dikkat çekilerek, “Aksine Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa
Sözleşmesi ile güvence altına alınmış; din ve vicdan hürriyeti
kavramlarının sınırları içerisinde, düşünce özgürlüğü çerçevesinde
ve ifade hürriyetini kanunun belirlediği sınırları aşmaksızın
kullanarak paylaşımda bulunmuştur” değerlendirilmesi yapıldı.
Say’ın paylaşımlarında şiddet çağrısı içermediğinin vurgulandığı
gerekçeli kararda, şöyle denildi:
ÖZGÜR BİR TOPLUM İÇİN…
“Özgürlük esas, kısıtlama istisnaidir. İçinde bulunduğumuz
yüzyılda, çağdaş olduğuna inandığımız ülkemizde, varlığına her
koşulda güvendiğimiz hukuk sistemimizde, özgür bireylerden oluşan
özgür bir toplum olmak adına daha hoşgörülü ve geniş bakış açısına
sahip olmak gerekmektedir. Dosya içeriğine göre, sanığın suça konu
sözleri; kamu güvenliği açısından açık, yakın ve ciddi bir
tehlikeyi somut olarak ortaya çıkarmadığı, şiddet çağrısı ya da
tavsiyesi niteliğinde bir anlatım olmadığı gibi sanığın yasal
çerçevede ifade özgürlüğünü kullandığı da dikkate alınmalıdır.”
GEREKÇEYE MUHALİF OLDU
Yargıtay kararı oybirliği ile aldı. Ancak üye Cumhur Özer, kararın
gerekçesine muhalif kaldı. Özer karşı oy yazısında, çoğunluğun
yayınlanan yazıların ifade hürriyeti kapsamında kaldığını kabul
ettiğini belirterek, “Ancak, tarafımca yazıların ifade hürriyeti
kapsamında kalmadığı, suçun kamu barışını bozmaya elverişli olması
unsurunun gerçekleşmediği düşüncesiyle bozma gerekçesine muhalif
kalınmıştır” denildi.