28 Kas 2010 07:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:49

FATMAGÜL'Ü SAVUNAN HINCAL ULUÇ'UN SUÇU NE?

Hıncal Uluç, "keşke sıradanlaşsa tecavüz" dedi ve der demez de her zaman olduğu gibi kıyameti kopardılar.

Hıncal Uluç'un suçu ne?

Hıncal Uluç, "keşke sıradanlaşsa tecavüz" dedi ve der demez de her zaman olduğu gibi kıyameti kopardılar. Söylemediği, savunmadığı şeyleri söylemiş, savunmuş gibi üzerine gittiler. Yazdıklarını çarpıtıp popülist oklar attılar. Peki "Fatmagül'ün Suçu Ne" dizisinin verdiği önemli toplumsal mesajı savunan Hıncal Uluç'un suçu ne?

Uluç bu saldırıları, kendisi üzerinden prim yapma çabasına bağlayacaktır her zaman olduğu gibi. Haklılık payı var, sırf Hıncal Uluç'a sataşarak prim yapma sevdalısı olanlar da var. Ama asıl neden yazılanları anlamadan, anlamaya çalışmadan yargıya varıp laf yetiştirme merakımız. Bu tıpkı tecavüz mağdurlarına çarpık bakışımız gibi toplumsal bir hastalığımız.

Diziyi tecavüzü popülerleştiriyor diye suçlamak kadar zırva bir tartışma nasıl çıkabiliyor bu ülkede, asıl sorun orada. Dizinin toplumun tecavüz yarasına bakış açısını görmek için ismine bakmak bile yeterli. Daha adında "Fatmagül'ün Suçu Ne?" diye soran bir dizinin tecavüzü popülerleştirmek gibi bir niyeti olabilir mi? Öyle bir niyet olsa senaryolaştırırken kitabın önce ismini değiştirmekle başlarlardı.

Hıncal Uluç yerden göğe kadar haklı olarak "Keşke sıradanlaşsa tecavüz" diyor. Ben de yüzde yüz katılıyorum: "Keşke sıradanlaşsa tecavüz."

Bunu derken tecavüzcülüğün yaygınlaşmasını savunmadığımızı, tecavüz mağduruna toplum olarak yaklaşımımızın sıradanlaşmasını savunduğumuzu anlamak için 80'den fazla IQ'ya gerek var mı?

Hırsızlık mağduruna, dolandırıcılık mağduruna, cinayet teşebbüsü mağduruna baktığımız gibi bakalım tecavüz mağduruna da. Evine girilene değil hırsıza, cebine girilene değil dolandırıcıya, bedenine girilene değil caniye kötü gözle bakılsın. Toplum tüm bu suçlarda olduğu gibi tecavüz suçunda da mağdurları değil, suçluları cezalandırsın. Tecavüze uğrayana sıradan bir mağdur gözüyle bakabilsin. Tecavüze uğrayan, kendini diğer suçların mağdurlarından çok farkı olmayan sıradan bir mağdur olarak görebilsin,

Tecavüze uğrayan için utanç kaynağı olmasın işlenen iğrenç suç. Eşyası çalınan, parası dolandırılan, bedeni yaralanan mağdurun sıradanlığında olsun tecavüz mağdurunun durumu da. Çektiği acı, katlandığı üzüntü parasını çaldırandan, bedeni yaralanandan büyük olmasın. Travmasını atlatması mümkün olsun. Suçlunun verdiği hasarla sınırlı kalsın mağduriyeti. Bir de üstüne toplumun hayatı boyunca ödetmeye çalışacağı bedel binmesin. Tecavüze uğrayan da, diğer suçların mağdurları gibi başına geleni herkesin başına gelebilecek bir şeymiş gibi görebilsin. Evet, şanssız olduğu için üzülsün, acısını yaşasın ama utanmasın, utandırılmasın. Utancın kendine değil suçluya ait olduğunu bilsin. Tecavüzün sıradanlaşması demek bunlar işte...

Tüm bunların olabilmesi için de önce toplumsal yaraları gündeme getiren dizileri suçlama alışkanlığından kurtulmamız gerekiyor. Keşke daha çok dizi çıksa "Fatmagül'ün suçu ne?" diye sorgulatan, düşündüren, tartıştıran.

Ancak biz tıpkı tecavüzcüyü değil Fatmagül'ü suçlayanların yaptığı gibi, toplum olarak tecavüze çarpık bakışımızı sorgulamak yerine, tutup bu yarayı gündeme getiren diziyle uğraşıyoruz. Nasreddin Hoca'nın çıkıştığı gibi, "Hırsızın hiç mi suçu yok?"

Yurtsan ATAKAN / AKŞAM