Fatih Portakal'ın eşi İstanbul'dan kaçıp çiftçi oldu!
Fatih Portakal'ın eşi Armağan Portakal, İzmir Seferihisar'da satın aldığı arazide ürünler yetiştirip, kendi markasıyla internet sitesinden satmaya başladı
Armağan Portakal, 1992 yılında başladığı çalışma hayatında İzmir ve
İstanbul'da Türkiye'nin önemli firmalarında pazarlama bölümlerinde
üst düzey yöneticilik yaptı. Plazalardaki yoğun çalışma hayatına
bir nokta koymaya karar veren Armağan Portakal, İzmir'in
Seferihisar İlçesi'nde satın aldığı araziyle, hayatında yepyeni bir
döneme başladı. Üzerinde zeytin ağaçları bulunan araziye 'genç
güçlü' anlamına gelen 'Torlak Çiftliği' adını koyan Portakal,
yıllardır sürdürdüğü şehir hayatından tarım ve toprak hayatına
geçiş yaptı. Armağan Portakal, ilk olarak var olan zeytinlerin
yanına yenilerini dikti. Tavuk yetiştirip arıcılık yaptı.
Geleneksel yöntemlerle yaptığı reçelleri güneşte pişirip
olgunlaştıran Portakal, Urla'nın özel sakız türü enginarını da yine
Ege usulü dörde bölüp yapraklarıyla konserve kurdu. Sadece elle ve
belli miktarda ürettikleri ürünleri de, kendisine ait 'Torlak
Çiftliği' sitesinden pazarlamaya başladı.
"YENİ ÜNVANIM ÇİFTÇİ"
Çiftliğinde yaptığı üretimi ve kuruluş öyküsünü anlatan Armağan
Portakal şunları söyledi:
"Gıda sektöründe 1992 yılından beni çalıştım. Ben hep kendime ait
ürün yapmak istedim ama pazarlamada bütün emeğinizi bir başka
markanın, firmanın ürününe veriyorsunuz. Ben kendime bir şey
kalmasını istedim. Bu çiftlikte idealimdeki oldu, bu benim bütün
emeğim. Bana ait bir şey. Bu güne kadar bir sürü ünvan taşıdım ama
şimdi 'çiftçi' ünvanını elde ettim. Tabi ki gurur duydum. Çünkü
toprak insana büyük güç veriyor, özgüven veriyor. Bereketli, sizden
hiçbir şeyi sakınmıyor. Sizden isteği doğal bir bakım. Yaptığım
işlerin içinde bir Nirvana bu durumum."
KENDİ MARKASINI YARATTI
Çiftlikte yetiştirip ürettiği mamüller için pazarlamadaki
deneyimini kullanan, hayalindeki gibi kendi markasını yaratan
Armağan Portakal, "Ürünlerimizi de internet sitesinden
pazarlıyoruz. İnternetten hesap numarasını vermiyorum. Müşteriyle
birebir iletişim kuruyorum" dedi. Üretimden arta kalan zamanlarda
atölye çalışmaları da yaptığını kaydeden Armağan Portakal şunları
anlattı:
"Toprağın bereketini gördükten sonra zihinde üretsin istedim.
Zihnimizi geliştirecek, bedenimizi geliştirecek nefes atölyesi,
kitap okuma atölyesi, pilates atölyesi oldu. Çiçekle sohbet
atölyesi kurduk. Bunları tabiattan ilham alarak yapıyoruz, az
kişiyle yapıyoruz. Her birimiz daha keyifli ayrılmak için
yapıyoruz. Rezervasyon yaptıran genelde 6 kişilik atölyeler bunlar.
Atölyeden sonra Ege sofrası kuruluyor, sohbet muhabbet oluyor,
keyifli bir paylaşım oluyor, zihinler üretiyor, beden
üretiyor."