30 Kas 2013 13:43
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:47
Fatih Portakal meydan okudu; “Haberi erkene çekseler herkesi yıkar geçerim”
Fatih Portakal üç yıldır Fox TV'de sunduğu sabah programı 'Çalar Saat'i gece ana habere taşıdı.
Fatih Portakal üç yıldır Fox TV'de sunduğu
sabah programı 'Çalar Saat'i gece ana habere taşıdı. Haberleri
kendine özgü yorumlarıyla anlatan Fatih Portakal'la yeni
programını, dününü, bugününü, hayallerini
Posta'dan Çağnur Hatipoğlu'na
anlattı.
İŞTE O RÖPORTAJ :
Nasılsın? Nasıl gidiyor hayat?
İyi valla. Yaptığımız iş, koşturmaca. Ana haberde farklılık
yaratmaya çalışıyoruz. Farkı yayın saatinden ve özgürlüğünden
geliyor. Her akşam saat 21:30’da ekrana geliyoruz. Bu, alışılmışın
dışında, geç bir saat. Ve evet, özgür şekilde çalışıyorum. Karışan,
müdahale eden yok. İstediğimi yapıyorum. Ben haber sunmuyorum.
Kendimi haber anlatıcısı olarak görüyorum. Yayın öncesi içeriğine
ve görüntüsüne bakıyor, ardından onu kişiselleştiriyorum. Sonuçta
akan yazıyı okumuyor, aklımda kalanları insanlara
aktarıyorum.
Bu durum hem riskli hem tehlikeli değil
mi?
İstenmeyen yorumlar olabilir, cümle unutulabilir... Eh, riski
var tabii. Ama akan yazıyı okumakla yetinen de doğal olmaz. Robot
gibidir.
Her şeye sen mi karışıyorsun?
Aksine çok şeye karışmam. Sadece bazı muhabirlerden özel
isteklerim oluyor. Özel haberler sipariş ediyorum.
Özel haber çıkarmak zordur. Hem de her
gün...
Evet. Ama benim için önemli olan o. Esas amacım haberi
anlatırken muhabirini de parlatmak. Özel haberlerde üstüne basa
basa muhabirlerin ve kameramanların ismini söylüyorum yayında. Bu,
o imzaların da çok hoşuna giden bir şey.
“Haberi erkene çekseler herkesi yıkar geçerim”
Şimdilik reytingler iyi gibi. Ya
kötüleşirse?..
Öyle bir endişem yok, çünkü kendimi biliyorum. Birincilik
beklemiyorum ama ezilmek de istemiyordum. Zaten ezilmiyoruz da.
Benim haberlerimi saat 18:30’a çekseler, çok iddialıyım, herkesi
yıkar geçerim.
Magazin haberlerinden uzaksın. Başka hangi haberleri
sunmaktan hoşlanmazsın?
Trafik kazaları, kadına ve çocuğa yapılan şiddeti içeren
haberleri anlatırken çok sıkılıyor, üzülüyorum.
Demokratikleşme Paketi kapsamında Andımız kaldırıldı.
Bu konu hakkında ne düşünüyorsun mesela?
Andımızı okumaktan her zaman gurur duydum. Çocuğum olsaydı
onun da okumasını isterdim. Kimileri okunurken rahatsız olup belki
içinden küfür de ediyordu. Okumasın o da o zaman. Bunun yöntemi
tamamen kaldırmak mıydı? 1930’larda yazılmış Andımız o kadar
rahatsızlık verdiyse 2013 yılına uydurulabilirdi. Uzlaşma
yapılabilirdi. Bizde uzlaşma kültürü yok. Yine de gelecek için
kötümser değilim. Kötümser olursam, gidecek başka bir yer bulmam
gerek. Ama öyle bir yer yok ki benim için. Ben ölene kadar bu
topraklarda yaşayacağım. Huzur içinde yaşamak istiyorum
sadece.
Peki kamuda türban meselesi hakkında neler
söyleyeceksin?
Kendi doğrularımı söyleyeceğim. Bence türbanlılar kamuda ve
her yerde olmalı. İnsanların kılık kıyafeti umurumda değil. Ona
bakarsan, ben de küpe takıyorum.
Ama seni ekranda küpeli
görmüyoruz...
Çünkü ekrana çıkarken takmıyorum. Bu da benim özgürlüğüm.
Şimdi küpem hakkında bana olmadık şeyler söyleyecekler... Hiç gerek
yok.
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN