03 Mar 2013 15:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:03

FATİH ALTAYLI'DAN YILMAZ ÖZDİL'E YANIT; "SENİN ÇÖZÜM ÖNERİN NE?"

Fatih Altaylı, dün kendisini köşesinden eleştiren Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'e yanıt verdi..

Çözüm önerinizi duyalım

Yılmaz Özdil dünkü köşesinde herkese saydırırken, ben de nasibimi almışım.
Diğerlerini bilmem ama bana yönelttiği suçlamanın temeli, "Öcalan'la yapılan görüşmelere destek vermem".
Sanırsın ki, gizli saklı bir şey yapıyorum. Ya da utanılacak bir şey.
Elbette fikir farklı farklı olur.
Ben 30 küsur senedir bitirilemeyen terörün, yok edilemeyen PKK'nın bu yolla tasfiye edilebileceğine inanıyorum.
İnanmayanlar da olabilir.
Ona da saygı duyarım.
Ben diyorum ki, önümüzdeki 10 senede bir 40 bin kişi daha ölmesin.
Bunun için bu yol da denenmelidir.
Denemediğimize pişman olacağımıza denediğimize pişman olmak pahasına da olsa.
Yılmaz Özdil ve kahramanı olduğu çevreler ne diyor peki?
Sorum gerçekten çok ciddi bir soru.
Ne diyorlar, ne öneriyorlar?
Şaka yapmıyorum Yılmaz.
Eleştirmiyorum da!
Sana ve hitap ettiğin kitleye çok ciddi bir soru soruyorum.
Öneriniz ne?
Öcalan'la görüşülmesin.
PKK ile aracılarla da olsa konuşulmasın.
Bunu anladık.
Peki bu iş nasıl çözülecek.
Bu konudaki öneriniz nedir Yılmaz?
Vallahi de billahi de samimiyetle duymak, bilmek istiyorum.
Varsa parlak bir çözüm öneriniz, bir fikriniz, bir diyeceğiniz söyleyin.
Bakarsın benim de aklıma yatar, size katılırım.
Ama ne olur söyleyin önerinizi.
Bunca yazıp çizdiğinize göre mutlaka vardır diye düşünüyorum.
Varsa söyleyin.
Çıkarın dilinizin altındaki baklayı.
Yoksa söyleyemeyeceğiniz kadar "garip" bir düşünce mi?
Merak etmeyin, bu ülkede artık her türlü abuk sabuk şey söyleniyor.
Sen de söyleyebilirsin Yılmaz Özdil.
Sri Lanka modelini öneriyorsan onu bile söyleyebilirsin.
Yeter ki, fikrini bilelim.
Neye karşı olduğunu biliyoruz artık.
O güzel, zekice yazılarından neye karşı olduğunu, neyi istemediğini anlayabiliyoruz.
Ama bu zekâyı bir de "neyi istediğine" yorsan, bir çözüm önerisi için kullansan da öğrensek.
Hadi söyle Yılmaz Özdil.
Ne istiyorsun?
Önerin ne?

Fatih Altaylı'nın yazısının tamamı için tıklayın