Fatih Altaylı'dan 'Veyis Ateş'e 10 milyon Euro çıkışı: "Zaten 'aldın' diyen yoktu, istedin"
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, dün ABD’nin talebiyle Avusturya’da gözaltına alınan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon euro istediği iddia edilen eski HaberTürk çalışanı Veyis Ateş’in, İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtladığı programı değerlendirdi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Türkiye’de ‘kara para aklamak’ suçlamasıyla hakkında açılan davada tutuklama kararı bulunan ve dün ABD’nin talebiyle Avusturya’da gözaltına alınan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon euro istediği iddia edilen eski HaberTürk çalışanı Veyis Ateş’in, İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtladığı programı değerlendirdi.
Eleştirileri anlamakta zorlandığını yazan Altaylı, “Ne bekliyordunuz, Veyis Ateş’in İsmail Saymaz’ın karşısına oturup, 'Evet İsmail, arayıp 10 milyon euro bir ekip için, 10 milyon euro da başka bir ekip için istedim. Tabii İnan Kıraç’ın 45 milyon dolarlık alacağını da sil dedim' demesini mi!” dedi.
Altaylı'nın bugünkü "Zarrab üstü Korkmaz" başlıklı yazısı şöyle:
İsmail Saymaz’ın Veyis Ateş’i konuk ettiği programı izlemedim.
Sonrasında programda konuşulanları ve program hakkında yazılanları okudum.
İzlememekle doğru yaptığımı, boşuna zaman kaybetmediğimi anladım.
Eleştirileri de anlamakta zorlanıyorum.
Ne bekliyordunuz, Veyis Ateş’in İsmail Saymaz’ın karşısına oturup, “Evet İsmail, arayıp 10 milyon euro bir ekip için, 10 milyon euro da başka bir ekip için istedim. Tabii İnan Kıraç’ın 45 milyon dolarlık alacağını da sil dedim” demesini mi!
Tabii söylediklerini söyleyecekti…
Ateş “10 milyon euro falan almadım” dedi.
Zaten “Aldın” diyen yoktu.
“İstedin” diyen vardı.
Tabii sonuçta Sezgin Baran Korkmaz elinde olduğunu iddia ettiği ve İsmail Saymaz ile Sevilay Yılman’ın dinlediklerini açıkladıkları “şantaj ve tehdit” kaydını yayınlamadığı sürece “Senin lafına karşı benim lafım” durumu sürecektir.
Bu durumda isteyen Korkmaz’a inanır, isteyen Ateş’e.
Programla ilgili en vahim olay ise Sezgin Baran Korkmaz’ın Veyis Ateş’e ithamları ve hakaretleri idi.
Bir gazeteci olarak çok üzüldüm.
Bu yazıyı aslında “Sezgin Baran Korkmaz adamsan o kaydı yayınlarsın” diye yazacaktım.
Hatta herkesten “Devleti küçük düşürmem” bahanesiyle aslında bir tür şantaj unsuru olarak herkesten ısrarla sakladığın bölümü de yayınlamak zorundasın” diye yazacaktım.
Bir de çevresindeki “gazeteci çemberini” soracaktım.
“Hangi gazetecileri evinde, otelinde ağırladın, hangi gazetecilerin evine gittin, hangi gazetecilerle sık sık buluşup yemek yedin” diyecektim.
Yanıt vermeyeceğini bildiğim halde belki de son bir kez “Hangi gazetecileri maaşa bağladın, kredi kartlarını ödedin. Bu iddialar doğru mu?” sorusunu yöneltecektim.
Ama ben bunları soramadan “Bir Avusturya numarasından beni aradı” dediğim Sezgin Baran Korkmaz dün gece saatlerinde ABD’nin talebi üzerine Avusturya’da yakalandı.
Oysa ısrarla “Ben aranmıyorum. ABD’de hakkımda bir karar yok. ABD benden sadece 10 milyon dolarlık bir talepte bulunuyor” diyordu.
Öyle değilmiş herhalde.
Şimdi bizim merak ettiğimiz tüm bu sırların yanıtlarını artık ABD ve muhtemelen Avusturya alacak.
Büyük olasılıkla o meşhur 12 dakikalık kaydın, kimsenin duymadığı 9 dakikalık bölümü de ABD’nin eline geçecek.
Zarrab üstü Baran Korkmaz, ABD istihbaratı için tabakta kaymaklı ekmek kadayıfı, yalnız ve güzel ülkem için ise “yazık” olacak.