01 Eyl 2018 12:56
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:49
Fatih Altaylı'dan Sevilay Yılman'a 'Didem Soydan' tepkisi: Bir kadına çirkin cinsel göndermeler...
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Sevilay Yılman'ın model Didem Soydan için söylediği sözleri eleştirdi.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, manken Didem Soydan'ın oyuncu Mert
Fırat'la evlenecek olan İdil Fırat'ın kına gecesine tahtla
gelmesini küçümsediğini öne sürerek, Fırat'ı kökeni üzerinden
aşağıladığını iddia etmişti. Soydan'a olay sözlerle yüklenen Yılman
şu ifadeleri kullanmıştı:
"Sözüm ona Didem Hanım, İdil Fırat’ın görgüsüzlüğüne vurgu yapacak ya!Bunu İdil’in babasının kökleri üzerinden yapıyor.Yani hanımefendiye göre İdil’in tahta çıkıp kına gecesine gelmesinin görgüsüzlüğünün temeli Malatyalılığından kaynaklı! “Güzelim… Sen bırak Malatyalılığımıza falan laf sokuşturmayı da, şu anda bulunduğun ABD’de üçlü, beşli yaptığın tost dansının tadını çıkarmaya bak!”
Habertürk yazarı Fatih Altaylı konuyu köşesine taşıdı ve köşe komşusu Yılman'ın biraz daha makul ve kadınca tavır almasını beklediğini söyledi.
Altaylı, "Bir danstan, bu dansla ilgili yapmış olduğu bir espriden yola çıkarak imalarda bulunması pek de yakışık almamış. Demek ki, Sevilay Yılman’ı erkek kafası egemen toplumdan çıkarıp, ayakları üzerinde duran bir kadın yapabilirsiniz ama içindeki erkek egemen düşünceyi çıkaramazsınız." dedi.
İşte Altaylı'nın bugünkü yazısından "Kadının erkek düşmana ihtiyacı yok" başlıklı o bölüm:
Manken Dedim Soydan, kına gecesine tahtla arzı endam eden, niye ünlü olduğunu bilmediğim, ünlü bir hanımla ilgili olarak “Kızı Malatya’dan çıkarabilirsin ama Malatya’yı kızdan çıkaramazsın” diye yazmış sosyal medyada.
Birkaç gün önce bir internet sitesinde gördüm ve çok da güldüm.
Dahası yazılanı oldukça da felsefi buldum.
Halkımızın ne kadar alıngan olabileceğini, yelden nem kapabileceğini, övgüyü hakaret zannedebileceğini hiç düşünmemiştim doğrusu.
Dün Sevilay Yılman’ı okuyunca anladım vaziyetin vahametini.
Malatyalı hemşehrileri Sevilay’ı arayıp, “Bu kadın bize hakaret etti ağızının payını ver” diye istekte bulunmuşlar.
O da mukabil hakaretle isteklerini yerine getirmiş.
Kalkıp da buradan Sevilay’a ve hemşehrilerine Didem Soydan’ın söylediğinde bir hakaret olmadığını, insanların dış görünümlerinde ne yaparlarsa yapsınlar kültürel özlerinin değişmediğini söylemek istediğini, burada bir hakaret olmadığını, bu durumun herkes için geçerli olduğunu anlatmak zor.
Meseleye hemşehricilik gözüyle bakarak bu yazıyı kaleme aldığına göre, aynı durumun kendisi için de geçerli olduğunu, yıllardır İstanbul’da yaşamasına rağmen hala içindeki Malatyalılığın durduğunu ve o Malatyalılığın gerektiği anda harekete geçtiğini veya geçirildiğini anlaması gerekirdi.
Benim bunu anlatacak halim de yok.
Ayrıca Sevilay Yılman’ın bir Malatyalı olarak haksız bile olsa birine kızma, öfkelenme, eleştirme hakkı da var.
Ancak bir kadın olarak, bir başka kadına çirkin cinsel göndermeler ve kadınlığı üzerinden hakaret etme hakkı yok.
Sakın yanlış anlamayın erkeklerin zaten böyle bir hakkı yok ama Sevilay Yılman’ın biraz daha makul, biraz daha kadınca tavır almasını beklerdim.
Bir danstan, bu dansla ilgili yapmış olduğu bir espriden yola çıkarak imalarda bulunması pek de yakışık almamış.
Demek ki, Sevilay Yılman’ı erkek kafası egemen toplumdan çıkarıp, ayakları üzerinde duran bir kadın yapabilirsiniz ama içindeki erkek egemen düşünceyi çıkaramazsınız.
"Sözüm ona Didem Hanım, İdil Fırat’ın görgüsüzlüğüne vurgu yapacak ya!Bunu İdil’in babasının kökleri üzerinden yapıyor.Yani hanımefendiye göre İdil’in tahta çıkıp kına gecesine gelmesinin görgüsüzlüğünün temeli Malatyalılığından kaynaklı! “Güzelim… Sen bırak Malatyalılığımıza falan laf sokuşturmayı da, şu anda bulunduğun ABD’de üçlü, beşli yaptığın tost dansının tadını çıkarmaya bak!”
Habertürk yazarı Fatih Altaylı konuyu köşesine taşıdı ve köşe komşusu Yılman'ın biraz daha makul ve kadınca tavır almasını beklediğini söyledi.
Altaylı, "Bir danstan, bu dansla ilgili yapmış olduğu bir espriden yola çıkarak imalarda bulunması pek de yakışık almamış. Demek ki, Sevilay Yılman’ı erkek kafası egemen toplumdan çıkarıp, ayakları üzerinde duran bir kadın yapabilirsiniz ama içindeki erkek egemen düşünceyi çıkaramazsınız." dedi.
İşte Altaylı'nın bugünkü yazısından "Kadının erkek düşmana ihtiyacı yok" başlıklı o bölüm:
Manken Dedim Soydan, kına gecesine tahtla arzı endam eden, niye ünlü olduğunu bilmediğim, ünlü bir hanımla ilgili olarak “Kızı Malatya’dan çıkarabilirsin ama Malatya’yı kızdan çıkaramazsın” diye yazmış sosyal medyada.
Birkaç gün önce bir internet sitesinde gördüm ve çok da güldüm.
Dahası yazılanı oldukça da felsefi buldum.
Halkımızın ne kadar alıngan olabileceğini, yelden nem kapabileceğini, övgüyü hakaret zannedebileceğini hiç düşünmemiştim doğrusu.
Dün Sevilay Yılman’ı okuyunca anladım vaziyetin vahametini.
Malatyalı hemşehrileri Sevilay’ı arayıp, “Bu kadın bize hakaret etti ağızının payını ver” diye istekte bulunmuşlar.
O da mukabil hakaretle isteklerini yerine getirmiş.
Kalkıp da buradan Sevilay’a ve hemşehrilerine Didem Soydan’ın söylediğinde bir hakaret olmadığını, insanların dış görünümlerinde ne yaparlarsa yapsınlar kültürel özlerinin değişmediğini söylemek istediğini, burada bir hakaret olmadığını, bu durumun herkes için geçerli olduğunu anlatmak zor.
Meseleye hemşehricilik gözüyle bakarak bu yazıyı kaleme aldığına göre, aynı durumun kendisi için de geçerli olduğunu, yıllardır İstanbul’da yaşamasına rağmen hala içindeki Malatyalılığın durduğunu ve o Malatyalılığın gerektiği anda harekete geçtiğini veya geçirildiğini anlaması gerekirdi.
Benim bunu anlatacak halim de yok.
Ayrıca Sevilay Yılman’ın bir Malatyalı olarak haksız bile olsa birine kızma, öfkelenme, eleştirme hakkı da var.
Ancak bir kadın olarak, bir başka kadına çirkin cinsel göndermeler ve kadınlığı üzerinden hakaret etme hakkı yok.
Sakın yanlış anlamayın erkeklerin zaten böyle bir hakkı yok ama Sevilay Yılman’ın biraz daha makul, biraz daha kadınca tavır almasını beklerdim.
Bir danstan, bu dansla ilgili yapmış olduğu bir espriden yola çıkarak imalarda bulunması pek de yakışık almamış.
Demek ki, Sevilay Yılman’ı erkek kafası egemen toplumdan çıkarıp, ayakları üzerinde duran bir kadın yapabilirsiniz ama içindeki erkek egemen düşünceyi çıkaramazsınız.