22 Şub 2018 10:29 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:02

Fatih Altaylı'dan Murat Bardakçı'ya sert yanıt: "Battaniyeden tahrik oluyor musun Murat"

İlahiyatçı Nurettin Yıldız'ın "asansörde halvet" fetvası Habertürk yazarları Murat Bardakçı ile Fatih Altaylı'yı karşı karşıya getirdi.

“Altı yaşındaki kızlar evlenebilir” dair fetvasıyla bilinen Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız, bu kez yabancı bir erkekle kadının asansörde yalnız kalması neticesinde İslam’a göre "halvet" şartlarının oluşacağı yönünde verdiği fetvayla gündeme geldi.

Sosyal medyada dolaşan videoda, Yıldız, bir asansör örneği vererek, katlar arasında "halvet" şartlarının birkaç dakika içerisinde yaşanabileceğini belirtmişti.

MURAT BARDAKÇI’DAN DESTEK

Nurettin Yıldız’ın “asansörde halvet” fetvası tartışmasına Habertük gazetesi yazarı Murat Bardakçı da girmişti. Murat Bardakçı’nın “Asansör fetvası” başlıklı dünkü yazısındaki, “Fetvadaki hükmü beğenir yahut beğenmez, benimser yahut benimsemezsiniz, o size ait bir meseledir ama konuyu, ‘Hangi devirde yaşıyoruz? Böyle hüküm mü olur? Bugün asansör de tartışma konusu yapılır mı?’ çizgisine getirmek en basit ifadesi ile hem saçmalamak, hem de dinî kurallara hakarettir! (…) Son senelerde ekran ve şöhret düşkünü ilâhiyatçıların sayesinde on dört asırlık İslâmiyet’i yeniden keşfeder hâle geldik, adamlar akıllarına geldiği yahut canlarının istediği gibi konuşup yepyeni bir din icad etme havalarındalar ve bütün bunların üzerine de fetvanın ne olduğunu ve niçin verildiğini bilmeyen köşe sahipleri işin kolayına kaçıp bol bol ahkâm kesiyorlar...” ifadeleri dikkat çekmişti.



ALTAYLI: BATTANİYEDEN TAHRİK OLUYOR MUSUN MURAT!

Habertürk yazarı Murat Bardakçı’nın dünkü yazısına, Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı bugünkü “Battaniyeden tahrik oluyor musun Murat!” başlıklı yazısıyla yanıt verdi.

“Kadın ile erkek aynı asansöre binmemeli’ diyen kafayı eleştirdim. Yanıtı yan odamdan geldi. Dostum Murat Bardakçı’dan. ‘Bilmiyorsan sus’ dedi” diyen Fatih Altaylı şöyle devam etti:

“Birileri fetva istemiş, bu lafların sahibi beyefendi de fetva vermiş. ‘Fetva İslam’a uygundur. Uyarsın, uymazsın, senin bileceğin iş’ demiş Murat. Aynı ‘fetva makamı’ndan başka fetvalar da var. Mesela diyor ki fetvacıbaşı: ‘İyice yorgun düşüp yatağa yatar yatmaz uyuyacak hale gelmeden sakın ha yatağa girmeyin. Yattığınızda hemen uyumazsanız yatak, yorgan, battaniye sizde şehvet uyandırabilir.’ Bu da mı İslami yorum Murat’cığım. Ne yapacak Müslümanlar? Koltukta mı uyuyacak? Ya koltuğun kolçağı şehvet uyandırıyorsa tavsiye ne olacak o halde?”

“BU BEYEFENDİLERE BEN SORAYIM O ZAMAN”

Fatih Altaylı “Sevgili Murat, eğer dediğin gibi bu fetvacılar çok önemli bir hizmet yapıyorlarsa ve Müslümanlar da bunu dinleyip yaşamlarını ona göre organize ediyorlarsa bu beyefendilere ben sorayım o zaman. Belki yanıt verirler de ülkedeki rezaletler azalır” diyerek şu soruları yöneltti:

“1. Sayın fetvacıbaşı, çocuk yaştaki kızları taciz etmek caiz midir?

2. Değerli âlim, ana babasının eğitim alırken kalsın diye yurda emanet ettiği çocuklara taciz ve tecavüz günah mıdır?

3. Ailesinin gözbebeği bir evladın eğitim alması için emanet edildiği hocası tarafından cinsel istismara uğraması, istimarcıyı cehenneme mi götürür, cennete mi?

4. İnandığı için hocaefendi diye bildiği birine giden bir kadını ‘badelemek’ dine imana sığar mı?

5. Fiziken daha güçsüz diye bir kadına şiddet uygulamak, erkek kulun hakkı mıdır?”

“DOĞRU YOLU GÖSTERMEK İÇİN İLLE SORULMASI MI GEREKİR!”

“Toplumu bitap düşüren, toplumun tamamına zararlar veren daha bunca sorun varken ve bunlar birer insanlık suçuyken bu konularda fetva vermeyip, buralarda sessiz kalıp ‘Yorgandan, battaniyeden tahrik olursunuz’ demek mi âlimlik oluyor Murat’cığım” diye soran Altaylı yazısını şöyle sonlandırdı:

“Diyeceksin ki: ‘Sorsalardı ona da yanıt verirdi.’

Doğruyu söylemek için, doğru yolu göstermek için ille sorulması mı gerekir!

Biliyorum her şeyin ‘en’ini sen bilirsin Murat’cığım.

Ama biz de ‘izan’ biliriz!

Biri bu fetvacıbaşına, ‘Nefes alırken tahrik oluyorum, ne yapmalıyım?’ dese ne olacak Murat’cığım.

‘Nefes alma’ mı diyecek!

Ve sen de ‘Adam haklı’ mı diyeceksin...”