09 Kas 2014 13:47
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:54
Fatih Altaylı'dan Ahmet Hakan'a twitter eleştirisi! Sahtekarlık!
Fatih Altaylı, twitter'i aktif olarak kullanan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ı sahtekarlık yapmakla suçladı.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, twitter'ı aktif şekilde kullanan ve
iki milyonu aşkın takipçisi olan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a ağır
eleştiriler yöneltti. Radikal'den Armağan Çağlayan'a konuşan
Altaylı, köşe yazılarını twitter'dan nabız tutarak yazdığını öne
sürdüğü Ahmet Hakan'ı sahtekarlık yapmakla suçladı;
İşte röportajdan ilgili bölüm:
Sizin Twitter hesabınız var mı?
Bana ait bir hesap var. O hesaba sadece günlük köşe yazılarımı koyuyoruz. Orada bir editör kadrosu var, onlar koyuyor. Nadiren de benim orada birine cevap verdiğim olur ama toplasanız 5 kere falan yazmışımdır.
Hoşlanmıyor musunuz?
Hoşlanmıyorum değil. Benim fikirlerimi yazmak için bir mecram var ve ben orada yazmak durumundayım. Bunun karşılığında bir ücret alıyorum işverenimden. Ben fikirlerimi Twitter’da yazacaksam işverenime karşı haksızlık etmiş olurum. Gazetede yazacağım yazının özünü bir gün veya bir saat önce Twitter’da yazmak yaptığım işe ihanet gibi geliyor bana. Üstelik Twitter ortamında ben ve benim gibi insanlar hakiki. Ama karşıdaki insanların ne kadar hakiki olduğu konusunda hiçbir fikre sahip değilsiniz. Kimdir bilmiyorsunuz? Birtakım takma isimlerle veya gerçek dışı isimlerle polemiğe girmek bana çok mantıklı gelmiyor.
Ama bütün köşe yazarları çok aktif kullanıyor.
Bütün köşe yazarları değil.
Ahmet Hakan çok aktif, Melis Alphan çok aktif.
Bence kurumsal olarak bunlara izin verilmemesi gerekiyor. Mesela ben Habertürk’teyken arkadaşlarımın Twitter kullanmasını kısıtlamalar getirmiştim. Sonuç olarak bir iş yapıyoruz ve bu işin mutfağındasınız. Siz restoranın mutfağını cadde içine kurup herkesin içinden geçmesini sağlamazsınız. Burası da gazetenin mutfağıdır ve bu mutfağı tartışma ortamının içine sokmak hiç doğru değil. Yazarlara gelelim mesela. Evet doğru bazıları çok aktif. Söylediğiniz isimlere zaman zaman bakıyorum ne yapıyorlar diye. 20 bin kişiyi takip ediyor bir tanesi. Birisinin 20 bin kişiyi takip etmesi mümkün değil. Bazılarının orayı sosyal çevre yapmak için kullandıklarını düşünüyorum. Bazılarının köşe yazılarını internet ortamından yazdığını gördüm. Bu birkaç senedir süren bir şey. Sosyal medyadaki tepkilere bakarak köşe yazılarını ona göre yazıyorlar. Bu bana sorarsanız sahtekarlık. Bu bir politikacının izlediği bir tavır olabilir. Ama bir gazeteci, bir aydın kendi fikrini yazmakla sorumludur. Sosyal medyada oluşmuş bir fikri kendisi yeniden tekrarlayarak sosyal medyanın beğenisini kazanmak üzere bir yazarlık olamaz. Biz profesyonel yazarların yeri orası değil. Siz roman yazarlarının romanlarını daha çıkmadan Twitter’a yazdığını gördünüz mü?
İşte röportajdan ilgili bölüm:
Sizin Twitter hesabınız var mı?
Bana ait bir hesap var. O hesaba sadece günlük köşe yazılarımı koyuyoruz. Orada bir editör kadrosu var, onlar koyuyor. Nadiren de benim orada birine cevap verdiğim olur ama toplasanız 5 kere falan yazmışımdır.
Hoşlanmıyor musunuz?
Hoşlanmıyorum değil. Benim fikirlerimi yazmak için bir mecram var ve ben orada yazmak durumundayım. Bunun karşılığında bir ücret alıyorum işverenimden. Ben fikirlerimi Twitter’da yazacaksam işverenime karşı haksızlık etmiş olurum. Gazetede yazacağım yazının özünü bir gün veya bir saat önce Twitter’da yazmak yaptığım işe ihanet gibi geliyor bana. Üstelik Twitter ortamında ben ve benim gibi insanlar hakiki. Ama karşıdaki insanların ne kadar hakiki olduğu konusunda hiçbir fikre sahip değilsiniz. Kimdir bilmiyorsunuz? Birtakım takma isimlerle veya gerçek dışı isimlerle polemiğe girmek bana çok mantıklı gelmiyor.
Ama bütün köşe yazarları çok aktif kullanıyor.
Bütün köşe yazarları değil.
Ahmet Hakan çok aktif, Melis Alphan çok aktif.
Bence kurumsal olarak bunlara izin verilmemesi gerekiyor. Mesela ben Habertürk’teyken arkadaşlarımın Twitter kullanmasını kısıtlamalar getirmiştim. Sonuç olarak bir iş yapıyoruz ve bu işin mutfağındasınız. Siz restoranın mutfağını cadde içine kurup herkesin içinden geçmesini sağlamazsınız. Burası da gazetenin mutfağıdır ve bu mutfağı tartışma ortamının içine sokmak hiç doğru değil. Yazarlara gelelim mesela. Evet doğru bazıları çok aktif. Söylediğiniz isimlere zaman zaman bakıyorum ne yapıyorlar diye. 20 bin kişiyi takip ediyor bir tanesi. Birisinin 20 bin kişiyi takip etmesi mümkün değil. Bazılarının orayı sosyal çevre yapmak için kullandıklarını düşünüyorum. Bazılarının köşe yazılarını internet ortamından yazdığını gördüm. Bu birkaç senedir süren bir şey. Sosyal medyadaki tepkilere bakarak köşe yazılarını ona göre yazıyorlar. Bu bana sorarsanız sahtekarlık. Bu bir politikacının izlediği bir tavır olabilir. Ama bir gazeteci, bir aydın kendi fikrini yazmakla sorumludur. Sosyal medyada oluşmuş bir fikri kendisi yeniden tekrarlayarak sosyal medyanın beğenisini kazanmak üzere bir yazarlık olamaz. Biz profesyonel yazarların yeri orası değil. Siz roman yazarlarının romanlarını daha çıkmadan Twitter’a yazdığını gördünüz mü?