FATİH ALTAYLI LEVENT KIRCA KAVGASININ BİLİNMEYENLERİNİ YAZDI; SALAKMIŞIM!
Habertürk'te Teke Tek programına konuk ettiği Levent Kırca ile kapışan Fatih Altaylı olay programa dair bilinmeyenleri yazdı.
Teke Tek programına Levent Kırca’yı konuk eden ve canlı yayında
Kırca ile yaşadığı tartışma ile gündeme gelen Fatih Altaylı, bugün
gazetesindeki köşesinde bu konuyu kaleme aldı. Tartışma öncesi
yaşanan süreçle ilgili bilgiler veren Altaylı, yazısının sonunda
Levent Kırca’ya sert bir eleştiride bulundu.
İşte Altaylı’nın o yazısı;
BİR Levent Kırca mevzuudur gidiyor. Meğer 18 senedir epey bir adam
o anı beklermiş.
Birisi Teke Tek’e çıksa da beni bir benzetse.
Levent Kırca bana “Salak” dedi ya, of anam ne sevinç, ne sevinç
bazılarında.
Hakan Gündüz remiksini bile yapmış. Güzel de olmuş.
Doğrudur. Levent Kırca’nın katıldığı Teke Tek’te son derece kötü
bir duruma düştüm. Çünkü benim derdim Levent Kırca’yı konuk alıp
rezil etmeye çalışmak, bitirmek değildi.
Böyle bir niyetim yoktu. Adam gibi konuşmak, sohbet etmek,
sorularımı sormak istiyordum.
Levent Kırca’nın da o niyette olduğunu zannediyordum.
Aslında başa dönmekte fayda var.
Program ekibi Levent Kırca’yı davet ettiklerini söyleyince, “Ne
konuşacağız ki?” diye itiraz ettim. “Abi iyi olur” deyince
çocuklar, “Tamam” dedim.
Program günü Levent Kırca saat 23.00’te başlayacak programa
akşamüzeri saat 16.30’da gelmiş.
Gelmiş ama ne gelmek.
Ben dışarıdaydım. Ekiptekiler, “Levent Bey geldi” diye haber
verdiler.
Şaşırdım, programa 6 saat kala gelmişti. “Ben gelinceye kadar benim
odama alın, ağırlayın” dedim. Kabul etmemiş.
Gazetenin otoparkında otomobilinin içinde oturmuş.
“Çay getirelim” demişler, kabul etmemiş.Akşam yemeğe davet
etmişler, ona da “Hayır” demiş. 6 saat otomobilin içinde
oturmuş.
Sonra da programa girdik.
Kırca gergin ve agresifti.
Ben de beklemediğim bir saldırganlıkla karşılaşınca sinirlendim.
Soru sordum, yanıt vermedi.
Tekrarladım, şarkı söylemeye başladı. Hiçbirini yapmadığı zaman
hakaret etti. Sinirlenmeme rağmen, Levent Kırca’yı çok da kırmak
istemedim. Yaşına, geçmişine hürmeten, söyleyebileceklerimi,
dilimin ucuna kadar gelenleri tuttum.
Fox TV’den gelen ve ayrılış hikâyelerini anlatan e-postayı bile
okumadım. Sonunda ortaya hoş bir görüntü çıkmadı.
Sonuç olarak şunu anladım: Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayanlarla
tartışmamak lazım. Çünkü onlar asla kaybetmiyorlar.
Fatih Altaylı'nın yazısının tümünü okumak için
tıklayınız