Fatih Altaylı 'havalimanı' yazısını böyle savundu: Yandaş, yalaka diyenler olmuş...
Fatih Altaylı'nın Üçüncü Havalimanı'ndaki işçi olaylarıyla ilgili yazısı tepkilere neden olmuştu. Fatih Altaylı bugün gelen tepkilere cevap verdi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Üçüncü Havalimanı inşaatındaki
koşullar nedeniyle isyan eden işçilerle ilgili "4 yıl üç aydır o
koşullara itiraz etmeyen işçilerin, bitime 5 hafta kala, inşaatın
yüzde 98’i tamamlanmışken koşulları beğenmeyip ayaklanması doğrusu
bana çok mantıklı gelmiyor. “4 yıl dayandık 5 hafta daha idare
ederiz” demeleri daha makul bir insan tavrıyken, coplanma,
gözaltına
alınma, tazminatsız kapının önüne koyulma gibi riskleri bu kadar
kısa bir süre için göze almaları son derece mantıksız görünüyor. "
diye yazmıştı.
Altaylı'nın bu yazısına sert eleştiriler gelince bugün köşesinden
cevap verdi."Kimse kusura bakmasın ekşi yemedim ki, karnım ağrısın.
Yandaş, yalaka falan diyenler olmuş. Ne kimseye yandaş oldum bunca
yıl ne yalaka. Hükümete yakın medyaya yazar ya da yönetici mi oldum
bunca yıldır?" diyen Fatih Altaylı yanlış anlaşıldığını belirterek
havalimanı inşaatının bitirilmesinin gecikeceğine dikkat çekti.
İşte Fatih Altaylı'nın bugünkü yazısından "İşçileri ben
düşünüyorum siz değil" başlıklı o bölüm:
Pazar günü yeni havalimanı işçilerinin eylemine ilişkin bir şeyler
yazınca epey bir saldırıya uğradım özellikle sosyal medyada.
Büyük bölümü yazıyı görmemiştir bile. Beni okumazlar hatta. Ama
bana bir saldırı var ise hemen ön safta yer tutmak için
koşarlar.
Oradaki kötülük prensleri ve prensesleri umurumda değil.
Hatta kimi televizyonlara çıkıp nereden kaynaklandığını bilmediğim
kinini üzerime kusan kimi salaklar da...
Lakin kimi okurlar da yazıya bir anlam verememişler veya farklı bir
anlam çıkarmışlar ki, onlar çok ama çok umurumda.
Kimse kusura bakmasın ekşi yemedim ki, karnım ağrısın.
Yandaş, yalaka falan diyenler olmuş. Ne kimseye yandaş oldum bunca
yıl ne yalaka.
Hükümete yakın medyaya yazar ya da yönetici mi oldum bunca
yıldır?
15 yıla yakın Hürriyet’te çalıştım.
Bir o kadardır da buradayım.
Doğruya doğru, eğriye eğri demeye çalışırım gördüğüm kadarıyla.
Kimilerinin anlamayıp ya da benim iyi anlatamadığım için kızdığı
yazı da öyle bir yazı.
Ne gördüm de yazdım tekrarlayayım daha açıkça.
- “İşçiler haksız” diye bir tek kelimem yok.
- “Yaptıkları yasa dışı bir iştir” de demiyorum.
- Hak aramalarına da karşı değilim. Tam aksine yanındayım.
Ben çok basit birkaç şeye takıldım. Aklı biraz olan, kafası biraz
işleyen herkesin takılacağını umduğum gibi.
- Bunca yıldır bu inşaatla ilgili pek çok dedikodu yayılırken,
Vietnamlı işçiler getirilirken gıkını çıkarmayan, ortalığı ayağa
kaldırmayan sendika niye şimdi ortalığı ayağa kaldırıyor!
- Anlıyoruz ki, bu inşatta bordro dışı elden ödemeler yapılıyormuş.
4 yıl 3 aydır bu elden ödemelere ses çıkarılmazken, son ayın
ödemesi için kopan gürültü niye?
- Bunca mesele varken niye kıyamet servisler gecikti diye bir
nedenle kopuyor!
Şimdi bunları niye soruyorum.
Öyle görünüyor ki, havalimanı açıklanan ya da beklenilen tarihte
açılmayacak.
Bu çoktandır belli.
“Nereden belli” diyeceksiniz.
Söyleyeyim. Girin THY’nin sitesine bilet alın.
Ben aldım.
Kasım sonuna.
Gidiş dönüş.
Dönüş hangi havalimanına dersiniz?
Söyleyeyim, “Atatürk”
29 Ekim’de yeni havalimanı açılacak sözde, THY Kasım sonuna aldığım
bilette dönüşü Atatürk’e veriyor.
Yanlışlık var mı diye sordum, hayır yok.
Zaten TAV’a da haftalar önce bilgi verilmiş, “Operasyonlarınızı
bitirmeyin, birkaç ay daha Atatürk’ü kullanacağız” demişler.
Durum buyken, işçilerin ayaklanması ya da ayaklandırılması bu
gecikmenin suçunun bu işte hiçbir günahı olmayan ve ölümüne çalışan
bu insanlara yüklenmesi ve gecikmenin onlara mal edilmesi
demek.
Oysa böylesine büyük bir inşaatta birkaç aylık gecikme çok
normaldir.
Sonuçta yapılan tıkır tıkır çalışması gereken bir havalimanı. Acele
edip riske atılacak bir şey değil.
Ama şimdi suçlu kim!
İşçiler.
Tutuklanan, gözaltına alınan ve muhtemelen bu yüzden de
tazminatlarını kaybetme riski ile karşılaşan işçiler.
Nemalananlar kim?
Onun da yanıtını siz verin.
Ama tavsiyem.
Kağıt zammını tuvalet kağıdına zam gelince anlayanlardan
olmayın.
Kafayı kullanın.