FATİH ALTAYLI DİNÇ BİLGİN'E ÇOK AĞIR İFADELERLE YÜKLENDİ!
"Dinç Bilgin'in davası bir kez daha ertelendi. Sözde bu celsede karar açıklanacaktı. Her şey hazırdı ama ..."
Hortumcu olmadığınıza pişman mısınız?
Dinç Bilgin’in davası bir kez daha ertelendi. Sözde bu celsede karar açıklanacaktı. Her şey hazırdı ama TMSF başka bir hazırlık içindeydi. TMSF “davada müdahil olmaktan” vazgeçti. Gerekçeli bir vazgeçiş. “Biz alacağımızı tahsil ettik, o yüzden vazgeçtik” diyorlar.Ama “doğru söylemiyorlar”. Alacağı tahsil etmiş olsalar ortada bir anlaşma olur. Yok öyle bir şey. Hâlâ, “Alacaklarımız, fazlaya dair haklarımız” diyorlar ama davadan çekiliyorlar. Gerçi çekilmeleri, ceza davası açısından bir anlam taşımıyor ama davanın uzamasına, hortumcudan hesap sorulmasının gecikmesine neden oluyor.
Oysa TMSF’nin, “Biz alacaklarımızı tahsil ettik” diyerek davadan çekildiği bir başka vaka yok. Mesela, Süzer ve Karamehmet davalarında da alacaklar tahsil edildi ama TMSF oralardan çekilmiyor. Bilgin davasından çekiliyor. Uçaklarını, yatlarını, yurtdışındaki malikânelerini, villalarını satıp, parasını oralarda zulalayıp Türkiye’ye getirmeyen, hâlâ kamu bankalarına yüz milyonlarca dolar borcu olan Dinç Bilgin davasından çekiliyorlar. Niye? Bilmiyorum. Vardır elbet bir hesap kitap. Ne de olsa Dinç Bilgin’in “eski elemanlarının” şimdi kimlerle ne muhabbetler içinde olduğunu biliyoruz. Keramet oradadır büyük ihtimalle.
TMSF davadan çekilmekle kalmıyor, Bilgin’e YeniAsır Gazetesi’ni yeniden vermeye ve hatta büyük bir ihtimalle diğer bazı şirketlerini de iade etmeye hazırlanıyor diye dedikodular dolaşıyor ortalıkta. Ne güzel değil mi? Milletin parasını çal çırp, zimmetine geçir, har vurup harman savur... Sonra yakalan... Zaman geçsin... Hükümetler değişsin, yasalar değişsin, ortam değişsin... Dünün “hortumcusu”, bugünün makbul adamı olsun. Hem de “Hırsızdan, vurguncudan, hortumcudan hesap soracağız” diye gelenlerin zamanında.
Herhalde Türkiye’nin hortum yapmayan, halkın, kamunun parasını çalıp çırpmayan, namusuyla çalışan insanları ve işadamları çok üzgündür. Ama Türkiye böyle. Çalanı, kaçıranı, soyanı korur. Soyulanın hali mi? Boşverin Allah aşkına. Kimin umurunda! Başka ülke var mı, “Devletin malı deniz yemeyen domuz” diye atasözü olan...
Fatih ALTAYLI / GAZETE HABERTÜRK