06 Tem 2012 13:53
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:53
FATİH ALTAYLI BEŞAR ESAD RÖPORTAJINA NEDEN İZİN VERMEDİ?
Fatih Altaylı, Amberin Zaman'ı Beşar Esad ile röportaja göndermemesinin perde arkasını yazdı..
Yapılmayan röportajın perde arkası
GEÇEN hafta boyunca tartışıldı durdu.
"Esad’ın davet ettiği gazeteciler niye Suriye’ye gitmediler?" diye.
Daha doğrusu şöyle tartışıldı: "Esad’dan randevu isteyen gazeteciler, randevuya niye gitmediler?" Türlü tevatür dolaştı ortada.
İddia edildi ki, Ertuğrul Özkök ve Mehmet Ali Birand "Geliyoruz" demişler ama gruptan birisi -kimse o- Ankara’da hükümete ya da Başbakan’a yakın birini aramış, o da "Biz karışmayız ama ben olsam göndermezdim" diye nazik bir yanıt verince Birand ve Özkök gitmemişler.
Konuyla ilgili olarak bizim gazetenin de adı geçti.
Bizim böyle bir randevu talebimiz yoktu, ama bizden de Amberin Zaman davet edilmişti.
Sağolsun Amberin de bana sordu, "Böyle bir davet var, gideyim mi?" diye.
Ben de kendisine şöyle dedim:
"Amberincim, birkaç ay önce ben Suriye’ye gitmek istedim. O sırada Büyükelçimiz Ömer Önhon oradaydı. Ömer Önhon çok eski dostumdur. Kendisine sordum. O da bana ’Gel ama burada gerçek anlamda gazetecilik yapamazsın. Çünkü özgür basının olduğu bir ülke değil. Esad’ın adamları alır seni en sorunsuz bölgelere götürürler. Şam’ın en güzel yerlerini gezdirirler. Hatta Esad’a sevgi gösterisi yapıldığı yerlerde dolaştırırlar. Esma Esad kucağına iki çocuk alır sever. Sadece bunları görür dönersin. Sonra da bunları yazarak Esad’m yalanlarına ortak olursun. Ya da hiçbir şey yazamazsın. Buraya gelmenin kimseye bir faydası yok’ dedi."
Amberin, "Biliyorum öyle olacağını" dedi.
Ben de "Ben de böyle bir propagandaya gazeteyi alet etmem. Serbestçe gezip izlenim alabilecek olsan hemen git. Ama bu durumda sen bilirsin” dedim.
Amberin Zaman da gitmedi.
Bizim açımızdan olay budur.
Bilmenizi istedim.
Fatih ALTAYLI / HABERTÜRK
GEÇEN hafta boyunca tartışıldı durdu.
"Esad’ın davet ettiği gazeteciler niye Suriye’ye gitmediler?" diye.
Daha doğrusu şöyle tartışıldı: "Esad’dan randevu isteyen gazeteciler, randevuya niye gitmediler?" Türlü tevatür dolaştı ortada.
İddia edildi ki, Ertuğrul Özkök ve Mehmet Ali Birand "Geliyoruz" demişler ama gruptan birisi -kimse o- Ankara’da hükümete ya da Başbakan’a yakın birini aramış, o da "Biz karışmayız ama ben olsam göndermezdim" diye nazik bir yanıt verince Birand ve Özkök gitmemişler.
Konuyla ilgili olarak bizim gazetenin de adı geçti.
Bizim böyle bir randevu talebimiz yoktu, ama bizden de Amberin Zaman davet edilmişti.
Sağolsun Amberin de bana sordu, "Böyle bir davet var, gideyim mi?" diye.
Ben de kendisine şöyle dedim:
"Amberincim, birkaç ay önce ben Suriye’ye gitmek istedim. O sırada Büyükelçimiz Ömer Önhon oradaydı. Ömer Önhon çok eski dostumdur. Kendisine sordum. O da bana ’Gel ama burada gerçek anlamda gazetecilik yapamazsın. Çünkü özgür basının olduğu bir ülke değil. Esad’ın adamları alır seni en sorunsuz bölgelere götürürler. Şam’ın en güzel yerlerini gezdirirler. Hatta Esad’a sevgi gösterisi yapıldığı yerlerde dolaştırırlar. Esma Esad kucağına iki çocuk alır sever. Sadece bunları görür dönersin. Sonra da bunları yazarak Esad’m yalanlarına ortak olursun. Ya da hiçbir şey yazamazsın. Buraya gelmenin kimseye bir faydası yok’ dedi."
Amberin, "Biliyorum öyle olacağını" dedi.
Ben de "Ben de böyle bir propagandaya gazeteyi alet etmem. Serbestçe gezip izlenim alabilecek olsan hemen git. Ama bu durumda sen bilirsin” dedim.
Amberin Zaman da gitmedi.
Bizim açımızdan olay budur.
Bilmenizi istedim.
Fatih ALTAYLI / HABERTÜRK