10 Nis 2018 08:52 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:09

Faruk Demir'den Mustafa Keser'e tepki: Ne kadar fazla takla, o kadar fazla yem...

Mustafa Keser, Kılıçdaroğlu'na “Şehit evinde türkü söyleyeceğim, tepki almazsam yüzünüze tüküreceğim” sözleriyle tepki göstermişti

Eski CHP milletvekili, sanatçı Faruk Demir, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Hatay'da bir sınır karakoluna ziyaretine eşlik eden sanatçıların tutumlarını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Şehit evinde türkü söyleyeceğim, tepki almazsam yüzünüze tüküreceğim” diyen sanatçı Mustafa Keser’e tepki gösterdi.

Demir, konuya ilişkin ”Bu partinin ismi Cumhuriyet Halk Partisi, bu topraklarda sanat yapabilme olanağını sunan bir parti. CHP olmasaydı, o koltuk olmasaydı belki de Mustafa Keser yerine Yunanlı sirtaki oynuyor olacaktı” ifadelerini kullandı.

TRT’de son zamanlarda bir denetimin olmadığının görüldüğüne dikkat çeken Faruk Demir, kamu kaynaklarını kullanan bir yayın kuruluşu olarak TRT’nin Mustafa Keser’in programını sonlandırması gerektiği savundu ve “Keser, ekrandan aleni siyaset yapmıştır. Maalesef son zamanlarda TRT ekranlarında bu tip yorumları çok görüyoruz. Bunun atında ne kadar fazla takla o kadar fazla yem denilen şey var. Burada da öyle bir durum var, Mustafa Keser’in üzerine bir görev değil” dedi.

CHP'li Demir, Keser'e, "Sen hangi hakla bir siyasi partinin genel başkanına laf yetiştiriyorsun. Senin hakkın mı, haddin mi, görevin mi? Sanat yapmak için mi program yapıyorsun yoksa bir siyasi tarafı olup bir başka tarafa laf yetiştirmek için mi yapıyorsun" sözleriyle yüklenirken TRT kurumunda 'ben ona tükürürüm o bana tükürür' gibi şeylerin olmayacağını söyledi.

Keser'in “şehit evinde saz çalma” sözlerini de değerlendiren Demir, ölü evinde ağıtlar yakıldığını hatırlatarak, " Hadi şurada bir ölü evi var, sazımızı alıp gidelim orada türkü söyleyelim denmemiştir. Bunu da Mustafa Keser’den öğrendik ama o nereden öğrenmiş onu da bilmiyoruz" dedi.

Eski CHP'li milletvekili sanatçı Faruk Demir'in T24'e değerlendirmeleri şöyle:

"Cumhuriyet Halk Partisi, bu topraklarda sanat yapabilme olanağını sunan bir parti"
Şimdi Anadolu’da bir laf vardır, üstüne vazife olmayan işlere karışmak diye. Her ne kadar sanat üzerinden yürüyen bir laf dalaşması gibi görünse de Mustafa Keser konunu çok uzağında. Bir siyasi partinin genel başkanına laf yetiştirmek bence hiçbir sanatçının uğraşması gereken bir iş olmamalı.

Bu partinin ismi Cumhuriyet Halk Partisi, bu topraklarda sanat yapabilme olanağını sunan bir parti. CHP olmasaydı, o koltuk olmasaydı belki de Mustafa Keser yerine Yunanlı Sirtaki oynuyor olacaktı. Sayın genel başkanı eleştiriyor gibi yapıyor fakat o da ne söylediğinin farkında değil. “

"Kamu kaynaklarını kullanan TRT Keser'in programını sonlandırmalı"
“TRT gibi bir kurum, senin olduğun program müzik programı ve bin tane denetimden geçer TRT’nin yaptığı müzik icraatları. Görüyoruz ki burada herhangi bir denetim yok. Kamu kaynaklarını kullanan bir yayın kuruluşu olarak Mustafa Keser’in programını sonlandırması lazım.

Çünkü aleni siyaset yapmıştır. Maalesef son zamanlarda TRT ekranlarında bu tip yorumları çok görüyoruz. Bunun atında ne kadar fazla takla o kadar fazla yem burada da öyle bir durum var, Mustafa Keser’in üzerine bir görev değil. Sayın Kılıçdaroğlu orada olayın şeklinden çok uygulamasından üzüntü duymuştur. Sanatçılar gidebilir ancak Selçukludan, Osmanlıdan bu tarafa bu toprakları yurt edinmiş bunca devlet kurulmuş hepsinden bir töre bir üslup vardır.”

"Bir taraftan şehit gelirken bir taraftan sanat ortamına yakışmayacak bir ortam"
“Bizi biz yapan, Japon’u, Japon yapan değerler vardır. Biz de böyle bir üslup yoktur, amaç ile içerik ya da uygulanan çok abestir. Genel başkanımız olayın tümüne rezalet demiştir. Uygulanma şekli yanlış olmuştur. Yoksa cumhurbaşkanı bir yere sanatçıları davet edebilir, sanatçılar da oraya icap edebilir. Ama bir taraftan şehit gelirken bir taraftan hiç sanat estetiğine yakışmayacak bir sunum, bir ortam açıdan şık olmamıştır. Bunu söylemek istemiştir genel başkan. Bir siyasi kimlik olarak da bunu gurup toplantısında olayın uygulanış şeklini ve katılımcıları eleştirmiştir. Sanatçılar da sanatçı gibi davranmalı.”

"Sanat yapmak için mi program yapıyorsun yoksa bir siyasi taraf olup"
“TRT gibi bir kurumda ben ona tükürürüm o bana tükürün böyle şeyler olmaz. Sen hangi hakla bir siyasi partinin genel başkanına laf yetiştiriyorsun. Senin hakkın mı, haddin mi, görevin mi? Sanat yapmak için mi program yapıyorsun yoksa bir siyasi taraf olup bir başka tarafa laf yetiştirmek için mi yapıyorsun. Ayrıca ben oraya giderim, olmazsa tükürürüm, tükürmezlerse ben tükürürüm bu ülkenin geldiği bu noktaya yakışmıyor. “

"Biz genel başkanımıza tükürtmeyiz"
“Ayrıca kimse kimsenin de yüzüne tükürmesin hele biz genel başkanın yüzüne tükürtmeyiz. Mustafa Bey burada çok ayıp etmiştir, tarih bunların hepsini not ediyor, yazıyor bugün elini kolunu sallayarak geziyorlar ama böyle pervasızca, denetimsiz.

Türkiye’de ondan sonra yok delidir ne yapsa dilidir. Sen tıpçı mısın, siyasetçi misin; sanatçı mısın hangisi olduğuna karar ver. Mustafa Keser çok kötü bir sınav verdi. TRT bu yayını kötü örnek olduğu için hemen çocuklarımıza kötü örnek olduğu için yayını kaldırması lazım.”

"Şehit evlerinde ağıtlar olur, hiç bir zaman sazla olmaz"
“Anadolu’da dün bugün tarihimizde şehit evinde ağıtlar olur, ölü evinde ağıtlar olur ama hiç hiçbir zaman sazla olmaz, kendiliğinden gelir, onu yakan hiçbir zaman sanatçılar da olmaz. Hadi ben bir şehit evi var oraya gidelim iki tane asker türküsü. Bunlar 10 yıllık geçmişini bilmeden söylenen laflardır. Sanat ve sanatçı toplumların gözünde önemli değerlerdir yaşantılarını yüzyıllardan bu yana sanat ve edebiyat aktarmıştır. Hadi şurada bir ölü evi var, sazımızı alıp gidelim orada türkü söyleyelim denmemiştir. Bunu da Mustafa Keser’den öğrendik ama o nereden öğrenmiş onu da bilmiyoruz.”

Ne olmuştu?
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda bazı sanatçıların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte gerçekleştirdiği karakol ziyaretini eleştirerek "Ne namus kaldı, ne şeref kaldı. Sanatçı denen vatandaş, onun yanında ne işin var? Afrin'de 52 şehidimiz var, yüzlerce yaralımız var. 52 şehidimizin daha kanı kurumadı. Toplanmışlar bir grup, güruh, davul, zurna, klarnet şarkılar türküler... Bir ülkenin değeri vardır. Bırakın şehidi, bulunduğunuz apartmanda eğer bir kişi hayatını kaybetmişse televizyonu bile açmazsınız, gürültü bile yapmazsınız. Komşunun acı günüdür, evde yemek yapar götürürsünüz, onlara bir hafta 10 gün her türlü hizmeti verirsiniz. Ben merak ediyorum, bu rezil adamlar ve onları oraya götüren adam, sen, sen, evet sen, eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç, yaylalar türküsünü söyle bakalım, gücün yetiyorsa...'' diye konuşmuştu.