Faruk Demir'den Mustafa Keser'e tepki: Ne kadar fazla takla, o kadar fazla yem...
Mustafa Keser, Kılıçdaroğlu'na “Şehit evinde türkü söyleyeceğim, tepki almazsam yüzünüze tüküreceğim” sözleriyle tepki göstermişti
Eski CHP milletvekili, sanatçı Faruk Demir, Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan'ın Hatay'da bir sınır karakoluna ziyaretine eşlik eden
sanatçıların tutumlarını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’na “Şehit evinde türkü söyleyeceğim, tepki almazsam
yüzünüze tüküreceğim” diyen sanatçı Mustafa Keser’e tepki
gösterdi.
Demir, konuya ilişkin ”Bu partinin ismi Cumhuriyet Halk
Partisi, bu topraklarda sanat yapabilme olanağını sunan bir
parti. CHP olmasaydı, o koltuk olmasaydı belki de Mustafa Keser
yerine Yunanlı sirtaki oynuyor olacaktı” ifadelerini kullandı.
TRT’de son zamanlarda bir denetimin olmadığının görüldüğüne dikkat
çeken Faruk Demir, kamu kaynaklarını kullanan bir yayın kuruluşu
olarak TRT’nin Mustafa Keser’in programını sonlandırması gerektiği
savundu ve “Keser, ekrandan aleni siyaset yapmıştır. Maalesef
son zamanlarda TRT ekranlarında bu tip yorumları çok görüyoruz.
Bunun atında ne kadar fazla takla o kadar fazla yem denilen şey
var. Burada da öyle bir durum var, Mustafa Keser’in üzerine bir
görev değil” dedi.
CHP'li Demir, Keser'e, "Sen hangi hakla bir siyasi
partinin genel başkanına laf yetiştiriyorsun. Senin hakkın mı,
haddin mi, görevin mi? Sanat yapmak için mi program
yapıyorsun yoksa bir siyasi tarafı olup bir başka tarafa laf
yetiştirmek için mi yapıyorsun" sözleriyle yüklenirken TRT
kurumunda 'ben ona tükürürüm o bana tükürür' gibi şeylerin
olmayacağını söyledi.
Keser'in “şehit evinde saz çalma” sözlerini de değerlendiren
Demir, ölü evinde ağıtlar yakıldığını hatırlatarak, " Hadi
şurada bir ölü evi var, sazımızı alıp gidelim orada türkü
söyleyelim denmemiştir. Bunu da Mustafa Keser’den öğrendik ama o
nereden öğrenmiş onu da bilmiyoruz" dedi.
Eski CHP'li milletvekili sanatçı Faruk Demir'in T24'e
değerlendirmeleri şöyle:
"Cumhuriyet Halk Partisi, bu topraklarda sanat yapabilme
olanağını sunan bir parti"
Şimdi Anadolu’da bir laf vardır, üstüne vazife olmayan işlere
karışmak diye. Her ne kadar sanat üzerinden yürüyen bir laf
dalaşması gibi görünse de Mustafa Keser konunu çok uzağında.
Bir siyasi partinin genel başkanına laf yetiştirmek bence hiçbir
sanatçının uğraşması gereken bir iş olmamalı.
Bu partinin ismi Cumhuriyet Halk Partisi, bu topraklarda
sanat yapabilme olanağını sunan bir parti. CHP olmasaydı, o koltuk
olmasaydı belki de Mustafa Keser yerine Yunanlı Sirtaki oynuyor
olacaktı. Sayın genel başkanı eleştiriyor gibi yapıyor fakat o da
ne söylediğinin farkında değil. “
"Kamu kaynaklarını kullanan TRT Keser'in programını
sonlandırmalı"
“TRT gibi bir kurum, senin olduğun program müzik programı ve bin
tane denetimden geçer TRT’nin yaptığı müzik icraatları.
Görüyoruz ki burada herhangi bir denetim yok. Kamu kaynaklarını
kullanan bir yayın kuruluşu olarak Mustafa Keser’in
programını sonlandırması lazım.
Çünkü aleni siyaset yapmıştır. Maalesef son zamanlarda TRT
ekranlarında bu tip yorumları çok görüyoruz. Bunun atında ne kadar
fazla takla o kadar fazla yem burada da öyle bir durum var, Mustafa
Keser’in üzerine bir görev değil. Sayın Kılıçdaroğlu orada olayın
şeklinden çok uygulamasından üzüntü duymuştur. Sanatçılar gidebilir
ancak Selçukludan, Osmanlıdan bu tarafa bu toprakları yurt edinmiş
bunca devlet kurulmuş hepsinden bir töre bir üslup vardır.”
"Bir taraftan şehit gelirken bir taraftan sanat ortamına
yakışmayacak bir ortam"
“Bizi biz yapan, Japon’u, Japon yapan değerler vardır. Biz de böyle
bir üslup yoktur, amaç ile içerik ya da uygulanan çok abestir.
Genel başkanımız olayın tümüne rezalet demiştir. Uygulanma şekli
yanlış olmuştur. Yoksa cumhurbaşkanı bir yere sanatçıları davet
edebilir, sanatçılar da oraya icap edebilir. Ama bir taraftan şehit
gelirken bir taraftan hiç sanat estetiğine yakışmayacak bir sunum,
bir ortam açıdan şık olmamıştır. Bunu söylemek istemiştir genel
başkan. Bir siyasi kimlik olarak da bunu gurup toplantısında olayın
uygulanış şeklini ve katılımcıları eleştirmiştir. Sanatçılar da
sanatçı gibi davranmalı.”
"Sanat yapmak için mi program yapıyorsun yoksa bir siyasi
taraf olup"
“TRT gibi bir kurumda ben ona tükürürüm o bana tükürün böyle şeyler
olmaz. Sen hangi hakla bir siyasi partinin genel
başkanına laf yetiştiriyorsun. Senin hakkın mı, haddin mi, görevin
mi? Sanat yapmak için mi program yapıyorsun yoksa bir siyasi taraf
olup bir başka tarafa laf yetiştirmek için mi yapıyorsun. Ayrıca
ben oraya giderim, olmazsa tükürürüm, tükürmezlerse ben tükürürüm
bu ülkenin geldiği bu noktaya yakışmıyor. “
"Biz genel başkanımıza tükürtmeyiz"
“Ayrıca kimse kimsenin de yüzüne tükürmesin hele biz genel başkanın
yüzüne tükürtmeyiz. Mustafa Bey burada çok ayıp etmiştir, tarih
bunların hepsini not ediyor, yazıyor bugün elini kolunu sallayarak
geziyorlar ama böyle pervasızca, denetimsiz.
Türkiye’de ondan sonra yok delidir ne yapsa dilidir. Sen tıpçı
mısın, siyasetçi misin; sanatçı mısın hangisi olduğuna karar
ver. Mustafa Keser çok kötü bir sınav verdi. TRT bu yayını kötü
örnek olduğu için hemen çocuklarımıza kötü örnek olduğu için yayını
kaldırması lazım.”
"Şehit evlerinde ağıtlar olur, hiç bir zaman sazla
olmaz"
“Anadolu’da dün bugün tarihimizde şehit evinde ağıtlar olur, ölü
evinde ağıtlar olur ama hiç hiçbir zaman sazla olmaz, kendiliğinden
gelir, onu yakan hiçbir zaman sanatçılar da olmaz. Hadi ben bir
şehit evi var oraya gidelim iki tane asker türküsü. Bunlar 10
yıllık geçmişini bilmeden söylenen laflardır. Sanat ve sanatçı
toplumların gözünde önemli değerlerdir yaşantılarını
yüzyıllardan bu yana sanat ve edebiyat aktarmıştır. Hadi şurada bir
ölü evi var, sazımızı alıp gidelim orada türkü söyleyelim
denmemiştir. Bunu da Mustafa Keser’den öğrendik ama o nereden
öğrenmiş onu da bilmiyoruz.”
Ne olmuştu?
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda bazı
sanatçıların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte
gerçekleştirdiği karakol ziyaretini eleştirerek "Ne namus kaldı, ne
şeref kaldı. Sanatçı denen vatandaş, onun yanında ne işin var?
Afrin'de 52 şehidimiz var, yüzlerce yaralımız var. 52 şehidimizin
daha kanı kurumadı. Toplanmışlar bir grup, güruh, davul, zurna,
klarnet şarkılar türküler... Bir ülkenin değeri vardır. Bırakın
şehidi, bulunduğunuz apartmanda eğer bir kişi hayatını kaybetmişse
televizyonu bile açmazsınız, gürültü bile yapmazsınız. Komşunun acı
günüdür, evde yemek yapar götürürsünüz, onlara bir hafta 10 gün her
türlü hizmeti verirsiniz. Ben merak ediyorum, bu rezil adamlar ve
onları oraya götüren adam, sen, sen, evet sen, eğer yüreğin
yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç,
yaylalar türküsünü söyle bakalım, gücün yetiyorsa...'' diye
konuşmuştu.