Caravaggio (1571-1610) ve Yılmaz Güney’in ortak alın yazısı; cinayet. İkisinin de belli bir organize suç örgütü adamı olmadığını biliyoruz, bu işlenen cinayetler anlık cinnetleri, husumet ve kavgaların talihsiz sonuçlarını bize anlatıyor.
Tablodaki 3 kişinin ifadelerine bakın. Sanki oradayız; yanındayız… Ve yine ortak yanları; bu dünyadaki kötülüğe, törelere, bu gaddar yönetimlere açtıkları isyan bayrağı. Çok büyük bir gerçekçilikle, yalın bir dokunuşla, bu dünyayı olduğu gibi bize ve sonsuz geleceğe anlatmaları. Sert durmaları. Sorgulamaları. Ve şunu anlıyoruz; ne için var sanat?
Cevabı burada. İnsanlar tartıda, iyisi ve kötüsü ile eşittir hep. Tarkovski’nin dediği gibi, 'Dünya mükemmel olmadığı için sanat var.' 'Bu sanatçıların dönemi bitti' gibi yanlış bir algıya düşmeyelim, çünkü bitmez. Bitmeyecek.
O dönem bittiyse peki hangi dönem başlayacak? Çok iyi reyting alan dizilerin, Netflix’te tutmuş bir şeyin, Instagram'daki iki plaj fotoğrafının, Twitter’da iki polemiğin olduğu dünya mı bu çok beğendiği 'yeni dönem'? 'Ünlü' olmak mı tek değer? 10 saniyelik reklamda hiç bir şey yapmadan ve yapmasına da zaten gerek olmayan görüntülerde milyonlar kazanırken, aynı anda, her gün yüzlerce Filistinli çocuğun öldürüldüğü, insanların deprem enkazları altında inildediği bu yeni dünyada, sanki kendi hatası olmayacak mı hiç? İçine düştüğü durumlarda mı olmayacak?