"FAKAT BE KARDEŞİM KOCADAN DA BU KADAR ETKİLENİLMEZ Kİ!..." AYŞE ARMAN, YAZILARINI ÇOK BEĞENDİĞİ YAZARI NASIL ELEŞTİRDİ?... KİM BU "KOCASINA BENZEYEN" YAZAR?...
Şahane yazılar yazan bir kadındı. Aktüel´de yazıyordu. Hayatı anlatıyordu. Şehri, kadını, insanları, ilişkileri, trendleri, bir sürü bir sürü yeni şeyi... Minik fikirler, büyük fikirler ama hep orijinal şeyler.
Nur´a ne oldu?
Şahane yazılar yazan bir kadındı. Aktüel´de yazıyordu. Hayatı anlatıyordu.
Şehri, kadını, insanları, ilişkileri, trendleri, bir sürü bir sürü yeni şeyi... Minik fikirler, büyük fikirler ama hep orijinal şeyler. Zekásını ve bileğini o kadar kıvrak kullanan bir kadındı ki...
Hafif de kıskanarak okurdum.
"Vay ben kadına bak!" diye.
Özel bir hukukumuz da yokken, üzerime vazife de değilken, atladım, "Ben gazete yapıyor olsam Nur Çintay´ı mutlaka alır ve köşe yazarı yapardım" diye yazı yazdım. Ama kimse salak değil tabii, iyi olan şey görülüyor, kimseyi uyarmaya, dürtmeye gerek kalmıyor, ayrıca akacak kan damarda da durmuyor, bir süre sonra bir köşesi oldu. Aynı dönemlerde İstanbul Life´ı yaptı, çok da iyi yaptı, bence doğuştan dergici, esprili, hareketli, yenilikçi, meraklı, yaratıcı bir kadın, haliyle, yaptığı dergi de öyle oldu. Hatta o arada beni de kapak yaptı, sağ olsun fotoğrafları seçmeme izin verdi, çok ince ve zarif davrandı.
Hem dergi yayın yönetmenliğini hem de yazarlığı bir arada götürüyordu. Sonra ne oldu bilmiyorum, bıraktı dergiyi, yorulmuş olabilir, sıkılmış olabilir, neyse ne, bir süredir sadece Radikal´de köşe yazıyor ve cumartesi ekini yapıyor. Hálá çok seviyorum yazdıklarını.
Ama Nur´a bir şey oldu...
Hepimize oluyor aslında. Büyüyoruz. Yaşlanıyoruz. Birilerinden etkileniyoruz. Değişiyoruz. Kendimizi yeniden konumlandırıyoruz. Normal bu. Aynı kalalım demiyorum. Fakat be kardeşim, kocadan da bu kadar etkilenilmez ki!!!
Nurcum, kimse sana böyle şeyler söylüyor mu bilmiyorum ama böyle düşündüklerini ben biliyorum. Bir gün Emre, Sabah´ta bir şey yazıyor, ertesi gün sen onun benzeri bir şey döktürüyorsun. Kelimeler, olaylar farklı olabilir ama aynı aileden aynı konuda iki yazı çıkmış oluyor. Oysa, sen son derece orijinal ve yaratıcı bir yazardın. Çünkü benzersizdin. Şimdi başkalarına benzeyen bir "taraf" oldun...
* * *
Pazar günkü Arçelik yazısı mesela.
Dünkü "Çevir kazı yanmasın" da durumu kurtaramadı.
Arçelik reklamındaki kadınların başının örtmelerine ya da örtmemelerine sen niye karışırsın? Adamın reklamı, onun hedef kitlesi, istediği kadınları oturtur, fotoğrafını çeker. Sana ne. Yok efendim, aralarında niye örtülü bir kadın yokmuş. Sen kendi reklamını farklı yap. O yapmıyor.
Sen bunu eleştireceğine, o reklamı alıp, o kadınların eteklerini uzatan, kollarını kapatan insanlara yüklen. Dün yazdığın yazı da beni kesmedi. Çünkü orada, felaket bir şey var. Sen de kabul etmek zorunda kalmışsın gerçi, "Yaşam tarzına müdahale etmek budur" diye. Evet. Budur. Ama bir yazıyla ge