Faili meçhuller davasında tarihi itiraf! Vampirlerin can çanağına kan akıttık!
Ankara'da görülen Faili Meçhul Cinayetler Davası'na tutuklu sanık Ayhan Çarkın'ın ifadeleri damga vurdu.
90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili Ankara 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 2.duruşması bugün görülmeye başlandı.
Duruşmada tarihi itiraflarda bulunan Ayhan Çarkın'a mahkeme heyeti adeta müdahale etti. Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti Çarkın'ı dinlemeye devam etti. Çarkın'dan kan donduran itiraflar geldi. Cinayetlerin "devlet kararı" olduğunu söyleyen Çarkın, bu cinayetlerden, dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı başta olmak üzere birçok birimin haberi olduğunu söyledi.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ayhan Çarkın’ın yanı sıra tutuksuz sanıklar Korkut Eken, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Lokman Ertürk, Seyfettin Lap, Uğur Şahin, Yusuf Yüksel hazır bulunurken, İbrahim Şahin ve Mehmet Ağar katılmadı.
Duruşmayı Susurluk çetesi tarafından infaz edilen isimlerin yakınları ile avukatları katıldı. 1990’lı yıllarda eşi Savaş Buldan’ı infaza kurban veren HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ile Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel ve CHP’li Mahmut Tanal da duruşmayı izliyor.
TARTIŞMA YAŞANDI
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, duruşmada mahkeme başkanı Tekman Savaş Nemli’nin avukatlara yer açmak için stajyer avukatları çıkarmak istemesi üzerine tartışma yaşandı. Mağdur tarafın avukatları, stajyer avukatların çıkarılmasına karşı çıktı. Başkan Nemli ise stajyerlerin mahkemenin stajyer avukatları olmadığını belirterek çıkarılmasına karar verirken, duruşmanın güvenlik nedeniyle kapalı yapılabileceği uyarısında bulundu. ÇHD Başkanı, Avukat Selçuk Kozağaçlı ise yer darlığının sanıkların korumları nedeniyle yaşandığını belirterek, bu kişilerin çıkarılması gerektiğini söyledi.
AĞAR 'TANSİYONUM VAR' DEYİP KATILMADI
Susurluk çetesi yöneticiliğinden mahkum olan ve bu davanın bir numaralı sanığı Mehmet Ağar, avukatı aracılığıyla mahkemeye 7 günlük istiharat raporu gönderdi ve duruşmaya gelmedi. Raporda, Ağar’ın ani tansiyon yükselmesi, kalp kapağı hastalığı ile kronik akçiğer hastalığı olduğu öne sürüldü. Müşteki avukatları, rapora ilişkin sahtecilik iddiasında bulundu. Sanık İbrahim Şahin de Reşadiye Devlet Hastanesi’nden düzenlenen aldığı raporla duruşmaya gelmedi.
TARİHİ İTİRAF: SUSURLUK CİNAYETLERİ DEVLETİN KARARIYDI
Davanın tek tutuklu sanığı Ayhan Çarkın, savunmasında çarpıcı itiraflarda bulundu. Çarkın, “Bu cinayetler, dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakan, MGK, İçişleri Bakanlığı, İstihbarat Daire Başkanlığı ve Başbakanlığa bağlı MİT’in içinde bulunan Kontr-Terör Dairesi’nin bilgileri ve koordinasyonunun yani o dönemki devletin bilgisi dahilinde işlenmiş cinayetlerdir. Yoksa kimse pervasızca bu cinayetleri işleyemez. Herkes bilgi sahibidir. Bu cinayetleri işleyenler siyasi ve ekonomik rant elde etmişlerdir” dedi.
MAHKEME SUSURLUK'UN DEVLETİNE LAF SÖYLETMEDİ
Ayhan Çarkın, savunmasında devletin faili meçhul cinayetlerinde rolünü anlatırken mahkeme başkanı aniden müdahale etti. Bu sırada avukatlar ile başkan arasında tartışma yaşandı. Bunun üzerine mahkeme heyeti, duruşmaya ara vererek müzakere odasına çekildi.
Mahkeme heyeti, aranın ardından saat 11.05'te salona döndü. Başkan Nemli, avukatların söz verilmeden konuşmamaları konusunda uyardı ve Çarkın'ın savunmasına devam kararı aldı.
'KURBANLIK KOYUN GİBİ' DİZLERİNİN ÜZERİNE ÇÖKMÜŞ
Ayhan Çarkın, ifadesinde Abdulmecit Baskın, Yusuf Ekinci ve Faik Candan’ın nasıl infaz edildiğini anlattı. Avukat Yusuf Ekinci’nin ölümüne değinen Çarkın, “Kuğulu Park civarındaydık. Anons geçildi, Ümitköy civarına gelmemiz istendi. Oğuz ile gittik. Yusuf Ekinci, dizlerinin önüne çökmüş, kurbanlık koyun gibi bekletiliyordu. Bana silah verdiler, al siftah yap dediler. Ben de silahı attım. Abdülmecit Baskın cinayeti üzerine Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin’e gittim, bana sen karışma MGK kararı dedi” ifadelerinde kullandı. Çarkın, savunmasının sonunda tahliyesini talep etti.
VAMPİRLERİN CAN ÇANAĞINA KAN AKITTIK
Ayhan Çarkın ifadesinde şunları kaydetti:
“İşkencelerle hayatını kaybedenlerin hesabı adalet önünde görülsün. Şimdi yüzleşmenin tam zamanı. Bu kanlar neden aktı, bu canlar neden gitti? Ben bir gerçeğim, korkmadan gerçekleri anlatıyorum. Vatan millet bayrak adına yola çıkıp da yoldan sapanlar bu yolu rant kapısı yapanları görelim. O dönem devletin makamlarını işgal eden bu kişiler hesap versin. Çünkü o dönem vampirlerin can çanağına kan akıttık.”
SANIK ADRESİNİ VERMEK İSTEMEDİ
Sanık Enver Ulu, savunmasının alınması için kimlik tespiti yapılırken, “Buradakilerin kim olduğunu bilmediğim için adresimi vermek istemiyorum. Koruma kararım var” dedi. Bunun üzerine müşteki avukatı Selçuk Kozağaçlı, “Senin kim olduğunu iyi biliyoruz. Katilsin. Sen bizi tanı, mağdur ailesiyiz” diyerek karşılık verdi. Kozağaçlı ile Ulu arasında tartışma yaşandı. Ulu, avukatlara el kol hareketi yaparak bir süre atıştı. Mahkeme başkanı araya girince Ulu, adresini verdi. Ancak avukatı olmadığı için Ulu’nun savunması alınamadı.
"TARIK ÜMİT ÖLMEDİ, İNGİLTERE'DE..."
Davanın sivil sanıklarından Nurettin Güven, ifadesinde “Tarık Ümit ölmedi, sağ kendisi. Benim bildiğim kadarıyla İngiltere’de. Bir kere Amerika’da Tarık Ümit’i bir MİT’çi ile viski içerken gördüm” dedi. İddianamede, MİT elamanı Tarık Ümit'i bu çetenin öldürdüğü anlatılıyordu.
AVUKATLAR TEHDİT EDİLDİ
Öte yandan davayı takip eden Çağdaş Hukukçular Derneği avukatları, Twitter üzerinden gelişmeleri aktarıyor.
Twitter'da "Çarkın dışındaki diğer katiller, üç maymunu oynuyor: görmedim, duymadim, bilmiyorum... katiller, gerçekleri asla gizleyemeyeceksiniz!" diye yazan ÇHD, Sanık Enver Ulu'nun adres beyan etmekten çekindiğini ve davaya katılan avukatları mahkeme huzurunda tehdit ettiğini yazdı.