22 Mar 2010 14:03 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:10

''FADİME ŞAHİN KONUŞMADIYSA BUNUN NERESİ HABER?'' ALİ ATIF BİR'DEN SABAH'I KIZDIRACAK SORU!..

Sabah'ın Fadime Şahin haberine bir eleştiri de Bugün Gazetesi yazarı Ali Atıf Bir'den geldi.

Fadime’nin neresi haber?

Kafamı kurcalayan üç konu var. İlk konu...
Başbakan’ın "100 bin Ermeni’yi sınır dışı" ederim tehdidi...
Bu tehditten (Batı gazetelerine göre retorik’ten) sonra evde Çisil Hoca tarafından "Al sana insana saygı duyan Erdoğan" diye ciddi ciddi taciz edildim.

Zaten söz konusu yazıyı yazdıktan sonra da "Sen hangi insana saygıdan söz ediyorsun. ’Ananı da al git’ diyen Başbakan’dan mı yoksa her gün karikatüristlere dava açan Başbakan’dan mı" diye soran çok sayıda e-posta aldım.

İkinci konum...

Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un dün Vatan’da Ruhat Mengi’ye verdiği röportaj. TSK’nın genel iletişimi açısından büyük hata.

O tarafta Ruhat Mengi’yi mesaj elçisi olarak kullanmakla bu tarafta Vakit’i mesaj elçisi olarak kullanmak arasında bir fark yok.

Ruhat Mengi bir kesin inançlı! İlker Başbuğ ne demek istediğimi daha iyi anlamak istiyorsa Eric Hoffer’in True Belivers (Kesin İnançlılar!) kitabını okumalı.

Ve Ruhat Mengi’leri mesaj elçisi olarak kullanarak TSK’nın imaj restorasyonuna hiçbir şekilde katkıda bulunamayacağını aksine kutuplaşmayı keskinleştireceğinin farkına varmalı...

Üçüncü konum...

Sabah’ın Fadime Şahin haberi.

13 yıl sonra; ismini, işini, yaşamını değiştiren Fadime’yi bulup, karşısına dikilmişler.

Fadime Şahin ağzını açmamış.

Sabah’ın muhabiri son dönemdeki darbe planlarından yola çıkarak, Fadime Şahin’in birileri tarafından 28 Şubat’ı meşru kılmak için kullanıldığını yazıyor.

Kanıt? Yok.

Fadime Şahin konuşmuş mu? Hayır.

Peki, bunun neresi haber!

Ahmet Hakan da dün köşesinde Sabah’a gönderme yapıp "Fadime’yi darbeciler kullanmadı, onu kullanan İslamcılardı" diyor.

Kanıt? Yok.

Olaya bir de Vatan dahil oldu.

"Biz Fadime’yi dört yıl önce bulmuştuk. Günaydın beyler" diyor.

Tekrar soruyorum o zaman:

"Sabah, Fadime Şahin konuşmadıysa, yeni hayatında hangi hakla onu neden rahatsız etti? Burada kamu çıkarı ne?"

Bir kez daha tekrar edelim.

Türkiye’nin en büyük sorunu medya. Haber yazmak, yapmak. Bilmediği konuyu biliyormuş gibi davranmak. Doğrulatmadan insanları karalamak. Ismarlama haber yapmak. Sekiz sütuna manşet karalama başlıklar atmak!

Dünya gazeteciliği nerede görmek isteyen lütfen Sabah’ın The New York Times ekini okusun. Oradaki haberlere ve haberlerin veriliş biçimine baksın.

Basında dünyadan daha iyi olduğumuz tek yer var o da kadının çıplak hallerini çok iyi resmetmemiz!

Bu konuda süperiz!

Biz kadını gözlerimizle yeriz, yediririz!

Diğer iki konuyu bu hafta ele alacağım. Bir de TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in TSK açıklaması var tabii ki. O konu çok daha önemli. O da bu hafta... Bekleyin...

Çekirgelik

"Boş bir çuvalın dik durması zordur." (Franklin)

Ali Atıf Bir/Bugün