03 Eki 2011 09:59
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:51
EZGİ ASAROĞLU İLK KEZ KONUŞTU! AZ DAHA ÖLÜYORDUM!
'Leyla ile Mecnun' dizisinde rol arkadaşı Ushan Çakır tarafından darp edilen ve diziden kovulan Ezgi Asaroğlu, ilk kez konuştu.
İkiyıl önce senaryosunu Onur Ünlü’nün yazdığı ’Acı Aşk’ filmi için röportaj yapmıştık Ezgi Asaroğlu’yla. İkinci buluşmamız da iki ay önce Onur Ünlü’nün yapımcısı ve yönetmeni olduğu ’Leyla ile Mecnun’ dizisi içindi. O röportajda Ezgi, "Sette çok eğleniyoruz. Muhteşem bir arkadaşlık var" demişti gözlerinin içi parlayarak... Ancak 11 gün önce setten inanılmaz bir haber geldi. Dizide Arda karakterine hayat veren Ushan Çakır, Ezgi Asaroğlu’nun boğazını öyle bir sıkmıştı ki, nefesi kesilen Ezgi hastanelik olmuştu.
Ezgi’ye o günlerde ulaşmak mümkün değildi. Birkaç gün sonra yapım şirketinden Çakır, Asaroğlu ve olaya adı karışan Beste Bereket’le dizinin yollarının ayrıldığına dair açıklama geldi. Asaroğlu da bir basın açıklaması yaptı. Ama olayın tam olarak ne olduğu bir türlü anlaşılamadı. Önceki gün hem geçmiş olsun dileklerimi sunmak hem de yaşananları öğrenmek için Ezgi’nin evinin bahçesinde buluştuk. Bu defa karşımda güler yüzüyle duran Ezgi’den eser yoktu. Vücudundaki darp izleri hâlâ duruyordu. Ama onun ilgilendiği ruhuydu. Çünkü olayı anlatırken adeta yaşıyordu. Ezgi’nin söyleyecek çok sözü vardı. O nedenle bu röportajı ikiye böldük. Bugün olayın perde arkasını, yarın olayın ardından yaşananları okuyacaksınız...
Ezgi, şu olayı aydınlatalım. Geçmişte aranızda ne yaşandı ki Ushan Çakır seni darp etti?
Ushan’la o güne kadar aramızda en ufak bir gerginlik bile yaşanmadı. Hatta beraber olduğumuz sahnelerde huzurlu çalışıyorduk. Olayın yaşandığı 22 Eylül Perşembe sabahı asıl gerginliği Beste Bereket’le yaşadık. Beste, daha önce benimle moral bozucu konuşmalar yaptığı için biz zaten bir süredir konuşmuyorduk. Profesyonel olarak işimizi yapıp hayatımıza devam ediyorduk. O sabah set karavanına gelerek benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben kabul etmedim. Çok ısrar etti. Bunun üzerine "Ne hakkında konuşacağız?" diye sordum. "Dışarıda kimsenin duyamayacağı bir yerde konuşmak istiyorum" dedi. Açıkçası uzun zamandır nedenini anlayamadığım bir şekilde bana kötü davrandığı için özür dileyeceğini zannettim ve karavanın uzağına gittik.
Beste Bereket’le aranızdaki sorun neydi?
Sebebini ben de bilmiyorum ve hiç anlamadım. Aramızda bir gerginlik vardı. Babam ALS hastası ve bir aydır yoğun bakımda. Kafamı yormam gereken başka dertlerim vardı. Bu gerginliğe hiç takılmadım.
Olay gününe dönelim. Karavandan uzaklaştınız ve Beste Bereket sana ne dedi?
Bana, "Ushan ve benim hakkımda konuşuyormuşsun. Ben bunları duyuyorum" dedi. Ben de hiçbir şey konuşmadığımı söyleyip muhabbeti bitirmek istedim. Ama o ısrarla "Konuşmuşsun, duyuyorum. İnsanlar seninle dalga geçiyorlar" diye gerginlik yaratmaya devam etti. Artık dayanamayıp "Sen, Ushan ya da ilişkiniz beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Benim düşünecek daha önemli şeylerim var. Konuşmadığım için kendimden eminim. Herkesle yüzleşebilirim. Kim onlar?" diye sordum. Cevap veremedi. Ardından da, "Bu Ushan’ın kulağına giderse, o benim kadar kibar olmaz. Çok sert olur" dedi.
Olay nasıl cereyan etti?
Beste benimle konuştuktan birkaç saat sonra Kireçburnu’ndaki çekimimiz bitti. Pasta almak için fırına gittim. O sırada Ushan sete gelmiş ve herkese benim nerede olduğumu sormuş. Fırından çıkmış sete doğru giderken Ushan’ın bana doğru geldiğini gördüm. Çok gergindi ve "Konuşmak istiyorum" dedi. Ben de sabah yaşananlar nedeniyle, "Konuşacak bir şey yok" dedim. Önümde durdu ve konuşmak için ısrar etti. Açıkçası kendini zor tutuyor gibiydi. Bu tavrından huzursuz oldum. Ushan’ın arkasında setten iki kişiyi gördüm ve yardım istemek için baktığım sırada boğazıma yapışan parmakları hissettim. "Sen benim kız arkadaşıma nasıl..." lafıyla beni kaldırıma düşürdü. Parmakları boğazımı öyle sıkıyorduki... Olayla ilgili hatırladığım en güçlü his bu. Etrafımızda onu ayırmak isteyen insanlar olduğunu hatırlıyorum ama benim başından beri mücadele gücüm yoktu ve çok çaresiz kalmıştım.
’SAÇLARIMDAN SÜRÜKLEDİLER’
Ushan Çakır’ın elinden kurtulmaya çalışmadın mı?
İnsanların sesleri bana uzaktan geliyor gibiydi. Nefes alamadım, gözlerim kaydı. Gerisi net değil. Birileri beni panikle yerden kaldırmaya çalışırken sürüklendiğimi hatırlıyorum. Kendimi içeri atar atmaz ilk aklıma gelen can güvenliğimin olmadığı ve ölüm korkusuydu.
Bu, bir anlık patlama mıydı?
Ushan sete gelir gelmez beni aradığı için, bunun anlık bir öfke olduğunu düşünmüyorum. Aramızda hiçbir konuşma geçmediği için bunu bir tartışma veya kavga olarak da görmüyorum. Bu bir dayak da değil bence çünkü ortada tokat ya da tekmeleme yok. Direkt boğazımı sıkıp, nefesim kesilene ve bedenim kendini bırakana kadar parmaklarını bir an olsun gevşetmedi. Ölüyordum... Hayatımda ilk kez ölümle burun buruna geldim. O korkuyu hâlâ üzerimden atamıyorum.
’GERGİNLİĞE RAĞMEN İŞİMİ YAPTIM’
Beste Bereket seni tehdit mi etti?
Evet, ben daha fazla konuşmak istemediğimi söyleyip karavana doğru yürüdüm. Ama o devam etti ve setin ortasında "Eğer konuştuysan, seninle bir doktora gidelim, tedavi ol" dedi. Ben de daha fazla terbiyesizleşmemesini söyledim. Settekiler ikimizi de ayrı ayrı köşelere çektiler. Beste bana bakmaya devam ediyordu. Ben "Bu yaptığın ikiyüzlülük" dedim ve oradan uzaklaştım. Geri döndüğümde karavandaydı. Ben, aramızdaki gerginliğin işimize yansımaması için profesyonelce işimi yapmaya devam ettim.
Oya Doğan/HT Magazin
Ezgi’ye o günlerde ulaşmak mümkün değildi. Birkaç gün sonra yapım şirketinden Çakır, Asaroğlu ve olaya adı karışan Beste Bereket’le dizinin yollarının ayrıldığına dair açıklama geldi. Asaroğlu da bir basın açıklaması yaptı. Ama olayın tam olarak ne olduğu bir türlü anlaşılamadı. Önceki gün hem geçmiş olsun dileklerimi sunmak hem de yaşananları öğrenmek için Ezgi’nin evinin bahçesinde buluştuk. Bu defa karşımda güler yüzüyle duran Ezgi’den eser yoktu. Vücudundaki darp izleri hâlâ duruyordu. Ama onun ilgilendiği ruhuydu. Çünkü olayı anlatırken adeta yaşıyordu. Ezgi’nin söyleyecek çok sözü vardı. O nedenle bu röportajı ikiye böldük. Bugün olayın perde arkasını, yarın olayın ardından yaşananları okuyacaksınız...
Ezgi, şu olayı aydınlatalım. Geçmişte aranızda ne yaşandı ki Ushan Çakır seni darp etti?
Ushan’la o güne kadar aramızda en ufak bir gerginlik bile yaşanmadı. Hatta beraber olduğumuz sahnelerde huzurlu çalışıyorduk. Olayın yaşandığı 22 Eylül Perşembe sabahı asıl gerginliği Beste Bereket’le yaşadık. Beste, daha önce benimle moral bozucu konuşmalar yaptığı için biz zaten bir süredir konuşmuyorduk. Profesyonel olarak işimizi yapıp hayatımıza devam ediyorduk. O sabah set karavanına gelerek benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben kabul etmedim. Çok ısrar etti. Bunun üzerine "Ne hakkında konuşacağız?" diye sordum. "Dışarıda kimsenin duyamayacağı bir yerde konuşmak istiyorum" dedi. Açıkçası uzun zamandır nedenini anlayamadığım bir şekilde bana kötü davrandığı için özür dileyeceğini zannettim ve karavanın uzağına gittik.
Beste Bereket’le aranızdaki sorun neydi?
Sebebini ben de bilmiyorum ve hiç anlamadım. Aramızda bir gerginlik vardı. Babam ALS hastası ve bir aydır yoğun bakımda. Kafamı yormam gereken başka dertlerim vardı. Bu gerginliğe hiç takılmadım.
Olay gününe dönelim. Karavandan uzaklaştınız ve Beste Bereket sana ne dedi?
Bana, "Ushan ve benim hakkımda konuşuyormuşsun. Ben bunları duyuyorum" dedi. Ben de hiçbir şey konuşmadığımı söyleyip muhabbeti bitirmek istedim. Ama o ısrarla "Konuşmuşsun, duyuyorum. İnsanlar seninle dalga geçiyorlar" diye gerginlik yaratmaya devam etti. Artık dayanamayıp "Sen, Ushan ya da ilişkiniz beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Benim düşünecek daha önemli şeylerim var. Konuşmadığım için kendimden eminim. Herkesle yüzleşebilirim. Kim onlar?" diye sordum. Cevap veremedi. Ardından da, "Bu Ushan’ın kulağına giderse, o benim kadar kibar olmaz. Çok sert olur" dedi.
Olay nasıl cereyan etti?
Beste benimle konuştuktan birkaç saat sonra Kireçburnu’ndaki çekimimiz bitti. Pasta almak için fırına gittim. O sırada Ushan sete gelmiş ve herkese benim nerede olduğumu sormuş. Fırından çıkmış sete doğru giderken Ushan’ın bana doğru geldiğini gördüm. Çok gergindi ve "Konuşmak istiyorum" dedi. Ben de sabah yaşananlar nedeniyle, "Konuşacak bir şey yok" dedim. Önümde durdu ve konuşmak için ısrar etti. Açıkçası kendini zor tutuyor gibiydi. Bu tavrından huzursuz oldum. Ushan’ın arkasında setten iki kişiyi gördüm ve yardım istemek için baktığım sırada boğazıma yapışan parmakları hissettim. "Sen benim kız arkadaşıma nasıl..." lafıyla beni kaldırıma düşürdü. Parmakları boğazımı öyle sıkıyorduki... Olayla ilgili hatırladığım en güçlü his bu. Etrafımızda onu ayırmak isteyen insanlar olduğunu hatırlıyorum ama benim başından beri mücadele gücüm yoktu ve çok çaresiz kalmıştım.
’SAÇLARIMDAN SÜRÜKLEDİLER’
Ushan Çakır’ın elinden kurtulmaya çalışmadın mı?
İnsanların sesleri bana uzaktan geliyor gibiydi. Nefes alamadım, gözlerim kaydı. Gerisi net değil. Birileri beni panikle yerden kaldırmaya çalışırken sürüklendiğimi hatırlıyorum. Kendimi içeri atar atmaz ilk aklıma gelen can güvenliğimin olmadığı ve ölüm korkusuydu.
Bu, bir anlık patlama mıydı?
Ushan sete gelir gelmez beni aradığı için, bunun anlık bir öfke olduğunu düşünmüyorum. Aramızda hiçbir konuşma geçmediği için bunu bir tartışma veya kavga olarak da görmüyorum. Bu bir dayak da değil bence çünkü ortada tokat ya da tekmeleme yok. Direkt boğazımı sıkıp, nefesim kesilene ve bedenim kendini bırakana kadar parmaklarını bir an olsun gevşetmedi. Ölüyordum... Hayatımda ilk kez ölümle burun buruna geldim. O korkuyu hâlâ üzerimden atamıyorum.
’GERGİNLİĞE RAĞMEN İŞİMİ YAPTIM’
Beste Bereket seni tehdit mi etti?
Evet, ben daha fazla konuşmak istemediğimi söyleyip karavana doğru yürüdüm. Ama o devam etti ve setin ortasında "Eğer konuştuysan, seninle bir doktora gidelim, tedavi ol" dedi. Ben de daha fazla terbiyesizleşmemesini söyledim. Settekiler ikimizi de ayrı ayrı köşelere çektiler. Beste bana bakmaya devam ediyordu. Ben "Bu yaptığın ikiyüzlülük" dedim ve oradan uzaklaştım. Geri döndüğümde karavandaydı. Ben, aramızdaki gerginliğin işimize yansımaması için profesyonelce işimi yapmaya devam ettim.
Oya Doğan/HT Magazin