25 Eki 2010 09:12 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:44

EYÜP CAN, LEMANCILAR'IN ELEŞTİRİLERİNE NASIL CEVAP VERDİ?

Radikal'in yeni Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, bir yazısı üzerine kendisini ti'ye alan haftalık mizah dergisi Leman'a ne cevap verdi?

Lemancılar ilk yazımla nasıl dalga geçti

Madem okurların karşısında kimliklerimden sıyrıldım, tiye alınmayı da hak ettim.

Haftalık mizah dergisi Leman, yeni Radikal’in ilk günü yazdığım ’Yahudi Sevgilim, Müslüman Karım ve Ben’ başlıklı yazımla dalga geçmiş.

"Hakiki Radikal sonunda geliyor. İşte Hakiki Radikal’in Genel Yayın Yönetmeni Belkıs Benli’nin gazetenin çıkış manifestosunda yazdıklarından bir bölüm: Benim ex sevgililerden Balatlı Samuel aradı geçenlerde. Şöyle Piyer Loti’de bir buluşsak da eski günleri yâd etsek, dedi. Benim kocaya söyledim ’Ne demek, hemen buluşalım’ dedi. Samuel işte çılgın adam, sen tut buluşmaya en son sevgilisinin tüp bebek yoluyla yaptığı çocuğu da getir..."

Çok güldüm...
Gülmekle kalmayıp "İyi ki hayatımızda mizah var" dedim.
İyi bir mizah okuru olarak Leman, Penguen ve Uykusuz’u bu hafta ucu bana dokunduğu için daha bir keyifle okudum.
Madem Radikal okurlarının karşısına ilk gün soyunup çıktım, üzerime giydirilmiş kimlikleri bir bir havaya fırlattım, elbette eleştirilmeyi ve tiye alınmayı hak ettim.
Bu yüzden Lemancılara, yeni Radikal’i ilk günden ’fiyasko’ ilan edip ağabeyce tavsiyelerde bulunan Hıncal Uluç’a, övgü ve yergi dolu ilk izlenimlerden sonra en az bir hafta beklemeyi tercih eden Ahmet Hakan’a, Radikal’in her aşamasında yapıcı eleştirisini esirgemeyen Fehmi Koru-Taha Kıvanç ikilisine, neredeyse her sabah yaptığımız gazeteyi ’şu olmuş, bu olmamış’ diyerek sorgulayan Hasan Cemal ve Ertuğrul Özkök’e, tebrik ve tepkisini ileten medya mahallesinden tüm dostlara huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Leman’ın tiye aldığı ilk yazımı ’vicdanlı bir gazete’ vaadiyle bitirmiştim.
Aradan bir hafta geçti.
Gazeteciliğimizi ve vicdanımızı sizlere açtık.
Bugün size bir vaadimizi daha açmak istiyorum.
Radikal sadece ’vicdanlı’ bir gazete değil, aynı zamanda ’kompleksiz’ bir gazete olacak.
Kendisini kıyasıya eleştiren, başkalarından önce kendi kendisiyle dalga geçebilen bir gazete...

Dün Çınar (Oskay) yönetiminde hazırlanan, gün boyu elimden düşüremediğim Radikal Pazar bunun ilk örneğiydi.
İşim artık daha zor; çünkü kendime sıkı bir rakip yarattım.
Ezgi’nin (Başaran) ’iki katille yüz yüze’si, Metin Üstündağ’ın ’usta ne diyorsun bu hususta?’sı, Kaan Sezyum ve Aziz Kedi’nin beni önce delik deşik edip sonra duvara çivileyen yazıları, Sırrı Süreyya’nın ’mesai saatinde ölmek yasak’ı, Ahmet İnsel’in ’ateist yazar’ kimliğiyle Diyanet İşleri Başkanı’nın karşısına çıkması, Yıldırım Türker’in SDP’li üç öteki kadının sesine kulak veren ’bir de benden dinle’si...
Hangi birini anlatsam...
Galiba en önemlisi tüm bu yapılanların karşılıksız kalmaması...
Bizi ilk haftamızda 100 bin tiraj hedefimize ulaştıran siz Radikal okurları.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.

İşte geçen haftaya kadar 30 binlerde dolaşan Radikal’in bir haftalık yeni tiraj bilançosu.
İlk gün, yani 17 Ekim Pazar günü 131 bin.
Hafta içi 18-19-20-21-22 Ekim arası ortalama 93, 89, 88, 87, 89. 23 Ekim Cumartesi 108 bin.
24 Ekim Pazar ise dün öğlen gelen ilk rakamlara göre 115 bin.

Geçen hafta yola "100 bin Radikal aranıyor" diye çıktık.
Henüz yolun başındayız...
"Ben de Radikalim" diyerek çağrımıza karşılık veren ’100 bin Radikal’e teşekkürler.