İkinci çeyrekte inşası için ruhsat verilen bina sayısı 24 bin 82, daire sayısı ise 137 bin 210 olarak belirlendi. Böylece, pandemi etkisindeki 2019 hariç tutulduğunda, 2009'dan sonraki en düşük ikinci çeyrek verisi kaydedilmiş oldu.
Sektör uzmanları, Türkiye’de her yıl 800-850 bin yeni konuta ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Ancak bu yılın ilk yarısında alınan ruhsat sayısı yaklaşık 314 bin civarında kaldı. Ayrıca, ruhsat alınması inşaatın hemen başlayacağı anlamına gelmiyor; inşaat süreci başlasa bile tamamlanması için ortalama 1,5-2 yıl beklemek gerekiyor. Geçen yıl üretimde bir toparlanma yaşanmış olsa da, 2018’den bu yana alınan ruhsatlar ihtiyaçların gerisinde kalmış durumda, bu da arz açığının giderek büyümesine neden oluyor.
İKİNCİ EL STOKLARI DA ZAYIFLADI
Sektör uzmanları, arzdaki azalmanın kiralar ve fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağını, bunun da 2025 yılında daha belirgin hale geleceğini ifade ediyor. Yeni konut üretimindeki düşüş, bir süre ikinci el satışlarıyla telafi edilse de, artık ikinci el stoklarının da zayıfladığına dikkat çekiliyor. Uzmanlar, üretimi hızlandırmak için acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
Sektör temsilcileri, konut üretiminin temel ham maddesinin arsa olduğunu ancak yüksek arsa maliyetleri nedeniyle ihtiyacı olan kesime yeterli üretim yapılamadığını belirtiyor. Bu nedenle, kamuya ait arsalarda kamu-özel sektör işbirliği ile erişilebilir konut üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Böylece uygun fiyatlı konutlar, sosyal kiralık konutlar ve dönüşüme girecek evler için rezerv konut inşa edilebileceği ifade ediliyor. Son iki yıldır gündemde olan bu öneri için sektör dernekleri ile kamu yetkilileri arasındaki görüşmeler devam ediyor.